|
1- Görevli Mahkeme Yönünden:
T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/12275
Karar: 2003/13375
Karar Tarihi: 13.10.2003
ÖZET : Mahkemece, velayetin kaldırılması davasında Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu nazara alınarak, re'sen dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken esasa girilerek, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
(4721 S. K. m. 348) (1086 S. K. m. 8) (469 S. K. m. 3)
Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar:
Davacı Lütfi Yavuz'un, Şeyma Yavuz'un velisi Ayşe Sıvacan aleyhine açtığı velayetin nez-i davasının, mahkemece kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Velayetin kaldırılması, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 348. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan madde ile görevli mahkeme belirlenmemiş, sadece hakimden söz edilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 8. maddesinde sayılan Sulh Mahkemesinin görevleri arasında velayetin kaldırılmasına ilişkin isteklere yer verilmemiştir.
469 Sayılı Mehakimi Şer'iyenin İlgasına ve Mehakim Teşkilatına Ait Ahkamı Muaddil Kanunun 3. maddesinde "Asliye Mahkemeleri, Sulh Mahkemelerinin salahiyetleri haricinde kalan bilcümle hukuk, ceza, ticaret davalarını usul ve kanuna tevfikan kabili temyiz olmak üzere görür." Hükmü uyarınca, mahkeme veya hakim ibareleri Asliye Hakimini ifade eder.
Mahkemece, velayetin kaldırılması davasında Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu nazara alınarak, re'sen dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken esasa girilerek, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.
2- Dava hukuken velayet hakkı sahibi olan babaya karşı açılacaktır.
3- Vasi Tayini Hakkında:
T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/10576
Karar: 2007/220
Karar Tarihi: 23.01.2007
ÖZET: Annenin cezaevinde tutuklu olması, velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engeldir. Bu bakımdan velayetin kaldırılmasına karar verilmesi ve her iki çocuğa da bir vasi atanması için yetkili vesayet makamına ihbarda bulunulması yönünde hüküm tesis edilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir.
(4721 S. K. m. 336/3, 348)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Türk Medeni Kanunu'nun 348. maddesinin 1. bendinde <... ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi...> velayetin kaldırılması sebebi olarak hükme bağlanmıştır.
Olayda çocukların babası Mustafa 24.11.2005 tarihinde ölmüştür. Velayet hakkına sahip olan (TMK m. 336/3) anne Neriman ise, kocasını kasten öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılan*makta olup, bu suçtan 24.11.2005 tarihinden bu yana cezaevinde tutukludur. Yargılandığı suçun niteliği itibariyle kısa sürede salıverilme olasılığı da uzak görünmektedir. Annenin cezaevinde tutuklu olması, velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engeldir. Bu bakımdan velayetin kaldırılmasına karar verilmesi ve her iki çocuğa da bir vasi atanması için yetkili vesayet makamına ihbarda bulunulması yönünde hüküm tesis edilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23.01.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
4- Tanık beyanları, nüfus kayıtları vs. delil olacaktır.
|