Mesajı Okuyun
Old 07-04-2008, 17:39   #5
Av.Nesrin

 
Varsayılan

Evet gerçekten de Av.Kerem'in belirttiği gibi güzel bir konu ve umarım geliştirebiliriz.Geçenlerde sitede dolaşırken bir makaleye raslamıştım. Bu konuyu okuyunca aklıma geldi, makalenin adresini ve bir kısmını aşağıya aktaracağım.

http://www.turkhukuksitesi.com/makale_650.htm

Alıntı:

II- KELEPÇELEME SÖZLEŞMELERİ

Bir sözleşmenin koşulları, taraflardan birisinin diğer tarafa göre sahip olduğu güçlü pozisyon sebebiyle tek taraflı olarak belirleniyor ve bu koşullar sebebi ile güçsüz konumda olan diğer tarafın kişisel veya iktisadi işlem yapma özgürlüğü önemli ölçüde kısıtlanıyorsa, kelepçeleme sözleşmesinden (Knebelungsvertrag) bahsedilir (bkn Alman Federal Mahkemesi BGH, 14.05.1988 – I ZR 10/96). Kelepçeleme sözleşmelerinin ahlaka aykırılığı sebebi ile BK md 19 hükmü uyarınca geçersiz olduğu ileri sürülür (bkn Alman Federal Mahkemesi, BGH 19, 12; BGH 44, sh 158; BGH NJW 1993, sh 1587 = Palandt Kommentar, § 138 Rz 39). Kelepçeleme sözleşmelerindeki ahlaka aykırılığın, bir sosyal ahlaki yönü vardır ki, toplumda hakim olan genel ahlaki değerlere göre belirlenir. Bir de hukuk düzenimizde geçerli olan bireylerin kişisel ve ekonomik gelişim hak ve özgürlükleri yönünden değerlendirilecek hukuki içeriği vardır. Kelepçeleme sözleşmelerinin hukuki içeriğinin Borçlar Kanunu md 19 de bulunan dayanağı, Anayasa md 19 daki herkesin “maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı”, md 49 daki “çalışma hakkı” ve “özel teşebbüs kurma hakkı” ile anayasal bir dayanağa da sahiptir.
Kelepçeleme sözleşmelerinde bir tarafın iktisadi özgürlüğü o kadar kısıtlanmaktadır ki, o kişi ekonomik bağımsızlığını, serbestliğini, teşebbüs kurma ve çalışma hakkını tam olarak kullanamamaktadır. Bir sözleşmenin kelepçeleme sözleşmesi olması için, ekonomik özgürlüğü kısıtlayarak karşı tarafa zarar verme kastının bulunması şart değildir. Esas olan sözleşmedeki koşulların ekonomik özgürlüğü kısıtlayıp kısıtlamadığıdır (BGZ NJW1993, sh 1587). Sözleşmelerdeki her koşul, iktisadi konularda serbestçe karar verme özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte olamaz, örneğin sözleşme ile bir tarafa bir taşınmazı satın alma yükümlülüğünün getirilmesi veya miras şirketinde bazı mirasçıların diğerlerinin paylarını satın alma yükümlülüğü konusunda bir sözleşme, iktisadi karar verme özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte değildir (Palandt Kommentar, § 138 Rz 39). Ekonomik özgürlüğün kısıtlandığı sözleşme örneği olarak, bir kollektif şirketteki iki ortaktan birisinin komanditer ortağa dönüşmesine ilişkin sözleşme gösterilebilir. Bu sözleşme ile komandite ortak olarak şirketi yönetme ve temsil yetkisine sahip olan ortak, komanditer ortağa dönüşürse, şirketi yönetme ve temsil etme hakkını yitirecektir.
Ayrıca, bir bankadan kredi alan otel işletmecisinin, teminat olarak otelinin tamamını göstermesine ek olarak, işletmesiyle ilgili olan her kararda kredi veren bankanın görüş ve onayını alması şartı da tipik bir kelepçeleme sözleşmesidir. Çünkü otel işletmecisinin, özel teşebbüsünü serbestçe işletme, yönetme hak ve özgürlüğü kısıtlanmaktadır. Kelepçeleme sözleşmesindeki BK md 19 kapsamından ahlaka aykırılık, sözleşmesinin bir tarafına veya üçüncü bir kişiye tanınan kapsamlı ve geniş müdahale ve iktisadi faaliyetleri kontrol etme, kararlara müdahale etme yetkisinden de kaynaklanabilir. Bunun dışında, sözleşmede bir tarafa herhangi uygun bir karşılık sağlanmadan gelecekteki bütün hukuki işlemlerde seçimlik hakkı tanınmaktaysa, ortada bir kelepçeleme sözleşmesinin varlığından söz edilebilir (BGH 22, 347). O halde bir kelepçeleme sözleşmesinden söz edebilmek ve sözleşmenin tamamının veya ilgili kısmının BK md 20 gereği geçersizliğini ileri sürebilmek için, bir tarafın ekonomik konularda özgürce karar alma serbestisinin kısıtlanıp kısıtlanmadığının varlığına bağlı olacaktır

Kanımca bu olayda o kadar açık olmasa bile böyle bir durum var.Makalede bir de simetri prensibinden bahsediliyor.Ancak olay bazında düşününce bence iktisadi faaliyetin devamını engeller ya da zorlar şekilde kelepçeleme olayı olduğunu düşünüyorum.Ama sonuçta her iki tarafın da tacir olup tüketici konumunda olmaması durumu ne kadar zorlanırsa da zora sokuyor.