Mesajı Okuyun
Old 05-05-2008, 14:14   #2
MÜVEKKİL

 
Varsayılan

Sayın Avukatım;Mülkiyetin aidiyeti davası açmalısınız, eğer ortaklığın giderilmesi davası derdest ise bu konu bekletici mesele yapılır.
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi

E:2003/3738
K:2004/414
T:16.02.2004
Mülkiyetin tespiti istemiyle açılan dayada mahkemece verilen kararın incelenmesi bir kısım davalılar taraFından istenilmekle temyiZ isteginin süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı Gülayşe Can 28.2.2000 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde Ayşe Katı ve 6 arkadaşı aleyhine açtığı mülkiyetin tespiti davasında paydaş bulunduğu 569 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 7.482.412.208 TL değerindeki ev ve müştemilatının kendisi tarafından yaptırıldığının tesbitini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, 569 parsel sayılı taşınmaz içinde bulunan toplam değeri 16.214.338.000 TL değerinde bulunan ev, depo, taş duvar, tel çitlerin ve çeşitli cins ve sayıda bulunan 24 adet meyve ağaçlarının mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tesbitine, karara 12.6.2001 tarihli bilirkişi raporunun eklenmesine karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekili Av.Dursel Çölaşan tarafından temyiz edilmiştir.
Dava taraflar arasında görülüp sonuclanan ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmaz üzerindeki muhtesatın aidiyetinin tespitine iliskindir.
Taraflar arasında gorulen ortaklığın giderilmesi davasının 15.2.2000 tarihınde karara bağlandıgı, ve kararın 19.10.2000 tarihinde Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, muhdesatla ilgili bu davanın ise ortaklığın giderilmesi davası karara bağlandıktan sonra hükmün kesinleşmesinden önce 28.2.2000 tarihinde açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı ortaklığın giderilmesi davasında muhtesatla ilgili olarak herhangi bir uyuşmazlık çıkartmamış, bu doğrultuda bir iddia öne sürmemiş, HUMK.nun 567. maddesinde öngorüldüğü şekilde hakimden sure isteyip dava açmamıştır. Davacı her zaman satışa konu olacak bina ve eklentileri nedeniyle diğer paydaşların mal varlıklarındaki artısı acacağı eda davası niteligindeki bir alacak davası ile ısteyebileceği ve bu davada muhtesatın aidiyeti konusunun da çözümleneceği kuşkusuzdur. Eda davası açılacak yerde davacının tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur. Kabule göre de HUMK.nun 74. maddesi hükmü gözetilmeden talep dışına çıkılarak istek olmadığı halde ağaçlar hakkında hüküm kurulması da yersizdir.
SONUÇ : Bu nedenlerle davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken istek dışına da çıkılarak davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğundan yerinde görülen davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.2.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.