Mesajı Okuyun
Old 15-03-2008, 13:16   #21
ahz

 
Varsayılan

sayın meslektaşlarım,
Şükürler olsun ki avukatlık mesleğini çok seviyorum ve açılan hiçbir hakimlik sınavına da girmedim. ancak bu meslekte en zorlandığım husus şu:
işini yaparken müvekkilinin, hakimin, kalemin vs. (yüzlerce vs. sayabilirim) gönlünü hoş tutmak zorunda kalıyorsun. Belli sınırlar içinde müvekkilinin gönlünü hoş tutmak çok doğal çünkü hayatını idame ettirmek için nakite ve dolayısıyla müvekkile ihtiyacın var.
ancak, hakim ve savcı arkadaşlarımın (lütfen torpil kullanmadan hakkıyla atandıklarını düşünenler üzerine alınmasınlar) durumu bizden daha da kötü (!) zira, atanabilmek (düzenli maaş alabilmek, hayatları boyunca edinemedikleri saygınlığı hakim savcı sıfatıyla edinmek...) için gönüllerini hoş tuttukları çevrelere bir şekilde minnet borçlular. bu da tıpkı onlara bizim müvekkil çıkarlarını koruma yükümlülüğümüz gibi bi yükümlülük yüklemekte.Takdir edileceği üzere bu noktadan sonra müstakbel hakim savcı adaylarından adil yargılama beklemek ütopya haline gelmekte.
Velhasıl, hak ve hukukun temsilcisi olmayı talep edip de bu mertebeye gelmek için haksızlığın en büyüğünü torpil peşinde koşmakla yapan ve bilmem bunu nasıl hazmedebilen arkadaşlara selamlar...
yargının değil de yürütmenin birer parçası halini alan adalet mensuplarından adalet bekleyen ve almak için ellerinden geleni yapan meslektaşlarıma da bir kez daha kolay gelsin.Çünkü, işimiz her hakim savcı alımında biraz daha zorlaşıyor.