Mesajı Okuyun
Old 21-08-2008, 11:29   #8
hukukcu1985

 
Varsayılan

T.C. Danistay
12.Dairesi
Esas: 2002/2239
Karar: 2005/169
Karar Tarihi: 02.02.2005
ÖZET : Rafineri Müdürlüğünde uzman olarak görev yapan davacı, iş akdinin feshedilmesine ilişkin işlemin iptali isteğiyle açtığı davada verilen iptal kararı üzerine açıkta geçen sürede yoksun kaldığı aylık, ikramiye vesair ücretlerinin ödenmesine karar verilmesi talebiyle dava açmıştır.
Davacının sözkonusu ücretlerinin yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle 9.2.2000 tarihinde kayda geçen ek dilekçeyle istemde bulunduğu anlaşılmış olup yasal faizin 60 günlük dava açma süresi içinde mahkeme kaydına geçen dilekçeyle talep edilmiş olması karşısında, sözkonusu talebin davayı genişletme olarak kabulü mümkün olmadığından yasal faiz istemi konusunda hüküm kurulmamasına ilişkin kısmı yönünden idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

(2577 S. K. m. 3/2-d) (399 S. KHK m. 1, 45)
İsteğin Özeti: Diyarbakır İdare Mahkemesinin 19.10.2001 günlü, E: 2000/84, K: 2001/874 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi: Deniz Levent
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı: Fahrünnisa Tunca
Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3. maddesinin 2/d bendinde tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın dava dilekçelerinde gösterileceği kurala bağlanmıştır.
Temyizen incelenen dava dosyasında, davalı idareye bağlı Batman Rafineri Müdürlüğünde uzman olan davacının iş akdinin feshedilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davanın iptal kararı ile sonuçlanmasından sonra aylık ve ücretlerinin verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddedilmesi üzerine aylık, ikramiye vesair ücretlerinin ödenmesi istemiyle açtığı davanın Mahkemece kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Kamu görevlilerinin parasal haklarının tazmini istemiyle İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı uyarınca miktar belirtmeksizin dava açabilmeleri ancak işlemin iptali istemiyle aynı dilekçede tazminat isteminin bulunması halinde mümkün olabileceği tartışmasızdır.
Davacı tarafından işlemden doğan tam yargı davasının iptal davası açıldıktan ve karara bağlandıktan sonra açılmasına karşılık tazmini istenilen miktarın belirtilmediği görülmektedir.
Açıklanan nedenle, 2577 sayılı Yasanın 3. maddesine uygun düzenlenmeyen dilekçenin reddedilmesi gerekirken dosyanın tekemmül ettirilerek verilen kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Karar: Batman Rafineri Müdürlüğünde uzman olarak görev yapan davacı iş akdinin feshedilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada verilen iptal kararı üzerine açıkta geçen sürede yoksun kaldığı aylık, ikramiye vesair ücretlerinin ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Diyarbakır İdare Mahkemesinin 19.10.2001 günlü, E: 2000/84, K: 2001/874 sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, Batman Rafineri Müdürlüğünde uzman olan davacının iş akdinin feshedildiği, Diyarbakır İdare Mahkemesinde işlemin iptali istemiyle açtığı davada verilen 27.4.1998 gün ve 1998/494 sayılı yürütmenin durdurulması kararı üzerine davacının 28.6.1999 tarihinde görevine iade edildiği, bilahare 20.10.1999 gün ve E: 1998/494, K: 1999/592 sayılı kararı ile işlemin iptaline karar verildiği, bu kararın idarece temyiz edildiği, kararın davacıya tebliği üzerine açıkta kaldığı sürelere ilişkin aylık ve ücretlerinin ödenmesi istemiyle 29.12.1999 tarihinde idareye noter aracılığı ile ihtarname çekildiği, 4.1.2000 tarihli cevap ile talebinin reddedilmesi üzerine 2.2.2000 tarihinde bakılan davanın açılmış olduğu, Danıştay Onikinci Dairesince, davacının iş akdinin feshedilmesine ilişkin işlemin iptali yolunda verilen kararın onanarak kesinleştiği, bu durumda, iş akdinin feshine ilişkin işlemin kesinleşen yargı kararı ile iptal edilerek ortadan kaldırılması nedeniyle davacının iş akdinin