|
T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2003/21-597 K. 2003/544 T. 8.10.2003
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bornova İş Mahkemesince davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 10.12.2002 gün ve 1999/87 E- 2002/587 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar S.S.Çataloluklular Konut Yapı Kooperatifi, Rıza ve Mustafa Yılmaz vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 17.02.2003 gün ve 2003/390-984 sayılı ilamı ile; (...Mahkemece davalılar ve Kooperatif görevlileri olarak kooperatif başkanı Rıza Yılmaz ve Mustafa Yılmaz başkan ve yetkili olarak sorumluluklarına karar verilmişse de bu sonuç usul ve yasaya uygun değildir. Gerçekten davanın yasal dayanağı 1475 sayılı Kanunun 73.maddesi ve tazminat hukuki temel ilkelerine göre bir iş kazasının sonucu zarara uğrayan veya desteklerini kaybeden kişiler zarara neden olan işverenin yada kusurları halinde işverenin çalıştırdığı 3.kişilere karşı zararlarını talep edebilirler.
İşverenden amaç ise sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişilerdir. Bu kişiler İş Kanununun ve işçi sağlığı ayrıca iş güvenliği mevzuat kurallarına aykırı davranmaları nedeniyle sigortalılara karşı sorumludurlar. Aynı şekilde 3.kişilerde kendilerine düşen görevleri yerine getirmemeleri ve kusurlu davranışlar nedeniyle sorumludurlar. Tüzel kişilerde temel sorumluluk işveren olarak tüzel kişiliğe aittir. Ancak tüzel kişi; görevlerini organ ve yetkili elemanlarınca kullandığından bu kişilerin açık sorumluluklarının bulunması halinde 3.kişiler olarak sorumlu tutulurlar.
Dava konusu olayda temel sorumluluk bir tüzel kişilik olan kooperatife aittir. Salt Kooperatif başkanı veya başkan yardımcısı görevini yürütmek açıkça ve teknik açıdan yasal dayanakları ortaya konmadan sorumluluk verilemez. Bu yönden mahkemenin temelde iş güvenliği mevzuatına aykırılığı saptanan ve tüzel kişiliği bulunan kooperatife kusur verilmek yerine salt kooperatif yönetiminde görev alan davalılardan Rıza ve Mustafa Yılmaz'a sorumluluk verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Ne var ki, Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu bu davalılara bir miktar kusur verildiği görülmüştür. İş Mahkemesi Hakimi Borçlar Kanunu temel ilkeleri göz önünde tutularak ceza mahkemesinin kusur raporu oranlarıyla bağlı değildir (B.K.Md.53). Ancak hukuk hakimi ceza mahkemesinin belirlediği maddi olgularla bağlıdır.
Bu durumda davalılardan Mustafa ve Rıza Yılmaz'a belirtilen nedenlerle azda olsa bir miktar kusur vermek gerekirdi (Örneğin %2 ve %3 gibi oranlarda).
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kuruması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDENLER : Davalılar S.S.Çataloluklular Konut Yapı Kooperatifi, Mustafa Yılmaz ve Rıza Yılmaz vekilleri
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve Dava, iş kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi, manevi tazminat ile ödenmeyen ücretlerin tahsili istemine ilişkindir.
