Mesajı Okuyun
Old 01-01-2008, 17:12   #104
Av.Sabahat Aykın

 
Varsayılan

Halk arasında buraya DAL denirdi. DAL ‘’Derin Araştırma Laboratuvarı’’ sözcüklerinin kısaltmasıydı. Laboratuvardaki tek araştırma yöntemi sorgulamaktı. ‘’Delilden suçluya ulaşma’’ yerine ‘’kişiden delile ulaşma’’ yöntemi uygulanırdı. Kişinin suçlu olup olmadığı ikrarından kolayca anlaşılırdı. İnkar ise mümkün değildi.

Hücrelerin bulunduğu koridorun dışından bir yerden korkunç sesler geliyordu. Sorguya alınanlar acı verilmesine ara verildiğinde yalvarıyorlardı. Yalvarırken sesleri insan sesi olarak duyuluyordu. Ama sonra yine acı verildiğinde bağırıyor; bağırırken insanlıktan çıkıyorlardı. O yıllarda henüz müdafiin sihirli gücü keşfedilmemişti. Şüphelinin sorgusunda müdafi bulunması zorunlu değildi. Bazı ülkelerde böyle bir kural olduğunu yabancı filmlerde görüyorduk.

Acının gerçek sesini ilk kez burada duyuyordum. Sorgu kuyruğunda beklerken bu sesleri duymak korku vericiydi. Kafamda kabaca tarttım: Burada çekeceğim büyük acıları terazinin bir kefesine koydum. Buradan çıkınca yaşayacağım küçük mutlulukları terazinin öbür kefesine koydum. Terazi korkudan titriyordu. Ölü veya diri ama hemen şimdi buradan çıkmalıydım; diri çıkmam olanaksızdı. Hamlet kadar bekleyecek zamanım yoktu. Sorgulanma sırası hızla bana geliyordu. Artık bağıranların sayısını, bağırma süresini takip edemez olmuştum.