Sayın meslektaşlarım,
Düzen bazı alanlarda giderek karmaşıklaşmaya bazı alanlarda ise basitleşmeye-sadeleşmeye başladı diye düşünüyorum..
Bir soruya cevap verirken bir meslektaşımızın, "Temyiz dilekçesinde THS'inden alıntı yaptığını " beyan etmesinden sonra düşünür oldum..
Özellikle 5846 sayılı FSEK ayrıntılı şekilde düzenlenmesinden ve eser-fikir sahiplerinin bu kanunu,haklarını özümsemesinden sonra hukuki ve cezai açıdan şikayetler akabinde davalar açıldı,kararlar verildi..
Bu kanun kapsamında sinemacılar,müzik eserleri sahipleri,fotoğrafçılar, mimarlar,sanatçılar ve daha kanun kapsamına girip bizim henüz tesbit edemediğimiz nice eser-fikir sahibi haklarını savunur ve emeklerinin heba olmasını engeller oldular..
Ben de biz "Avukatlar" açısından 5846 sayılı Kanun'u inceledim.
Ama o da ne!
Biz ne fikir ne de sanat eseri yapımcısı,yayımcısı,eser sahibi vs.vs. sayılmıyoruz.
Halbuki, ben nice davada dava dilekçemi neredeyse başta sona kendim varettiğimi,gecemi-gündüzüme katıp ilmek ilmek,oya gibi işlediğimi,tüm içtihatları ve dava konusu hakkında çıkarılmış tüm makale,dergi,araştırma vs tüm eserleri günlerce taradığımı bilirim.Sonuçta ise,sadece benim beynimin,tecrübemin,araştırmamın sonucu olan "eserimi yani dava yada cevap dilekçemi " ben var ederim.
İkimizim dahi gelse,aynı araştırmalarla aynı eseri meydana getiremez.
Tüm bunlar yanında,dilekçem yada davam kabul görür ve dava kazanırsam bu takdirde eserimin güzelliği,özelliği daha fazla önem kazanır.Yine bir de bu karar yani aslında benim cevaplarım,araştırmalarım,eserim Yargıtay tarafından onaylanır ise taç giymiş, "Dava Oscar'ı " almış gibi sevinmez miyim?
Hadi bir de bu karar,bir konuda yeni,farklı bir uygulama getirir ve benim eserimden,kopyala-yapıştır yöntemiyle niceleri faydalanırsa telif hakkı istemez miyim?
İsteyemem !
Çünkü benim eserim ne ilmi-ne edebi-ne musiki-ne mimari anlamda güzel sanat eseri sayılıyor ne de işleme,derleme olarak kabul görüyor...
Dilekçelerime tipleme-karikatür koysam bunlar 5846 S.Kanun'dan yararlanırken,saçlarıma ak düşüren,gece gündüz bana kafayı yedirten dosyalardaki dilekçelerim,yağlı-sulu boya ile bezemediğim sürece raflarda tozlanmaya mahkumlar!...
Geçen gün bir mimar arkadaşım,bundan altı sene evvel çizdiği bir bina projesi için "binayı yeniden düzenlemek istediklerini ama günün rayici üzerinden projeye dair telif hakkını almadan ne binaya ellerini sürebileceklerini ne de üzerinde oynama yapabileceklerini,eserini kendi izni olmadan yok edemeyeceklerini " söylemişti.
Kimse yanlış anlamasın.!.
Amacım bir koyundan iki post çıkarmak değil..Ben sadece eserimin vasıfsız eser olmasını kabullenemiyorum..
Arkadaşlar,
Ya sizin eserleriniz,size göre "Fikir ve Sanat Eseri " mi yoksa değil mi ?