Mesajı Okuyun
Old 17-03-2008, 11:06   #30
ALTINCABA

 
Varsayılan

SEVGİLİ MESLEKTAŞLARIM kendinizi yormayınız sayın armağan konyalı nı8n da söylediği gibi ,artık anayasa ya da uyulmuyor 2002 yılında bu konuda verilmiş bir karar var anayasa mahkemesi önceden bağladığı bir konuyu deyim yerinde ise ısıtarak tekrar tekrar karara bağlıyor karar gerekçesiz yayınlanıyor hemen uygulanıyor. Kimse üzerine alınmasın ama bence bu karar içerisindee biraz da hukuksuzluk barındırılıyor. Kanunlar kelime anlamları ile değil bütün olarak uygulanabilmeli ve sağlıklı olmalıdır. Şimdi sözleşme özgürlüğü ile bağlantı yapılan ve buna bağlı olarak sözleşmeden ceza alınmaması ile ilişkili olan bu krararın gerekçesini çok merak ediyorum. Bilindiği gibi tarih çokça kahramanlardan bahseder. bu adamlar mert sözüne sağdık ağzından çıkan bir tahhüt için her türlü tehlike ve olumsuzluğa göğüs geren kimselerdir. bu bir hikaye gibi gelebilir ama kararların sonunda şu gerçek ortaya çıkar. Bir sözleşme yapar belki 200 tane işçi çalıştıran bir kurumdan malzeme alır ve karşılığında şu tarihte şunu ödeyeceğim dersiniz. bu sözünüze istinaden birde senet verirsiniz. Anlaştığınız kurum gece gündüz size çalışır işçi evine gitmez patron bu sözleşme sebebi ile mal sattığı ve para kazandığını düşünerek yehni yatırımlar yapar. Belki ailesi için bir planda yapar. Emekler çekilerek hazırlanan paketrlenen gönderilen malzemenin parası söz verilen gün ödenmez. "Benim sözüm senettir" gibi cümlelerin ise artık esamasi okunur hale gelmiştir söz b
ir tarafa senedin bile hiçbir hükmü kalmamıştır. snet borçlusu olarak birşey ödemez hatta hatta pasif savunma yani öylece durmak ile bütün sorunlarınızı çözersiniz. devlet size bir yazı gönderir ve gereğini yapmasanız dahi birşey olmaz. Biraz dremetize olduğunun farkındayım yanlız üstatlarımız çok iyi bilirlerki kötü bir fiil suç olmaktan çıkarılır ve yaptırımsız kalır ise devlet bu fiilin cezasını ortadan kaldırmış olsa da fiilin insan fıtratında kötü olduğu hissiyatını silemez. adalet bir hissiyat meselesidir. ;Biz burada hukuken verilen kararın kelime kelime sonuçlarını tartışıyoruz çünki biz hukukçuyuz. ,Fakat unutmayalım memleketimiz insanı trafikte bir başkası kırmızı ışıkta geçip kendi beklediği zaman ve kırmızıda geçene polisin müsamaha gösterdiğini gördüğü zaman ya kendisi de geçmeye başlar yahut geçeni sözle taciz eder. Kavgalar yaşanır. Borcunu ödememek yasada olsun olmasın insanlar arasında istenilmeyen bir davranıştır. Şimdi vatandaşa iki türlü yol görünecek bunları sizler de duymuşsuznuzdur. Birincisi ben kerizmiyim ben neden borcumu ödüyorum devlet ödemeyene birşey yapamıyor. İkincisi madem siz alamıyorsunuz ben alırım. Evet mal beyanında bulunmyan üzerindeki malları da usulüne uygun saklamayı başarmış hesapları başkaları üzerinden seyreden kimseler ile ilgili alacaklıları artık borçlunun hesapları, başkasının üzerine olan taşınır ve taşınmaz malları ile ilgilenmeyecek tasarrufun iptali hile ve muvazaa davaları gündeme bile gelmeyecek alacaklı sabırla adaletin yerine gelmesini beklemeyecek. Ya gidip başkasını dolandıracak ya gidip adam vuracak. Sevgili meslektaşlarım bu karar ile aslen bir insanlık vasfı olan sözünde durma niteliğinin aksi halinde bulunduğunuz toplumda size birşey yapılamamasını devlet garanti altına almıştır. Bence Temelde A. İn. Hak. Mah. kararı yanlıştır. N demektir sözleşmeden dolayı sorumluluk almama. dünya ekonomisi firmalar şirketler küçük ve orta ölçekli işletmelerin birbiri ile yaptığı ticari sözleşmeler ile döner toplumlar kazanç elde eder anlaşılır ve karşılıklıo taahhütler yerine getirilir. Unutmayalım ki önceki kurallaraı ortaya çıkaran ve yasalaştıranlar da büyük hukukçulardır. Şimdi dahada iyileştirmek gerekirken kelime hataları ince düşünceler aykırı fikirler ile ayaklar altına alınmıştır. Eğer bir hukuk toplumu cumhurbaşkanından vatandaşına bir kurala uyacağı ile ilgili düstur altına alınmöış bu kuralın koruyucusu olan mahkeme koruduğu kurallara usulen de olsa aykırı karar verebilmiş ise bu çok büyük bir sıkıntı var demektir. Bunun yanında Avurpa nın her verdiği kara doğrudur ve mükemmeldir diye bir ilke de yoktur. Avrupa mahkemelerinde olan yanlışlıklar ile ilgili en basit göstergeler terör suçlularına gösterilen müsamaha dır. Ayrıca ceza kanunları sanık hakları ce ceza muhakemesi yönünden Avrupa dan çok önde olduğumuz da gerçektir. Bizim kadar sanık haklarını savunan bir adli mesele olduğunda gerçek ve hukuka aykırı fiilin sonuçları ve yaptırımından çok sanığın haklarıonın gündemde olduğu attığı her adımın savunulduğu poliste verdiği ifadenin ortadan kaldırıldığı usulüne uygun olmadığı gerekçesi ile delillerin yok sayıldığı tutuklanma işlemlerinin zorluğu. polisin ve kolluk kuvvetlerinin vasufsız bırakıldığı bir dünya ülkesi de yoktur. Ülkemiz yapılan düzenlemeler ile sçlu cenneti haline getirlmiştir. CMK semineri veren Doğan SOYARSLAN bir konuşmasında ceza ve güvenlik tedbirleri tartışılıken kendisine polislerin adeta hareket edemez hale getirilmesi, savcıların yetki karmaşası, sanığın muhteşem hakları sorulduğunda şunları sözlemiştir. " Biz burda olması gerekeni değil mevcut durumu ve uygulamayı anlatıyoruz." tüm meslektaşlarıma saygılar sunar hukuka sahip çıkmaları ve üstadlarımızın bizlere yol gösterme konusunda yardımcı olmalarını dilerim.