Davacılar, muris Yasin Kara'nın S.S.Çataloluklular Konut Yapı Kooperatifi tarafından yaptırılan inşaatta gece bekçisi olarak çalışırken 01.10.1997 tarihinde asansör boşluğuna düşerek öldüğünü, işverenin kooperatif olduğunu, Ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporunda sanıklar Rıza Yılmaz, Mustafa Yılmaz ve Ergün İlkay'ın 2/8'er oranında kusurlu olduklarının saptandığını, işverenin ölenin 1997 yılı Ağustos ve Eylül ayları ücretlerini de ödemediğini ileri sürerek maddi, manevi tazminat ile ödenmeyen ücretlerin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davalılardan S.S.Çataloluklular Konut Yapı Kooperatifinin inşaatın sahibi ve işvereni olup, davalılardan Rıza Yılmaz'ın kooperatif başkanı olduğunu, davalılardan Mustafa Yılmaz'ın kooperatifin başkan vekili, yetkilisi ve üyesi olmadığını, davalılardan Ergün İlkay'ın inşaatın proİe mükellefi olup, fenni sorumlusu olmadığını, ölenin kusuru bulunduğunu, ücret alacağının olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin "bilirkişi raporuna göre davalıların kusurlu olduklarının belirlendiği" gerekçesiyle, maddi tazminat talebi S.S.K. gelirleri ile karşılandığından reddine, manevi tazminat ile ücret alacağının davalılardan alınmasına dair verdiği karar Ergün İlkay dışındaki davalıların temyizi üzerine yukarıda yazılı nedenlerle Özel Dairece bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 1475 sayılı Kanunun 73, 4857 sayılı İş Kanunun 77.maddesi ve tazminat hukuku temel ilkelerine göre; iş kazası sonucu zarara uğrayan yada desteklerini kaybeden kişiler zarara neden olan işverenden yada kusurları halinde işverenin çalıştırıldığı üçüncü kişilerden zararlarını talep edebilirler.
İş Kanunda işçi, işveren ve işveren vekili "bir hizmet akdine dayanarak herhangi bir işte ücret karşılığı çalışan kişiye işçi, işçi çalıştıran tüzel veya gerçek kişiye işveren, iş yerinde işveren adına hareket eden işin ve işyerinin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı muamele ve yüklenimlerinden doğrudan doğruya işveren sorumludur. Bu kanunla işveren için öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluklar işveren vekilleri hakkında da uygulanır. İşveren vekili sıfatı işçilere tanınan hak ve vecibeleri ortadan kaldırmaz" şeklinde tanımlanmıştır.
Tanımdan da anlaşıldığı üzere, işveren, sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir. Bu kişiler İş Kanunu ve işçi sağlığı, iş güvenliği mevzuat kurallarına aykırı davranmaları halinde sigortalılara karşı sorumludur. Aynı şekilde 3.kişilerde kendilerine düşen görevleri yerine getirmemeleri ve kusurlu davranışları nedeniyle sorumludurlar.
Öte yandan; işveren vekili, işveren nam ve hesabına hareket eden, yaptığı hukuki işlemlerle onu alacaklı ve borçlu kılan kimse olup, işveren vekilinin işyerinde işveren adına ve hesabına hareket edebilmesi kendisine bu hususta verilmiş bir temsil yetkisine bağlıdır.
Tüzel kişilerde temel sorumluluk işveren olarak tüzel kişiliğe aittir. Ancak tüzel kişiler görevlerini organ ve yetkili elemanlarınca yerine getirdiklerinden bu kişilerin açık sorumluluklarının bulunması halinde üçüncü kişiler olarak sorumlu tutulurlar.
Tüzel kişiler organlarının işlem ve eylemlerinden 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 48/2, 4721 sayılı Kanunun 50.maddesine göre sorumludurlar.
Kooperatifler Kanununun 59/son maddesinde ise, organ terimi kullanılmaksızın "yönetime veya temsile yetkili şahısların kooperatife ait görevlerini yürütmeleri esnasında meydana getirdikleri haksız fiillerden doğan zararlardan kooperatif sorumludur." kuralı getirilmiştir.
Yukarıda açıklananların ışığında somut olaya bakıldığında;
Hükme esas bilirkişi raporunda "Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünde belirtilen ve işyerinde alınması gerekli iş güvenliği tedbirlerini almayan işveren S.S.Çataloluklular Konut Yapı Kooperatifinin %45, işveren vekili durumunda bulunan Rıza Yılmaz'ın %10, Mustafa Yılmaz'ın %10, gerekli uyarıları yapmayan ve talimatları vermeyen inşaatın fenni sorumlusu Mimar Ergün İlkay'ın %10, ölen işçinin%25 oranında kusurlu olduğu" belirtilmiş davalılar rapora itiraz etmişlerdir.
