Mesajı Okuyun
Old 11-04-2008, 12:01   #14
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avmurat
.Burada tek usül olarak kanun yararına bozma kurumu işletilebilir diye düşünüyorum ancak bu durumda da bozma kararlarına dikkat ettiyseniz, kararlar "Sonuca etkili olmamak kaydıyla" bozuluyor.Hiç başıma gelmediği için bunun da ne demek olduğunu açıkçası bilmiyorum.Yani karar bozuluyor ancak sonuca etkili olmaması dendiğine göre bu taraflara bir kazanılmış hak mı sağlıyor?Bu bozmanın pratik faydası ne oluyor?Benim de aklıma takılan bu oldu.

Sayın avmurat,

Yazılı emir , "Yargıtay denetiminden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtayca denetlenmesini sağlayarak, Yargıtayın yasaları yorumlamak ve içtihat birliğini sağlamak görevini takviye için düzenlenmiş olağanüstü bir kanun yoludur."(YCGK.10.12.1990- 4/305-328)

Soruya gelince…Yaklaşık 20 yıl önce benzer durum benim başımdan geçmişti. Borçlu, yaptığımız ilamlı takibin iptali için icra mahkemesine müracaat etmişti. Son celse “TALEBİN REDDİNE” karar verilmişti. Doğal olarak süre tutum dilekçesi sunmamıştık. Gerekçeli kararı görünce bu defa “TALEBİN KABULÜNE” karar verilmişti. Hakimle konuştuk, “ tavzih dilekçesi verin” dedi. O aceleyle tavzih dilekçesi vermiştik. Daha sonra hükmün tavzih edilemeyeceğini öğrenmiştik. Aynı araştırmayı hakim de yapmış olacak ki, hükmü düzelteceğine, duruşma günü tayin etmişti. Hakim kendi hatasını düzeltmenin yollarını arıyordu. Talebimizi red ederek “ Son kararın temyiz edilebileceğine” karar verdi. Temyiz ettik, olumlu bir netice alamadık. Bu karar değişik isimlerle İzmir Barosu Dergisi’nde yayınlanmıştı.

Soruya yanıt veren bazı katılımcılar, kararın kesin karar olduğunu gözden kaçırmıştır. Ben hem yaşadığım tecrübe nedeniyle, hem de mevzuat nedeniyle kararın temyiz edilemeyeceğini, edilse bile bozulmayacağını düşünmekteyim. Ancak taraflardan birinin Telekom olması, konunun kamuya mal olması nedeniyle Yargıtay’ın bir orta yol bulabileceğini ihtimal dahilinde görüyorum.

Saygılarımla