Mesajı Okuyun
Old 13-12-2007, 14:40   #4
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. Askeri Yargıtay
Daireler Kurulu

Esas: 2004/111
Karar: 2004/169
Karar Tarihi: 16.12.2004

ÖZET: 24.7.1998 tarihinde son yoklama yapılacağına dair çağrı pusulasının sanığın kanuni yakınına çağrıldığı günden sonra 7.9.1998 tarihinde tebliğ edilmesi tebligatı geçersiz kılmaz. Son yoklamasını yaptırması gerektiğine ilişkin tebligattan haberdar edilen sanık bu yönüyle emsallerinin sevkine kadar askerlik şubesine müracaat etmek zorundadır.


(1632 S. K. m. 63)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan uyuşmazlığın konusu, anlı yoklama kaçağı ve geç İltihak sureliyle bakaya suçlarının sübuta erip ermediği noktasındadır.

Daire, sanık F.G.'ye usulüne uygun bir tebligat yapılmamasından ötürü yoklama kaçağı suçunun maddi unsurunun gerçekleşmediğini, geç iltihak suretiyle bakaya suçunun varlığından söz edebilmek için ise yoklama kaçağı suçunun oluşması gerektiğini kabul ederek, atılı her iki suçla ilgili mahkûmiyet hükümlerinin sübut (esas) yönünden bozulmalarına karar vermiş iken;

Başsavcılık, isnat konusu suçların maddi ve manevi unsurları itibariyle oluştuğunu ileri sürerek, aksi doğrultudaki daire kararlarına karşı itirazda bulunmuştur.

Sanık F.G.’ nin 24.7.1998 tarihinde son yoklamasını yaptırması için adına çıkarılan 9.6.1998 tarihli son yoklama çağrı pusulasının 7.9.1998 günü amcasının oğlu Y.G.' ye imza karşılığı tebliğ edildiği, birlikte işleme tâbi olduğu emsal şube yükümlüleri 21.8.1999-27.8.1999 tarihleri arasında askere sevk edilen sanığın bu süre içerisinde şevkini sağlatmadığı, 11.12.2002 tarihinde Yenişehir Askerlik Şubesine müracaat ederek şevkini sağlatan ve kendisine tanınan 2 günlük yol süresi sonunda en geç 15.12.2002 gününe kadar gönderildiği birliğe katılması gereken sanığın bu süreyi geçirerek 16.12.2002 tarihinde kıtasına katıldığı sabit olup, esasen bu konuda daire ile Başsavcılık arasında herhangi bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır.

Askerlik çağına girmiş olan mükelleflerin Askerlik Kanununun 26’ ncı maddesinde belirtilen, öğrencilik, tutukluluk veya hapiste olma gibi durumlar hariç olmak üzere, kanunda belirtilen dönem İçinde askerlik şubesine başvurarak son yoklamalarını yaptırmaları zorunludur. Askerlik şubelerince çıkarılıp mahalli ve mülki amirler vasıtasıyla yükümlülere gönderilen son yoklama çağrı pusulalarının ise askerlik meclislerinin toplu olduğu günlerde yığılmaları önlemeye yönelik, bilgilendirici ve düzenleyici nitelikte idari bir işlem olduğunun kabulü gerekmektedir.

Yerleşik Askeri Yargıtay içtihatlarında, yükümlülerin son yoklamalarını emsallerinin askere sevk tarihlerinin son gününe kadar yaptırabilecekleri kabul edilmiştir. Bu noktadan hareketle, yoklama kaçağı suçunun oluşabilmesi için emsalleri askere sevk edilen yükümlülerin sevk işlemlerini sağlatmamaları gerekmektedir.

İnceleme konusu olayımızda, 9.6.1998 tarihini taşıyan son yoklama çağrı pusulası sanığın tebligata elverişli kanuni yakını durumundaki amcasının oğluna 7.9.1998 tarihinde imza karşılığı tebliğ edilmiş olmasına ve emsal şube yükümlüleri bu tarihten 11 ay sonra askere sevk edilmelerine karşın sanık bu süre içerisinde askerlik şubesine müracaat etmemiştir.

Emsalleri 21-27 Ağustos 1999 tarihleri arasında silâh altına alınan sanık, 40 aya yakın bir süreyi hareketsiz olarak geçirmesinin ardından 11.12.2002 tarihinde askerlik şubesine başvurmuştur. Sanığın amcasının oğluna tebliğ edilen 9.6.1998 tarihli son yoklama çağrı pusulasının daha ilk maddesinde, "...yükümlünün 24 Temmuz 1998 tarihinde son yoklamasını yaptırmak üzere yerli askerlik şubesine veya ikamet yerine en yakın askerlik Şubesine bu şubenin yoklama günlerinde müracaat ederek son yoklamasını yaptırması..." gerektiği açık ve anlaşılır cümlelerle ifade edilmiştir.

Son yoklamasını yaptırması gerektiğine ilişkin tebligattan haberdar edilen sanık bu yönüyle emsallerinin şevkine kadar askerlik şubesine müracaat etmek zorunda olduğunu da bilmektedir. Bu husus. Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun emsal nitelikteki 25.9.1964 gün ve 1964/64-70 E-K; 5.11.1992 gün ve 192/128-122 E-K ve 22.01.1998 gün ve 1998/13-13 E.K. sayılı kararlarında da açıkça kabul ve ifade edilmiştir.

Bilgilendirici nitelikteki bu tebligat uyarınca, en yakın askerlik şubesine müracaat ederek son yoklamasını sağlatabilme imkânına sahip olan sanık; yapılan bu çağrıyı dikkate almadan 11.12.2002 tarihine kadar geçen süreçte yerli ya da yabancı askerlik şubesine müracaatta bulunmamıştır. Bu itibarla;

Sanıktaki suç işleme kastı ile eylemin temadi ettiği sürecin uzunluğunu dikkate almaksızın yoklama kaçağı suçunun oluşabilmesini şekli bir tebligat koşuluna bağlayarak, bu unsurun gerçekleşmemesi hâlinde ASCK'nın 63/1-A ve 63/1 -B maddelerinde düzenlenen suçların varlığından bahsedilemeyeceği sonucuna varan dairenin konuyla ilgili değerlendirmelerinde isabet görülmeyerek yerinde bulunan Başsavcılık itirazının kabulü ile bozmaya ilişkin Daire kararının kaldırılmasına, dava dosyasının incelemeye devam edilmek üzere daireye iadesine karar verilmiştir. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************