Mesajı Okuyun
Old 18-03-2008, 00:50   #1
Ayşegül Kanat

 
Varsayılan Kız, Kolunda Damga Var!

Uzunca bir aradan sonra herkese merhaba.

Aşağıda bir alıntı okuyacaksınız: Kadın sorununun farklı bir yönü. İlk kez duyduğum bir uygulama. Bilgisi olan varsa bizimle paylaşabilir mi? Saygılar. Ayşegül Kanat

Kız kolunda damga var

http://www.radikal.com.tr/ek_haber.p...ihi=09/03/2008



09/03/2008 (240 defa okundu)
HAYRİYE ÖZDEMİR ERTEKİN (Arşivi)
Bir kişiye ait olan, köleye ya da hayvanlara, ona ait olduğunu tespit etmenin yolu olarak o kişinin işareti ya da rengi damga olarak vurulurdu Ortaçağ'da. Bu uygulama aidiyeti belli etme yanında bir gücün ve iktidarın göstergesi olarak yüzyıllarca uygulandı. Köleliğin kalkması ve insan haklarının gelişim süreci bu uygulamayı insanlar üzerinde azaltmışsa da bitiremedi. Bugün ülkemizde bu uygulamanın bir nevi devamı, seçimlerde insanların tırnaklarına günlerce çıkmayan boyalarla işaret konulması ve adalet sistemi içerisinde sağlık kuruluşuna sevk sırasında, sevk edilecek kişinin koluna mühür basma olarak sürdürülüyor.

Kola mühür basma uygulaması dayanağını her ne kadar yasalardan almasa da insanın aklına "acaba türkülerden mi kaynaklanıyor" sorusunu getiriyor. Öyle ya, toplumsal önyargılarımız doğrudan yansımıyor mu yasalara? Aileye reis atamak çok eskide değil, daha dün. Aileye reis atanan bir ülkede, o reisin namus nedeniyle öldür emri vermesi de kaçınılmaz. Namus cinayetleri temelini böyle bir iktidar ilişkisinden alıyor. Reislerin de reisleri var tabii. Nereden nereye taşıdık konuyu. Eee merhem tek olunca her yaraya onu kullanıyoruz. Bir de bilmem kaç puntoya sığdırma meselesi var. Dağıtmamalıyım konuyu.

Can yakar
Karakolda ayna varkız kolunda damga var diyen türkülerin söylendiği ilk günlerden beri mühürleniyor kadınlar. Neden kadınlar? Çünkü şiddetin, cinsel saldırının, yaralamanın, darp vakalarının, bıçaklamanın mağduru daha çok kadınlar da ondan. Güçlünün güçsüz üzerindeki iktidarı şiddet biçiminde tezahür ediyor. Şiddet görünce iş bitiyor mu? Gerçek şiddet katmerli biçimde ondan sonra başlıyor kadın için. Eğer şikayet etmeye cesaretiniz varsa, defalarca travmaya uğruyorsunuz, yargılanıyor, infaz ediliyor, mühürleniyorsunuz.

Sağlık kuruluşuna sevk etmenin yöntemini ise bir yönetmelik tarif ediyor. Adli Tıp Kurumu Uygulama Yönetmeliği 19. md. 41. şıkkının a fıkrası "Mahkeme ve Cumhuriyet savcılıkları tarafından nesep tayini için gönderilen şahısların sol kollarının mühürlü olması...başvurmaları" diyor. Yönetmelik sadece nesep tayini için gönderilen kişilerle sınırlı tutsa bile, uygulamada, "tecavüze mi uğradın, uzat kızım sol kolunu mühürleyelim ve seni Adli Tıp Kurulu'na sevk edelim" biçiminde genişletilerek yaygınlaştı.

Adalet sistemindeki bu uygulama teknolojinin bile yüzünü kızartacak nitelikte. Şiddet bile bir kadını bu derece rencide etmedi. Çünkü size mührü basan, adalet istediğiniz, güven duymak istediğiniz makamdır. Sizi bıçaklayanın, tecavüz edenin sizde bıraktığı acıyı, infiali gidermesini istediğiniz yerdir sizi mühürleyen. Bu nedenle daha çok yakar canınızı mühürlenmek ve size bıçak saplayanın bıçağıyla defalarca bıçaklanırsınız. Bu defa bıçak adaletin elindedir. Küçüldüğünüzü hisseder, çoğu zaman vazgeçersiniz şikayetinizden. Çoğu kadını bu noktada olmak, şikayetinden geri dönmeye götürür.
Teknolojinin ürettiği birçok yol varken ve bu ülkenin vergileri bu ülkenin yüzde 1'lik dilimini oluşturan cepleri doldururken, Adalet Bakanlığı'na da elektronik bilezik parası ayrılır belki bütçeden. Yine bir kadının tüm travmaları göğüsleyerek yönetmeliğin iptali için dava açmasına gerek kalmadan iptal edilir bu yönetmelik maddesi.

Bu yönetmeliği insan haklarına, kadının insan haklarına, Anayasa'ya ve kanuna aykırı bulduğu için uygulamayan yargı mensuplarımız da mevcut. Ancak bunu yaygınlaştırmanın yolu, yargı mensuplarının kişisel tercihine bırakmadan yönetmeliğin bu maddesinin iptali.

Böylece kadınların hak arayışlarının önünde bulunan engellerden biri kalkar ve şiddet toplumuna kan taşıyan damarlardan biri tıkanır. Hepsinden önemlisi adalete güven ilkesinin öksürüğü biraz hafifler.

HAYRİYE ÖZDEMİR ERTEKİN