Sayın Av.Asena'nın cevabının bir bölümünün düzeltilmesi gerekir.
İcra kefiline gönderilen icra emri itiraza uğramaz ve kesinleşirse şeklindeki beyan İİK 33 maddede belirtilen ilamlı icralara ilişkin itirazlar açısından değerlendirilmelidir.Yoksa alelade itiraz ile takip durmaz.
Yine istihkak iddiasının dosya açısından bir önemi kalmamıştır.İstihkak iddiası kabul edilse dahi,icra kefili icra emrinin kesinleştiği tarih akabinde tüm mal varlığı ile borçtan sorumlu olmaya devam eder.
Şahsın, İstihkak iddiası red edilse ve fakat şahıs icra kefili olmasa idi bu takdirde sadece haczedilen mallar açısından sorumluluğu olacaktı.
İstihkak iddası kabul edilse ve icra kefili olmasa idi bu takdirde hiç bir sorumluluğu kalmayacaktı.
Saygılarımla
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 1992/7285
K. 1992/14403
T. 19.11.1992
• İCRA KEFALETİ
2004/m.38
ÖZET : İcra kefaleti ilam niteliğindeki belgelerdendir.
Borçlu takibe itiraz etmemiş, takip kesinleşmiş bulunduğundan, icra kefili ancak borcun itfa, imhal veya zamanaşımına uğradığını ileri sürebilir.
DAVA VE KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 15.6.1992 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Borçlu Ömer Ercan hakkında çeke dayalı yapılan takipte % 10 oranında çek tazminatı istenilmiş ve bu borçlu hakkındaki takip itirazsız olarak kesinleşmiştir. 10.12.1991 tarihinde yapılan haciz sırasında Mehmet Ercan borcun tamamını müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak ödemeyi taahhüt ettiğini bildirmiştir. lcra Kefili Mehmet Ercan'a 30.12.1991 tarihinde örnek 53 icra emri tebliğ edilmiş borçlu yasal süre içerisinde mercie verdiği itiraz dilekçesinde % 10 çek tazminatının % 5 olarak düzeltilmesini istemiştir. İİK.38. maddesi hükmüne göre icra kefaleti ilam niteliğindeki belgelerdendir. Borçlu takibe itiraz etmemiş, takip kesinleşmiş bulunduğundan icra kefili borcun ifta, imhal veya zamanaşımına uğradığını ileri sürebilir. Mercice bu yön gözetilerek itirazın reddi gerekirken, çek tazminatının düzeltilmesine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıdaki gerekçeyle ( BOZULMASINA ) oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/231
K. 2006/3001
T. 20.2.2006
• BİLİRKİŞİ RAPORU ( İcra Kefilinin Taahhüdünü Zamanında Yerine Getirmemesi Nedeniyle İcra Emrinin Tebliği Tarihinden İtibaren İcra Müdürlüğünce Borcun Hesaplanmasının Yapıldığı Tarihe Kadar Geçen Sürede Kabul Edilen Asıl Alacak İçin İşleyecek Faizin de Bu Borca İlave Edilmesi Gereği )
• İCRA KEFİLİNİN TAAHHÜDÜNÜ ZAMANINDA YERİNE GETİRMEMESİ ( İcra Emrinin Tebliği Tarihinden İtibaren İcra Müdürlüğünce Borcun Hesaplanmasının Yapıldığı Tarihe Kadar Geçen Sürede Kabul Edilen Asıl Alacak İçin İşleyecek Faizin de Bu Borca İlave Edilmesi Gereği )
ÖZET : Hükme esas alınan bilirkişi raporunda icra kefilinin 12.315 YTL asıl alacak, borcun ödenmemesi üzerine yapılan işlemlere ait 8.50 YTL posta gideri, 1.180,00 YTL satış ilanı ücreti ve 122.0 YTL haciz gideri olmak üzere toplam 13.625.50 YTL dan icra kefilinin sorumlu olacağı ifade edilmiştir. Ancak icra kefilinin taahhüdünü zamanında yerine getirmemesi nedeniyle icra emrinin tebliği tarihinden itibaren icra müdürlüğünce borcun hesaplanmasının yapıldığı tarihe kadar geçen sürede kabul edilen asıl alacak için işleyecek faizin de bu borca ilave edilmesi gerekir.</B>
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Borçlu Kemal Durmaz'ın icra takip dosyasındaki borcunun 12.315. YTL lık kısmına 5.12.2003 tarihinde icra kefili olan Yasemin Uludağ'ın bu taahhüdünü zamanında yerine getirmemesi nedeniyle alacaklı tarafından onun hakkında da bu kefalete istinaden icra takibinin sürdürüldüğü anlaşılmaktadır.
