Mesajı Okuyun
Old 22-04-2008, 16:41   #5
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 1986/13-670
Karar: 1987/531
Karar Tarihi: 19.06.1987

ÖZET: Olayda taraflar arasında söz konusu madde kapsamına girecek nitelikte bir hizmet ilişkisi mevcut olup davalı, davacının yanında (tır) şoförü olarak çalışmaktadır. Ne var ki davacı işveren işçisi aleyhine açmış bulunduğu bu davada aralarındaki hizmet ilişkisine dayanmamaktadır. Başka bir anlatımla davacı 1475 sayılı Yasanın 1 inci maddesi kapsamına giren ilişkiye dayanmadığı gibi, İş Kanununa dayalı bir hak iddiasında da bulunmaktadır. Bu nedenle işin esasının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

(1475 S. K. m. 1) (5521 S. K. m. 1) (2004 S. K. m. 72)

Dava : Taraflar arasındaki "menfi tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 5.7.1985 gün ve 1983/413 - 1985/539 sayılı kararın incelenmesi davalılar tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 4.12.1985 gün ve 6899 - 7465 sayılı ilamıyla;

(...Davacı; şoförü bulunan davalılardan (C.S.)'ye, (Ş.P.)'a verilmek üzere hamiline yazılı 5.500.000 liralık çeki teslim ettiğini, (C.)'in bu çeki (Ş.P.)'ya vermeyip diğer davalı (S.D.)'e ciro ettiğini ileri sürerek davalılara 5.500.000 lira borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar; davacının işlerinin bozulması dolayısıyla kendilerinden borç para temin etmelerini istediğini, (Ş.P.) adlı kişiden aldıkları 4.000.000 lira borca karşılık bir boş bonoyu kontrgaranti olarak verdiklerini, 1.500.000 lira da kendileri katarak davacıya istediği 5.500.000 lirayı ödediklerini, (Ş.P.)'nın çeki tahsil işlemleriyle uğraşmak yerine nakit paranın getirilmesini istemesi karşısında çeki icraya koyduklarını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuşlar, mahkemece; davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine ve çek benzeri belgenin iptaline karar verilmiştir.

Davalı (C.S.) davacının şoförüdür. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun birinci maddesi hükmü gereğince işçi sayılan kimselerle işveren arasında her türlü hak iddialarından doğan uyuşmazlıkların çözüm yeri iş mahkemeleridir. Davacı ile davalılardan (C.S.) arasında hizmet akdi bulunduğuna göre diğer davalı ile arasında aynı ilişkinin bulunmaması görevi etkilemez. Uyuşmazlığın davalıların tümü için iş mahkemelerinde görülmesi gerekir...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :

Karar: 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 inci maddesi hükmünce İş Mahkemeleri İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş aktinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevlidir. Kimlerin işçi sayılacağı 1475 sayılı İş Kanununun 1 inci maddesinde gösterilmiştir. Olayda taraflar arasında söz konusu madde kapsamına girecek nitelikte bir hizmet ilişkisi mevcut olup davalı, davacının yanında (tır) şoförü olarak çalışmaktadır. Ne var ki davacı işveren işçisi aleyhine açmış bulunduğu bu davada aralarındaki hizmet ilişkisine dayanmamaktadır. Başka bir anlatımla davacı 1475 sayılı Yasanın 1 inci maddesi kapsamına giren ilişkiye dayanmadığı gibi, İş Kanununa dayalı bir hak iddiasında da bulunmaktadır. Bu nedenle işin esasının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 19.6.1987 gününde oyçokluğuyla karar verildi.