|
Nedir tartışılan konu burada? Dekolte bir elbiseyle küprüye gidip balık tutan bir kadının giysisinin ve bu giysinin havalanmasının köprünün güvenliği ile sorumlu bir kişinin ahlak anlayışına ters düşmesi. Kadının bu davranışı köprünün güvenliğini tehlikeye mi atmış ki, güvenlik görevlisi olaya müdahale etmiş? Cevap hayır, çünkü böyle bir suçlama yok ortada. Nedir problem o zaman? Köprünün güvenliği ile sorumlu kişinin polis çağırması, olaya el koyan polisin ve mahkemenin güvenlik görevlisinin görüşü yönünde karar vermesi problem. Olaydan haberdar olan medya olayı abartarak kamuoyuna bildirmiş. Kamuoyunun tepkisi ne peki? Kadına hak veren cephe ile güvenlik görevlisine, polise ve kadını cezalandıran mahkemeye hak veren bir başka cephe var ortada.
Bu iki cepheden hangisi haklı peki? Dananın kuyruğu burada kopuyor işte!
Aslına bakarsanız ikisi de haklı, herkes kendi dünya görüşüne göre tabii ki? Herkesin kendi dünya görüşü ise sübjektiftir aslında, objektif değil. Herkesin kendisine, kendi şahsiyetine bağlı bu sübjektif görüşü genelde toplumda var olan düşünce akımlarından, toplumdaki değer ölçülerinden, toplum psikolojisinden soyutlanamaz. Çünkü fertlerine o değerleri aşılayan toplumdur.
Burada anlatmaya çalıştığım genel ahlak değerleridir. Genel ahlak değerleri nedir peki, durağan hiç değişmeyen değerler midir? Değil elbette, öyle olsaydı insanlar değil ortaçağda, taş devrinde olurdu halen. Dünya üzerindeki tüm toplumların ahlak değerleri devamlı bir değişim halindedir. Bu değişimin positif mi yoksa negatif mi olduğu başka bir soru, önemli olan değişimin kendisi.
Toplumdaki değer ölçülerinin ve genel ahlakın değişimi pürüzsüz olmaz elbette. Genelde değer ölçülerinin değişimi ile imtiyazlı konumlarını kaybeden toplum katmanları değişime karşı, yeni değer ölçülerinden faydalanabilecek katmanlar taraftardır değişime.
Üzerinde durulması gereken konu burada ‘Teşhir’ kavramının tanımı. Var mı bu kavramın kesin bir tanımı, olabilir mi kesin bir tanım? Bence hayır, olamaz. Neden olamaz? Olamaz, çünkü kavram göreceli bir kavramdır, çağdan çağa, toplumdan topluma değişir. Aynı toplumdaki değişik guruplarda bile değişik tanımlar olabilir.
Bizim burada tartıştığımız konu bir batı ülkesinde genelde normal karşılanır, doğumuzda yer alan birçok ülkede ağır bir suçtur. Batıda rüzgardan uçuşan eteği ile Marilyn Monroe kült olur. Doğumuzdaki ülkelerde kadınlar çador altına sokulur. Bizde nedir durum peki? Tam olarak nereye ait olduğumuza kara veremediğimiz için tartışıp duruyoruz işte!
Yoruma açık olan konularda, yasa hükümleri de fazla bir fayda getirmez. Aynı yasa hükmü bir ülkede başka, diğer ülkede başka türlü uygulanır, yetiştikleri toplumun kültürel bir ürünü olan hukukçuların dünya görüşlerine paralel olarak. Bazı durumlarda hukukçulara sıra bile gelmez ‘mahalle baskısı’ halleder olayı.
Saygılarımla
|