Kıymetli Meslektaşlarım ;
Esasında Yagıtay'ın vermiş olduğu karar son derece isabetli ve advocat63 meslektaşımın sorusuna tam bir yanıt ancak bir takım eksiklikleri var şöyle ki ;
Yargıtay sadece ve sadece Cumhuritet Savcığı'nca temyiz edildiği takdirde aleyhe bozma yasağının işlemeyeceğini yani sanığın alehine gidilebileceğini öngörmektedir. Buna müdahili de ekleyebiliriz karar 1930 tarihli olduğu için bu konuda bi düzenleme içermemiş olabilir.Ancak asıl sorun şurdadır:
İki tane sanık düşünelim sanık A ve sanık B ikisi de meydana gelen suça konu fiili diğerinin işlediğini savunmaktadır. Bu durum da sanık A nın suçlu bulunması halinde sanık B Sanık B nin suçlu bulunması halinde sanık A beraat edecektir. Mahkeme sanık A nın suçunu sabit görmüş mahkumiyetine karar vermiş sanık B nin se beraatine karar vermiştir.
Karar re'sen temyize tabi olduğu için Yargıtay'a intikal etmiş kararı ne cumhuritet savcısı ne katılan ne sanıklar temyiz etmiştir. Yargıtayımız da yerel mahkemenin delilleri yanlış değerlendirdiğinden bahisle kararı bozmuş sanık B nin mahküm edilmesi gerekirken sanık A nın mahküm edilmesi isabetsizdir diye karar vermiştir.
1. sorum bu durum da sanık B için Aleyhe bozma yasağı işler mi
2. sorum sanıklardan A kararı temyiz etmiş olsa cevanız değişir miydi