Mesajı Okuyun
Old 28-02-2008, 14:41   #4
Adli Tip

 
Varsayılan

Sayın ISTANAZ;

Bence Yargıtay'ın bu kararı yerinde bir karar değil. İşçi burada işe başlama iradesini ortaya koymuş ancak yanlış yere başvurduğuna karar verilmiştir. Bu durum yetkisiz ya da görevsiz bir mahkemede dava açmaya benzer ki bu da zamanaşımı sebebiyle hak kaybına sebep olmamalıdır.

İşe başlama başvurusu ve işe davetin usulüne ilişkin yasadaki belirsizlik çok fazla. Bu yasal boşluğun doldurulmasını Yargıtay'dan beklemek durumundayız. Ve istikrarlı kararlar oluşana kadar da bazı hak kayıplarına maalesef tanık olabileceğiz.
Yaygıtay'ın bu kararını bir yana bırakıp, sizin sorunuza dönecek olursak, arada şöyle bir fark vardır. Yargıtay'ın -bence isbetsiz olan- kararı işe başlamak için başvuruya ilişkin, sizin sorunuz ise işe davete ilişkin. Yasa işe başlama başvurusunun işverene yapılmasını belirlemiş.30dan fazla işçi işçi çalıştıran işverenlerin büyük bir kısmı tüzel kişidir. işçi tüzel kişiye yazılı olarak başvurabilir. Ancak tüzel kişi haklarını ve yetkilerini ancak yetkli temsilcileri aracılığıyla kullanır.
İşveren vekilinin yetkisi olmadığı halde işçiyi işe davet etmesi vekaletsiz iş görme olarak değerlendirilebilir.
Ancak burada aslolan işçinin iradesi ve samimiyetidir. Yani işe başlamak istemeyen ve işe başlatmama tazminatı almak isteyen işçi, böyle bir gerekçeyle işe başlamazsa hakkını kaybetmesi bence kuvvetle muhtemeldir.

Uygulamada, işe başlama talebi ve işverenin cevabi yazışmalarının işçi ve işveren avukatları arasında yapıldığını gözlemledim genellikle, ilk defa böyle bir soru ile karşılaşıyorum. neticeyi paylaşırsanız sevinirim.

Saygılarımla;