13-06-2008, 13:18
|
#6
|
|
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ 2002/932 E 2002/1298 K
ÖZET: Bono şeklinde düzenlenmekle beraber yasal unsurlarından biri noksan olduğu bono niteliği taşımayan belgeye doğrudan doğruya dayanılarak alacağın varlığı hakkında hükmün kurulması mümkün değildir. Adi yazılı belge niteliği taşıyan belge, davalı tarafından verilmiş olduğundan yazılı delil başlangıcı sayılır. Bu da anılan temel borç ilişkisinin ispatı yolunda tanık dinleme olanağı sağlar.
(1086 S. K. m. 292, 428)
Dava dilekçesinde itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı, davalının işlerini takip ettiğini karşılığında senet verildiğini ancak senet süresinde takibe konulamadığı için ilamsız takibe geçildiyse de itiraz ile durduğundan bahisle itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, senetlerin zamanaşımına uğradığını, davacıya herhangi bir borçları olmadığını savunmuş mahkemece davacının senede dayandığı ve imzanın inkar edilmemiş olması nedeniyle davanın kabulü cihetine gidilmiş olup hükmü davalı taraf temyiz etmektedir.
Bono şeklinde düzenlenmekle beraber yasal unsurlarından biri noksan olduğu için bono niteliği taşımayan belgeye doğrudan doğruya dayanılarak alacağın varlığı hakkında hükmün kurulması mümkün değildir. Adi yazılı belge niteliği taşıyan belge, davalı tarafından verilmiş olduğundan HUMK. nun 292. vd. anlamında yazılı delil başlangıcı sayılır. Bu da anılan temel borç ilişkisinin ispatı yolunda tanık dinleme olanağı sağlar.
O halde davacı tarafın temel borç ilişkisinin ispatı konusunda göstereceği deliller toplanıp hepsi birlikte değerlendirilerek (gerektiğinde davacı tarafın yemin teklifi hakkı da hatırlatılarak) sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sayın Av. Cengiz bey bu kararla ilk defa karşılaştınız demektir. cevaplarınız için teşekkür ederim tekrar.
|