feshedildiği tarihten mahkemenin 27.4.1998 tarih ve E: 1998/494 sayılı yürütmenin durdurulması kararı üzerine tekrar göreve iade edildiği 28.6.1999 tarihine kadar olan açıkta geçen süreler için yoksun kaldığı tüm parasal haklarının davalı idarece hesaplanarak davacıya ödenmesi gerektiği, davacının yasal faiz istemine gelince ilk dava dilekçesinde yasal faiz isteminde bulunmayıp dava açıldıktan sonra verilen 9.2.2000 tarihli ayrı bir dilekçe ile faiz isteminde bulunduğundan, mahkemelerin ilk dava dilekçesindeki taleplerle bağlı olması ve ilk dava dilekçesindeki istemlerin sonradan genişletilmesine ve ek talepte bulunulmasına usul yönünden imkan bulunmadığından davanın, yoksun kalınan parasal hakların tazmini istemiyle incelendiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının açıkta bulunduğu sürelere ilişkin yoksun kaldığı tüm parasal haklarının davalı idarece hesaplanarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idare, davacının Kapsamdışı Personel Yönetmeliği, İş Kanunu ve genel hukuk kurallarına göre yapılan iş akdinin 399 sayılı KHK uyarınca feshine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, davacı ise faiz isteminin parasal haklarının fer'i mahiyetinde olduğunu, davalı idareye dava dilekçesi tebliğ edilmeden önce sunulan ek dilekçede, faiz istemine ilişkin ayrıca bildirimde bulunduğunu, bu durumun da dava dilekçesinin genişletilmesi ve ek talepte bulunulması biçiminde değerlendirilemeyeceğini, iptal edilen işlemin tesisi tarihinden itibaren tüm maddi haklarının ödenmesi gerektiğinden ve faiz istemi de bu kapsamda bulunduğundan davanın genişletilmesi biçiminde kabul edilemeyeceğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedirler.
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup davalı idare tarafından ileri sürülen hususlar, kararın açıkta bulunduğu sürelere ilişkin yoksun kaldığı tüm parasal haklarının davacıya ödenmesine ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamaktadır.
Kararın, davacının yasal faiz istemine yönelik kısmına gelince; mahkemece, davacının dava dilekçesinde yasal faiz isteminde bulunmaması nedeniyle dilekçedeki istemleri ile bağlı olması ve bu isteminin sonradan genişletilemeyeceği ve ek talepte bulunulmayacağı gerekçesiyle faiz istemi yerinde görülmeyerek bu hususta hüküm kurulmamış ise de; davacının iş akdinin feshine ilişkin işlemin iptaline dair kararın 13.12.1999 tarihinde tebliği üzerine 29.12.1999 tarihli dilekçesiyle, iptal kararının uygulanması ve açıkta kaldığı sürede ödenmeyen aylık ve ikramiye vesair ücretlerinin ödenmesi istemiyle idareye yaptığı başvurusunun 4.1.2000 günlü işlemle reddi üzerine 2.2.2000 tarihinde açtığı davada, dava dilekçesinde görevden alındığı döneme ilişkin aylık vesair ücretlerinin ödenmesine karar verilmesini istediği, bilahare sözkonusu ücretlerinin yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle 9.2.2000 tarihinde kayda geçen ek dilekçeyle istemde bulunduğu anlaşılmış olup yasal faizin 60 günlük dava açma süresi içinde mahkeme kaydına geçen dilekçeyle talep edilmiş olması karşısında, sözkonusu talebin davayı genişletme olarak kabulü mümkün olmadığından yasal faiz istemi konusunda hüküm kurulmamasına ilişkin kısmı yönünden idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Diyarbakır İdare Mahkemesinin 19.10.2001 günlü, E: 2000/84, K: 2001/874 sayılı kararının, davacının açıkta bulunduğu sürelere ilişkin yoksun kaldığı tüm parasal haklarının davalı idarece hesaplanarak ödenmesine ilişkin kısmı yönünden davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile kararın bu kısmının onanmasına, davacının faiz istemine yönelik hüküm kurulmamasına ilişkin kısmı yönünden ise davacının temyiz isteminin kabulü ile kararın bu kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yasal faiz ödenmesine ilişkin istem hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 2.2.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.