İcra Müdürlüğünce ilgili dosyadaki borcun tamamının 33.199.75 YTL olduğunun hesap edilmesi üzerine şikayetçinin bu hesaplamaya karşı icra mahkemesinde şikayette bulunmuş, mahkemece anılan şikayet bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonuçlandırılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda icra kefilinin 12.315 YTL asıl alacak, borcun ödenmemesi üzerine yapılan işlemlere ait 8.50 YTL posta gideri, 1.180,00 YTL satış ilanı ücreti ve 122.0 YTL haciz gideri olmak üzere toplam 13.625.50 YTL dan icra kefilinin sorumlu olacağı ifade edilmiştir Ancak icra kefilinin taahhüdünü zamanında yerine getirmemesi nedeniyle icra emrinin tebliği tarihinden itibaren icra müdürlüğünce borcun hesaplanmasının yapıldığı tarihe kadar geçen sürede kabul edilen asıl alacak için işleyecek faizin de bu borca ilave edilmesi gerekirken bu hususa değinmeyen eksik incelemeye dayanan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ( , 20.02.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.</B>
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/16843
K. 2005/20657
T. 24.10.2005
• İCRA DAİRESİNDEKİ KEFALETLER ( İlamların İcrası Hakkındaki Hükümlere Tabi Olduğu - Usulüne Uygun İcra Kefaleti Olsa Dahi Borçlu Hakkındaki Takip Kesinleşmedikçe İcra Kefiline İcra Emri Çıkarılamayacağı )
• İLAMLARIN İCRASI ( İcra Dairesindeki Kefaletlerin İlamların İcrası Hakkındaki Hükümlere Tabi Olduğu - Ancak Usulüne Uygun İcra Kefaleti Olsa Dahi Borçlu Hakkındaki Takip Kesinleşmedikçe İcra Kefiline İcra Emri Çıkarılamayacağı )
• İCRA KEFİLİNE İCRA EMRİ ( İcra Dairesindeki Kefaletlerin İlamların İcrası Hakkındaki Hükümlere Tabi Olduğu - Usulüne Uygun İcra Kefaleti Olsa Dahi Borçlu Hakkındaki Takip Kesinleşmedikçe İcra Kefiline İcra Emri Çıkarılamayacağı )
2004/m. 16,38
ÖZET : İcra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Ancak usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi borçlu hakkındaki takip kesinleşmedikçe icra kefiline icra emri çıkarılamaz. İcra kefili hakkında haciz uygulanması için ise, kefile icra emri tebliği zorunludur.
DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : İİK'nun 38. maddesi gereğince, İcra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Ancak, usulüne uygun İcra kefaleti olsa dahi hakkında takip yapılan asıl borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra kefiline İcra emri çıkarılamayacağı gibi, borç miktarının kesinleşmemesi halinde de kefil hakkındaki takibin devamı mümkün değildir. Somut olayda, icra kefili hakkında haciz uygulanabilmesi için öncelikle adı geçene İcra emri gönderilmesi zorunludur. Bu nedenlerle ve henüz İcra emri gönderilmediğinden mahkemece şikayetçi ile ilgili haczin kaldırılması yasaya uygundur. Ancak, icra emri gönderildikten sonra kefilin itirazı üzerine kefaletin geçerli olup olmadığı incelenebileceğinden ve henüz itiraz aşamasına gelinmeden şikayetçinin kefaletinin hüküm ifade etmeyeceği yönünde de karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 24.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.