08-08-2008, 12:46
|
#17
|
|
|
|
|
|
Memleketim, memleketim, memleketim,
ne kasketim kaldı senin ora işi
ne yollarını taşımış ayakkabım,
son mintanım da sırtımda paralandı çoktan,
şile bezindendi.
Sen şimdi yalnız saçımın akında,
enfarktinda yüreğimin,
alnımın çizgilerindesin memleketim,
memleketim,
memleketim...
Nazım Hikmet
Nazım'ın yüreğinden bu dizeler döküldüğü zaman eminim Nazım da memleketinin
tepeden tırnağa "iyi" den "güzel" den ibaret olmadığının farkındaydı.
Kendisi "memleket" hasretiyle, "memleketinin insanı" hasretiyle yanarken
"memleketinin bir çok insanı" O'nu uzak durulması gereken biri olarak
görüyordu.Htta belki sevmiyordu.Nazım tüm bunların farkındaydı.Ama bir gün
olsun memelketimi insanımı sevmiyorum dememiştir.
Hayata,insana Nazımca bakmak bu olsa gerek...
|
|
 |
|
 |
|
veli kul bu olsa gerek  o fıtrat henüz bende yok 
|