02-05-2008, 11:18
|
#7
|
|
Sayın Heather
Fesih kural olarak, tek taraflı bozucu yenilik doğuran ve karşı tarafın hakimiyet alanına ulaştığında sonuçlarını doğuran irade beyanıdır.
İş Hukuku uygulamasında ise fesih iradesinin taraflardan birinin hakimiyet alanından çıkışıyla birlikte feshin sonuçlarını doğurduğu kabul edilir. Bu durumda olayınızdaki fesih tarihi, fesih iradesinin noter aracılığıyla bildirildiği 16.01.2008 tarihidir.
İşverenin sonradan devamsızlık nedeniyle yaptığı fesih işleminin hukuki bir değeri yoktur. Çünkü iş sözleşmesi ancak bir kez feshedilebilir. İş sözleşmesi işçi tarafından daha önce feshedildiğinden işveren esasında artık var olmayan bir iş sözleşmesini feshetmeye çalışmıştır.
Kaldı ki feshin, bildirimin işverene tebliğ edildiği 23.01.2008 tarihinde gerçekleştiği iddia edilse bile sonuç değişmeyecektir. Çünkü işveren 24.01.2008 tarihinde de devamsızlık tutanağı tuttuğuna göre iş sözleşmesini feshetme iradesi bulunmamaktadır.
Bunun yanında devamsızlık nedeniyle tutanak tutulması kıdem tazminatı ödenmeyeceği anlamına gelmez. İşveren devamsızlık nedeniyle tutanak tuttuktan sonra iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmelidir. İşveren herhangi bir bildirim yapmadığına ve iş sözleşmesini feshettiğini iddia etmediğine göre iş sözleşmesi müvekkiliniz tarafından noter aracılığıyla gönderilen bildirimde yer alan sebeplerle feshedilmiş sayılacaktır. İspat ettiğiniz takdirde de kıdem tazminatına hak kazanılır.
Bir ihtimal de işverenin son devamsızlık tutanağını tuttuğu 24.01.2008 tarihinde iş sözleşmesini feshetmesi olsun. Bu halde de sonuç değişmeyecektir. Çünkü 23.01.2008 tarihinde fesih bildirimi işverene ulaştığı için bu tarihten sonra yapılan fesih işlemi yine hukuki bir değer taşımayacaktır.
Kısacası neresinden bakarsanız bakın iş sözleşmesi işçi tarafından feshedilmiştir. Bildirimde yer alan sebepler haklı fesih sebepleridir. İspatlandığı takdirde işçi kıdem tazminatına hak kazanır.
Saygılar
|