Mesajı Okuyun
Old 13-06-2008, 17:21   #8
av_ispir

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi

Esas : 2002/13083
Karar : 2003/1579
Tarih : 20.02.2003

ÖZET : Hükmün sonucu kısmında gerekçeye ilişkin herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istem sonuçlarından, herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse, sıra numarası altında birer,birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde gösterilmesi emredici bir kuraldır. Gerekçeli kararın da, kısa karara uygun düzenlenmesi zorunludur. Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtta belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi, zorunlu gerekçeli kararda, hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak şekilde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.

(1086 sayılı HUMK. m. 381/2, 388)

KARAR METNİ :
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilâmda yazılı sebeplerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davalı Ali K. avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR

Davacı, davalı Süleyman´ın evlenme vaadederek kendisini kaçırdığını, ailelerin bir araya gelerek, mahalli örf ve adet gereği, mehir olarak 12 kalemden ibaret eşya yapmayı vaadettiklerini, ancak resmi nikah yapmayıp evden kovduklarını ileri sürerek, mehir senedi ile verilmesi vaadedilen eşyaların aynen, olmadığı takdirde bedeli 616.000.000. TL´nin dava gününden itibaren kanuni faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınmasını istemiştir.

Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, Bilirkişi raporuna itibar edilerek, 418.000.000 TL eşya bedeli ile ilgili alacağın dava gününden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalı Ali K´dan tahsili ile davalıya listede belirtilen ilk üç sıradaki eşyalar hariç diğerlerinin aynen teslimine, olmadığı takdirde 418.000.000 TL´nin dava gününden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılardan Ali K.´dan alınarak davacıya verilmesine, Süleyman K. aleyhine açılan davanın ise, davacı vekilinin vaki feragati sebebiyle reddine karar verilmiş; hüküm davalı Ali K. tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Hüküm altına alınan eşyanın değerleri kararda ayrı ayrı gösterilmemiştir. HUMK.nun 388/5 maddesi, hükmün sonucu kısmında gerekçeye ilişkin herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istem sonuçlarından, herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse, sıra numarası altında birer,birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir. Gerekçeli kararın da, kısa karara uygun düzenlenmesi zorunludur.(HUMK.381/2)

Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtta belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi, zorunlu gerekçeli kararda, hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak şekilde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.

SONUÇ : Yukarda açıklanan 1. bend gereğince davalının sair temyiz itirazlarının reddine, temyiz edilen kararın 2. bendde açıklanan sebeple davalı yararına BOZULMASINA,peşin harcın istem halinde iadesine, 20.02.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi


Resmi olmayan evliliktede davanın açılabileceğini göstermesi açısından bu içtihat yeterli sanırım. İyi çalışmalar.