05-02-2008, 11:35
|
#6
|
|
Bu konuda uygulamadaki örneklere bakmak gerekirse, tebligatın yetkili kişiye yapılmasından kastedilenin, şirketi temsile yetkili kişi olmadığı şirket tarafından tebligatları almakla görevlendirilen, yetkilendirilen kişi olduğu anlaşılmakta. Zira bir şirkette genel müdür tebligat almaz, sekreter veya daha büyük şirketlerde varsa haberleşme servisinde görevli eleman tebligatları alır. Hiçbir zaman postacı da bu kişilere yetki belgesi sormaz. Tebligatı almaya yetkili olduğunu beyan eden kişiye teblligat yapılır. Ayrıca kurumsallaşmış bazı büyük şirketlerde resmi tebligatların hukuk servisince tebliğ alınması uygulaması da vardır. Burada dahi avukat oradaysa o değilse hukuk servisinin sekreteri veya görevlisi tebligatları alır. Bu durumda da postacı siz yetkilimisiniz diye sormaz. Bu tebligatların hepsi de geçerlidir. Zaten bir avukat tebellüğe yetkili olmadığı halde tebligatı alıyor ve sonra bunun geçersiz bir tebligat olduğunu öne sürüyorsa burada kötüniyetin dahi varlığından söz edilebilir. Kaldı ki tebliği alan kişi yanlışlıkla tebellüğ ettiği iddiasında ise durumu tebligat merciine bildirerek tebligatın geçersiz adddilmesini sağlamak için derhal girişimde bulunmalıdır. Aksi takdirde yapılan tebligatın geçerli sayılması gerekir diye düşünüyorum. Tebliğ ettiğiniz şirketin adresi doğru adres ve ünvan da doğruysa tebligatın yapılması ile ilgili bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyorum. Ayrıca meslekdaşlar arasında diyaloğun geçerli olduğunu düşündüğümden böyle bir durumda tebligatı alan meslakdaşımı arayıp şirket uygulamasında şirkete yapılan tebligatların avukatlar tarafından alınmasının yaygın bir uygulama olup olmadığını sohbet ve merak konusu olarak sorardım diye düşünüyorum.
|