Mesajı Okuyun
Old 31-12-2007, 16:02   #6
ilke

 
Varsayılan

[quote=av.gzm]
2-)Davacı şehir dışında çalışmakta olup ;davalı müvekkile davacının anne babası ile aynı evde oturmaktadır.Evliliklerinin başından bu yana davacıdan kendisini de yanına almasını ve ayrı bir evde yaşamalarını isteyen davalı müvekkilenin bu isteği davacı tarafından defalarca reddedilmiş ve davalı müvekkile ile oratk bir yaşam tesis etme yönünde hiçbir girişimde bulunulmamıştır.Sizce davacının kusurunu ispatlamak için bu yeterli bir sebebp midir?

Bu kısmı atlamışım Daha önce başka vesileyle aşağıdaki karara benzer yargıtay kararlarına rastlamıştım. ve genel olarak eşi kayınvalideyle yaşamaya mahkum ederek ayrı ev açmama boşanma nedeni olarak gösteriliyor. (ki sizin olayda eş dahi beraber yaşamıyor şehir dışında...)

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/1637

K. 2003/2987

T. 6.3.2003

• BOŞANMA ( Eşini Ailesi İle Birlikte Oturtmak Ya da Oturmaya Zorlamak - Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsıldığını ve Dolayısıyla Boşanma Kararı Verilmesi Gerektiği )

• AİLESİ İLE BİRLİKTE OTURTMA VEYA OTURMAYA ZORLAMA ( Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsıldığı - Boşanma Kararı Verilmesi Gerektiği )

• EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI ( Eşini Ailesi İle Birlikte Oturtmak Ya da Oturmaya Zorlamak - Boşanma Kararı Verilmesi Gerektiği )

4721/m. 166

ÖZET : Eşini ailesi ile birlikte oturtmak da, oturmaya zorlamak da evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve dolayısıyla boşanma kararı verilmesi gerektiğini gösterir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 4722 sayılı kanunun 1.maddesi hükmü de dikkate alındığında olaya 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekir.
Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davacıyı kayınvalidesinin dövmesi üzerine ayrı bir ev tutulduğu, bilahare davalının yanına gelmek ve taraflarla birlikte oturmak isteyen annesinin yanlarında oturması konusunda davalının davacıya baskı yaptığı ve ailesi ile görüşmesine engel olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 06.03.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.