18-04-2008, 01:40
|
#26
|
|
10 üniversitede Hukuk Fakültesi kuruluyor.
Sayın Balku;
Sorun tek başına kadro değil; Öncelikle üniversitenin ya da fakültenin ne işe yaradığını tartışalım.
Fakülte insanları belli bir konuda uzmanlaşmak için yetiştirir. Yoksa herkes kendi savunmasını da başkasının savunmasını da yapabilir. Ama modern hukuk sistemlerinin çoğu sanık istemese de avukatın bulunmasını zorunlu kılmaktadır.
Düşünün: Bir ülkede öğretmen yetiştiren yüzlerce fakülte var, mühendis yetiştiren yüzlerce fakülte var, avukat yetiştiren yüzlerce fakülte var.
Bu fakültelerin mezunlarının tümü sınava girdikten sonra mesleklerini ifa edebiliyorlar. Bu nasıl bir çelişki?
Bir insanı alıyorsunuz eğitim fakültesinde 4 yıl boyunca okutuyorsunuz. Sonra gel bakalım sen öğretmen olabilirmisin diye sınava sokuyorsunuz. O da yetmiyor, ben yanlışlıkla bu alanda fazla öğretmen almışım diye norm kadro yasası çıkarıp bir çok öğretmeni torba kadroya alıyorsunuz.
Bir ülkeninm eğitim politikası olmamalı mı?
Geçmişte de özel okullar vardı eşitlik ilkesine aykırı olduğu için yasa iptal edildi ve kapatıldı.
Bunu özel üniversitelerden mezun olanları küçümsemek için söylemiyorum.
Olayın temelinde ülkeyi yöneten aygıtın/Devletin bir planlama yaparak kalifiye elemanını yatiştirme konusunda bir planlama yapma ihtiyacı ve gereği vardır.Yani bir ülke benim önmdeki 20 yıl içinde hangi alanda ne kadar kalifiye elemana ihtiyacım olur diye düşünmek ve buna göre yatırım yapmak zorundadır.
Bu gün yapılan nedir?
Her şehre bir üniversite, her kasabaya bir yüksek okul.
Sakıncası ne? İlk bakışta hiçbir sakıncası yok. Keşke bu ülkede yaşayan insanların tümü üniversite mezunu olsa.
Yararı ne?
Toplumun kültür veya bilim düzeyini yükseltmek mi?
Hiç sanmıyorum. Sadece eğitim düzeyinin düşmesine neden oluyor.
Şimdi gelelim öğretim kadrosunu dışardan ithal etme meselesine;
Kuşkusuz ki bu mümkün ve ihtiyaç var ise yararlı.
Şimdi bir ülke düşünün;
YÖK diye bir kurumu var, bu yüksek öğrenimi planlamak ve hazırlamakla görevli.
Okulları da denetliyor. Eğitimin en ileri düzeyde yapılmasını sağlıyor.
Binlerce insan 4-5 yılını heba ediyor, sen öğretmen olamazsın, sen şu olamazsın ifadeleri ile kerşılaşıyor.
Burada sorgulanması gereken birşey yok mu?
Ben razıyım. Herkese avukatlık ruhsatı verilsin. Herkes kendi hakkını bir biçimde savunuyor. Kendi hakkını savunan insan başkasının da hakkını savunabilir.
Evinizde pis su tesisatında arıza olduğunda tesisatçı çağırıyorsunuz. O projeyi yapan bir makina mühendisi ama tamir eden bir tesisatçı.
Tesisatçı bu arada size bu mühendisler de bir şeyden anlamıyorlar. Onlar yanlış yapıyor biz düzeltiyoruz diyor.
Eliktrik arızanız olduğunda da tamirci gelip aynı şeyleri söylüyor.
Biz niye fakülte kuruyoruz?
Hiç çocuğu olmayan bir insandan aldığımız vergiyi siyasi çıkarlamız için kullanmak için mi?
Devlet eğitime ciddi anlamda yatırım yapmak zorundadır. Yüksek öğrenim de eğitimin en elit kesimidir.
Kimin "yahu boşver ben inşaat mühendisliği diplomasını vedim, o mühendislik yapamaz/yapma olanağı bulamaz zaten demeye hakkı var?
Çok uzattım.
Sorun insanların okumasında değil.
Kimse insanların okumasına karşı çıkmıyor.
Sorun yüksek eğitimin fonksiyonu ve gereği üzerinde yoğunlaşıyor.
Keşke tüm ülke insanları üniversite mezunu olsa.
Farkeden bir şey olamayacak:
Çöpçümüz de inşaat işçimiz de sokağa tüküren delikanlımız da üniversite mezunu olacak.
Farkeden üniversite denilen kurumu ve onun fonksiyonunu yok etmemiz olacaktır.
|