Meğer aynı şeyleri düşünen ne çok kişi varmış

Ben de düşünmüştüm açıköğretimden sınavsız ikinci üniversite imkanından yararlanmayı. Hem kendimi başka bir alanda daha geliştirmiş olurum hem de -gerçi pek düşünmüyorum ama- şirket avukatlığı yapmayı düşünürsem özgeçmişte şık duracaktır diye düşündüm. Ama her şey o kadar da toz pembe değil. Bir kere açıköğretim olunca zaten öyle aman aman bir eğitim alamayacaksınız; kendi imkanlarınızla dersleri geçeceksiniz -tabi dersane yardımı almazsanız ya da derslere giremeyecekseniz.- Zaten dersler yoğun. Çoğu zaman açıköğretim sınavları kendi sınavlarınızla çakışacak ya da en azından yakın zamanlara denk gelecek. Gerekli eğilimi gösterip kendinizi istediğiniz ölçüde geliştirememek şöyle dursun kendi derslerinizi de sıkıntıya sokacaksınız. İkisini birden hiç sıkıntı yaşamadan en iyi şekilde hallederim diyorsanız ya da önemli olan diploma almış olmak ve buna değer diyorsanız kendi tercihiniz tabii ki

Aynı düşünceleri kafasından geçirmiş biri olarak ben kendi derslerime yoğunluk verip tek diploması olan iyi bir hukukçu olmayı tercih ettim mesela.

Muhakkak sadece fakültede alınan derslerle yetinmemeli mesela çeşitli kurslarla değişik alanlarda faal olmak da mümkün ve daha cazip geldi bana

Bunlar beni düşüncelerimdi; paylaşmak istedim.
Saygılar...