Mesajı Okuyun
Old 04-06-2008, 10:29   #4
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Yazarkasa fişlerinin ödemeyi ispat edip etmeyeceği konusunda henüz bir Yargıtay kararına ulaşamadım. Ancak buna benzer bir karar mevcut. Kararda her ne kadar posta havalesi dekontundan bahsedilse de konuya açıklık getireceğini düşündüğüm bir karar. Zira karar gerekçesinde sunulan belgenin ödemeyi ispat etmesi için açıkca takip konusu senede atıfta bulunması gerektiği yer almaktadır. Bence yazarkasa fişinden daha açık bir delil olan havale dekontunun ödemeyi ispat etmediğini düşünen Yargıtay; yazarkasa fişi ile ödemenin ispat edildiğini kabul eden yerel mahkeme kararını bozacaktır. Saygılarımla...

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

E:2006/19695
K:2006/22789
T:01.12.2006

İTİRAZIN KALDIRILMASI
ÖDEME İTİRAZI

ÖZET"
ÖDEME BELGESİNİN TAKİP KONUSU BORÇ İÇİN VERİLDİĞİNİN KABUL EDİLEBİLMESİ İÇİN BELGEDE TAKİP DAYANAĞINA AÇIKÇA ATIF YAPILMASI ZORUNLUDUR.

2004 s. yasa m. 169

Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından; istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

İİK'nın 169/a-l maddesi gereğince icra hakimliğinde borçlu, borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiği takdirde itirazın kabulüne karar verilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, sunulan ödeme belgesinin takip konusu borç için verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede takip dayanağına açıkça atıf yapılması zorunludur. Somut olayda ödeme belgesi olarak sunulan göndericisi Durmuş, alıcısı Hüseyin olan 07.09.2005 tarihli havale makbuzu ile göndericisi Hasan, alıcısı Hüseyin olan 07.11.2005 tarihli makbuzun incelenmesinde takibe konu çeke herhangi bir atıf yoktur. Alacaklı vekili de 30.06.2006 havale tarihli dilekçesinde ödemelerin bono bedeli karşılığı gönderildiği yolunda kabulü olmadığı gibi taraflar arasında bazı alışverişler olduğunu, bunların karşılığı olarak ödemeler yapılmış olabileceğini, borcun ödendiğinin ispatlanmadığını bildirmiştir. Bu durumda, ödeme belgelendirilmediğinden borçlu itirazının reddi gerekirken kabulü isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 01.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.