Mesajı Okuyun
Old 22-08-2008, 19:41   #1
BaharB

 
Varsayılan ateşli silahlar kanunu ile yönetmelik arasındaki çelişki

Değerli Üyeler;

6136 sy. "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun"un 7. maddesinin son fıkrasında (adli sicili nedeniyle) kimlerin silah ruhsatı alamayacakları belirtilmiştir. Buna göre "Ateşli silahla işlenen cürümlerden hükümlü bulunanlar ile taksirli suçlar hariç olmak üzere bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlara; affa uğramış olsalar bile hiçbir suretle ateşli silah taşıma ve bulundurma izni verilemez."


Buna karşılık 21/03/1991 tarih ve 91/1779 nolu Bakanlar Kurulu Kararı ile 01/06/1991 tarih ve 20888 sy. Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin 16.maddesinin (e) bendine göre, taksirle veya basın yoluyla işlenenler hariç değişik zamanlarda işlediği aynı veya farklı türden ikiden fazla suçtan dolayı hapis veya ağır hapis ve/veya ağır para cezasına mahkum olanlara ateşli silah ve mermilerini taşıma ve bulundurma izni verilememektedir.

Görüldüğü üzere yasa ile getirilen düzenleme, Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelik ile genişletilmiştir. Buna göre örneğin (müvekkilimde olduğu gibi) çek karnesini iade etmemek nedeniyle 3 kere ağır para cezasına mahkum olmuş iseniz yasaya göre silah ruhsatı almanızda bir engel olmamasına rağmen, yönetmelik gereği talebiniz reddedilmektedir.

Yönetmelik hükümleriyle yasa hükümlerinin genişletildiği ve idarece yasaya aykırı düzenleme yapıldığı, idarenin bu düzenlemeye hukuki bir değer yüklemek suretiyle idari işlem tesis etmesinin yasaya ve hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile idare mahkemesinde açtığım dava reddedildi. Ancak kararda hiç bir gerekçe yok. Dava ve savunma özetlendikten sonra yönetmelik hükmünden bahsedilmekte idari işlemin yönetmeliğe uygun olduğu belirtildikten sonra aynen "öte yandan, davacı tarafından ileri sürülen diğer hususlar dava konusu işlemi kusurlandırıcı nitelikte görülmemiştir" denilerek davanın reddedildiği hüküm altına alınmaktadır.

Aklıma takılan husus şudur;

Ateşli Silahlar vs. Kanunu ile ilk defa bu vesile ile ilgilendim ve mahkemenin kararında herhangi bir gerekçe göstermemesi nedeniyle karardan hukuken tatmin olmuş değilim. Acaba benim gözümden kaçan bir husus mu vardır ki, hatta bu husus çok basit ve herkesçe bilinmektedir de bu yüzden mi mahkeme tarafınadan açıklanmaya dahi gerek görülmemiştir? Yoksa mahkeme kararı hatalımıdır?

Konu hakkında değerli görüşleriyle bana yardımcı olup vakit ayırabilecek üyelere teşekkür ederim.