Mesajı Okuyun
Old 07-07-2008, 13:27   #5
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Eroğlu,

Öncelikle merhaba,(13 yıl sonra sizle karşılaşmak hoş bir şey )

Sayın Ergin'e aynen katılıyorum, ayrıca eldeki deliller yeterli ise, yemin teklif edilmesi usul hukukuna aykırıdır, diye düşünüyorum.

4. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/14644
K. 2004/6692
T. 25.5.2004
• ZİYNET EŞYALARININ DAVALIYA AYNEN İADESİNİ VEYA BEDELİNİN ÖDETTİRİLMESİ ( Davalı Tarafından Gizlice Alınan Ziynet Eşyalarının Talep Edilebileceği )
• EVİN GİDERLERİNİN KOCAYA AİT OLMASI ( Evin Giderlerinin Kocaya Ait Olması Nedeniyle Bozdurulan Ziynet Eşyalarının Geri İade Edileceğinin Kabul Edilmesi )
• YEMİN TEKLİFİ ( Toplanan Deliller Yeterli İse Yemin Teklif Edilemeyeceği )
1086/m.337,338,355
ÖZET : Evin giderleri davalı kocaya aittir. Davacının altınları eşine geri almamak üzere verdiğine, bağışladığına ilişkin bir kanıt da yok ise bozdurup harcanan ziynetleri davacıya geri vermekle yükümlüdür. Ayrıca toplanan kanıtlar yeterli olduğu halde usule aykırı olarak yemin teklif edilmiş olması da yanlıştır
DAVA : Davacı Reyhan Tanılmış vekili Avukat Ferda Kardelen tarafından, davalı Mehmet Oğuz Tanılmış aleyhine 8.11.2001 gününde verilen dilekçe ile ziynet eşyasının istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 26.6.2003 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 25.5.2004 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat Ramazan Akkaya ile karşı taraftan davalı vekili Avukat Aysun Yıldız geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı, davalının boşanma davası açılacağı sıralarda ve davacının evde olmadığı bir zamanda eve girerek davacının ziynet eşyalarını alıp götürdüğünü belirterek, ziynet eşyalarının aynen iadesinin veya bedelinin ödetilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece dava reddedilmiş, karar davacı yanca temyiz edilmiştir.
Davalı vekili 26.5.2003 tarihli dilekçesinde eşyalarının evlilik birliği içinde yurtdışında bulunan davacının ailesinin yanına gitmek için bozdurulduğunu ve bu para ile davacı ile davalının birlikte yurtdışına gittiklerini belirtmiştir. Tanıklar da bu savunma doğrultusunda açıklamalarda bulunmuşlardır.
Evin giderleri davalı kocaya aittir ve yurtdışına gidiş parasını da davalı karşılamak zorundadır. Davacının bu altınları eşine geri almamak üzere verdiğine, bağışladığına ilişkin bir kanıt da yoktur. O halde davalı yurtdışına gidiş için harcanan ziynetleri davacıya geri vermekle yükümlüdür. Davacının dava dilekçesinde altınların davalı tarafından evden alındığının ve boşanma kararı gerekçesinde de davalının altınları aldığının belirtilmesi davalının beyanına göre davanın kabulünü engellemez. Şu durumda yerel mahkemece dava konusu ziynet eşyalarının bedelleri belirlenerek davalının sorumluluğu yönünde hüküm kurulması gerekirken davanın reddi doğru değildir. Ayrıca toplanan kanıtlar yeterli olduğu halde usule aykırı olarak yemin teklif edilmiş olması da yanlıştır. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve temyiz eden davacı vekili için takdir olunan 375.000.000 lira duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25.5.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.