18-03-2008, 22:11
|
#1
|
|
Menfi tespit davası
2003 yılında bir inşaat şirketince şantiye olarak kullanılan yere elektrik verilmesi için TEDAŞ ile şirket arasında abone sözleşmesi yapılıyor ve elektrik bağlanıyor. Şirket de herkesin aldığı ve kullandığı bir yerden sayaç alıyor ve bunu kullanıyor. Fakat şirket tarafından alınan bu sayaçların bakanlık mühürü, uygun olup olmadığı vs. TEDAŞ tarafından denetlenmesi gerekirken yapılmıyor ve aradan bir yıl geçmesine rağmen kesin kabül de gerçekleşmiyor. Daha sonra o tarihte TEDAŞ kurumunun görevli olarak çalışan kişi şirket yöneticilerinden menfaat temin etmek amacı ile görüşüyor ve şirketin yöneticilerinden bir takım maddi menfaatler elde ediyor. Fakat adı geçen kişi veya kişiler bu menfaatin yeterli olmadığından bahisle şirketi ceza keseriz tehdidi ile karşı karşıya bırakıyor. Neticede bu sayaçlar bu kişiler tarafından sökülüyor ve tutanak tutuluyor. Fakat şirket; tutanağa sonradan asıl yetkili kişinin imzasının atıldığını, aslında bu asıl yetkili kişinin orda olmadığını her nasılsa sökülen sayacın adı geçen kişiler tarafından kasten ve kaçak muamelesi görmesi için kendileri tarafından oynandığını ve sayacın usulüne uygun olmayacak şekilde bakım ayara gönderilip rapor aldırıldığını belirterek ilgili komisyona itiraz ediyor fakat bakım ayar raporunda sayaçla oynandığı ve bakanlık mühürlerinin bozuk olduğu yazıldığı için komisyon bu itirazı ret ediyor. Neticede şirkete bu yüzden 65 milyarlık ceza kesiliyor. Şirkete ödenmesi için ihtar mahiyetinde bir yazı gönderiliyor.
Sayaç söküldükten hemen sonra da şirket ilgilisi TEDAŞ’a gidip sayacının nerede olduğu ve ne için söküldüğünü defalarca sormasına rağmen kendisine net bir bilgi verilmiyor. Şirket yetkililere de durumun bu olduğunu kendisine haksızlık yapıldığını şifahi olarak defalarca söylemiş onlar da kendisine sorun olmayacağını söylemişlerdir. Şirket de bu yüzden artık ilgilenmemiştir.
Bahse konu ceza aradan 4 yıl geçtikten sonra faizi ile beraber nerede ise 200 milyarı buluyor ve şirkete yakında ödenmesi için takip yapılmak üzere kurum avukatına havale ediliyor.
Aslında ilk akla gelen soru niye bu güne kadar bu ceza tahsil edilmedi. Takip yapılsaydı o gün bu kadar para ödenmek zorunda kalınmayacaktı. İkincisi adı geçen kişi şu an kurumla ilişiği kesilmiş ve nerede olduğu da bilinmemektedir. Bu borçtan kurtulmak için hangi dava açılmalı? Acaba açılan bu dava için sadece maktu harç mı alınacak yoksa nispi harç da alınır mı?
Doğrusu işin içinden çıkamıyorum. Fikir ve yorumda bulunacak tüm meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.
|