Ne varki, mahkemece davalıların itirazı haklı görülerek, üç kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınmasına karar verildiği halde, masraf yatırılmadığından söz edilerek itiraz edilen önceki rapora göre hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Bu durumda mahkemece, usul hükümleri uygulanarak konuda uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan kanun ve tüzüklere uygun, açıklayıcı, irdeleyeci ve itirazlara cevap veren bir kusur raporu alınması gerekirken yanlış gerekçe ile, kabul edilmeyen önceki rapora göre karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
İş kazası olan işyerinde tutulan yapı iş defterinde, işyeri işverenin S.S.Çataloluklular Konut Yapı Kooperatifi, Kooperatif başkanının Rıza Yılmaz, yapının fenni ve kanuni sorumlusunun Mimar Ergün İlkay olduğu belirtilmiş olup davalılardan Mustafa Yılmaz'ın kooperatif ile ilgisine ilişkin bir belirleme bulunmamaktadır.
Mahkeme, Rıza Yılmaz'ın kooperatif başkanı, Mustafa Yılmaz'ın kooperatif başkan yardımcısı olduğunu kabul ile bu davalıların kooperatiften ayrı olarak ayrıca %10'ar oranında sorumluluklarına karar vermiş ise de, dava konusu olayda temel sorumluluk bir tüzel kişilik olan işveren kooperatife aittir. Diğer davalılar ancak iş güvenliği mevzuatına uygun tedbir almamakta şahsi kusurları varsa kooperatiften ayrı olarak sorumlu tutulabilirler.
Davalılardan Rıza Yılmaz'ın kooperatif başkanı olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, iş kazasının meydana gelmesinde şahsi kusurunun olup olmadığı gereğince araştırılıp irdelenmemiştir.
Öte yandan, davalı Mustafa Yılmaz'ın kooperatif başkan yardımcısı ve yöneticisi olduğuna ilişkin bir tespit bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece kooperatif ana sözleşmesi ve kooperatif defterleri getirtilip, bu davalının sıfatının araştırılması, kendisine ayrıca işin yürütülmesi ve güvenlik önlemlerinin alınması için bir yetki verilip verilmediğinin saptanması gerekirken salt ilk tahkikatta verdiği kooperatifin yöneticisi olduğuna ilişkin beyanına dayanılarak işveren vekili olarak kabul edilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Her ne kadar ceza mahkemesinde 23.12.1998 tarihli kararla kusur raporuna göre sanıklar Rıza, Mustafa ve Ergün işveren vekili olarak kabul edilerek 2/8'er oranında tecziyelerine karar verilmiş ise de, 26.10.2001 tarihli kararla suçun 23.04.1999 tarihinden önce işlenmiş ve af kapsamına girmiş olması nedeniyle 22.12.2000 tarihinde yürürlüğe giren 4616 sayılı Yasanın 1.maddesinin 4.bendi uyarınca kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine karar verildiğinden ortada tazminat davasında maddi olgu yönünden hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bir ceza hükmü bulunmamaktadır. Bu nedenle davalılardan Mustafa ve Rıza Yılmaz'a ceza davasında kusur verildiğinden bu davalara az da olsa kusur verilmesi gerektiği yönündeki Özel Daire bozma gerekçesi yerinde değildir.
Yukarıda açıklanan durumlar karşısında, mahkemece kooperatif ana sözleşmesi ve defterleri ve müstenidatları getirtilerek davalı Mustafa'nın kaza tarihinde kooperatifteki sıfatı araştırılmalı, işveren vekili olup olmadığı belirlenmeli, davalı Rızanın da Kooperatif başkanı olduğu gözetilip davalıların saptanacak sıfatlarına göre şahsi kusurlarının bulunup bulunmadığı bilirkişi raporuna itiraz edildiği de göz önünde tutularak konuda uzman bilirkişi kurulundan İş Kanunu, İşçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına uygun, açıklayıcı, irdeleyici ve yasal dayanaklarını gösterir şekilde rapor alınmalı, kazanılmış haklar da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Bu nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar S.S.Çataloluklular Konut Yapı Kooperatifi, Mustafa Yılmaz ve Rıza Yılmaz vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 8.10.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.
|