Mesajı Okuyun
Old 13-05-2008, 16:53   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2007/19-291
Karar: 2007/288
Karar Tarihi: 23.05.2007

ÖZET: Yerel mahkeme; Özel Daire bozma kararında istenen şekilde süresinde ayıp ihbarı olup olmadığını tartışarak hüküm kurmuştur. Bu hal Yargıtay bozma kararına eylemli uyma niteliğinde olup, kurulan bu yeni hükmün incelenmesi için dosyanın Dairesine gönderilmesi gerekir.

(6762 S. K. m. 25)

Taraflar arasındaki <aktin feshi ve menfi tespit> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 21.2.2005 gün ve 2004/403 E. 2005/48 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 14.3.2006 gün ve 2005/4783 E. 2006/2562 K. sayılı ilamı ile,

(...Dava, taraflar arasındaki satışın ayıplı olduğu iddiasına dayalı akdin feshi ve verilmiş olan çeklerden dolayı borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir.

Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece davalı satıcının davacı bayisine sattığı jenaratörlerin garanti belgelerinin bulunmamasının hukuki ayıp teşkil ettiği, bu bağlamda davacı alıcının sözleşmenin 17. maddesine uygun olarak sözleşmeyi feshinde haklı olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık satıcının ayıplı mal satışına karşı tekeffülü hükümlerinden kaynaklanmaktadır.

Taraflar tacirdir. Bu durumda mahkemece öncelikle TTK. nun 25/3. maddesinde öngörülen sürelerde ayıp ihbarı bulunup bulunmadığı üzerinde durulup sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken bu yön üzerinde durulup tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davalı vekili

Hukuk Genel Kurulu Kararı

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava; ayıp iddiasına dayalı satış akdinin feshi ve mal bedeline karşılık verilen çekler nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davalı satıcının davacı bayisine sattığı jeneratörlerin garanti belgesi bulunmamasının hukuki ayıp teşkil ettiği, bu bağlamda davacı alıcının sözleşmeyi feshinin haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Özel Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda;

Uyuşmazlığın satıcının ayıplı mal satışına karşı tekeffülünden kaynaklandığı, taraflar tacir olduklarından mahkemece öncelikle TTK. nun 25/3. maddesinde öngörülen sürelerde ayıp ihbarı bulunup bulunmadığı üzerinde durulup sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği, bu yön üzerinde durulup tartışılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle hükmünün bozulmasına karar verilmiş, karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

Yerel mahkemece; ayıp ihbarının yazılı veya sözlü yapılabileceği, önemli olan hususun karşı tarafa ulaşması olduğu, somut olayın özelliğine göre, sözlü ihbarın yerinde ve iadelerin dönüşü nazara alındığında süresinde olduğu gerekçesiyle eski karada ısrar edilmesine ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Hal böyle olunca, yerel mahkeme; Özel Daire bozma kararında istenen şekilde süresinde ayıp ihbarı olup olmadığını tartışarak hüküm kurmuştur. Bu hal Yargıtay bozma kararına eylemli uyma niteliğinde olup, kurulan bu yeni hükmün incelenmesi için dosyanın Dairesine gönderilmesi gerekir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece kurulan yeni hükme yönelik davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 19.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 23.05.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)