Mesajı Okuyun
Old 09-12-2007, 14:14   #15
Av.Barış

 
Varsayılan

Sayın Şenoğlu o zaman ceza hukukunun amacının tartışılması gerekmektedir.
Ortaçağdaki ceza hukukunun amacının devleti korumak olduğu ve bireye karşı işlenen suçlarda suçun bireye karşı değil devlete karşı işlendiği varsayımıyla hareket edildiği dönemlerde hukukun ne kadar yanlış kararlar verdiği ve sırf bu nedenle isyanların çıktığın ve sonuçta devletlerin hukuk sistemini gözden geçirmek zorunda kaldığını ve sonuçta liberal hukuk sistemlerin çıktığını ve bundan sonra suçun yeniden tanımlandığını hepimiz biliyoruz.
Şimdi biz bu anlayışlardan yola çıkarak suç bireye karşı değilde devlete karşı işlenmiş olduğunu sayarsak(-ki öyle) o zaman aslında suçun mağdurunu arka plana itmiş olacağız ve sonuçta hukukun dışındaki subjelerin galip geldiğini görmüş olacağız.

Hakimin önceliği devleti korumak olamaz ve olmamalıdır.Çünkü devleti bireyler meydana getirmektedir.Devlet Bireyin önceliği her zman korunmak zorundadır.Devleti korumak başka kuruluşların görevidir.Hakimin görevi sadece ve sadece mevcut olan hukuku uygulamaktır.
Dediğiniz doğrudur.11 eylül saldırıları sonrasında bazı Avrupa devletleri sıkı önlemler almaya başlamıştır.Ama asla hukuk dışı yöntemlerde kullanılmamıştır.Yargılamanın unsurları yine hukuku uygulamaya devam etmektedirler.Zaten Hakimlerin önceliği hukuk değilde devlet olduğu zamam zaten ortada hakimlik kalmamaktadır.
Dediğiniz gibi suçlar Ceza yasasında farklı ayrımlara tabi tutulmuştur.Ama bu ayrıma göre şu suçta devlet önce gelir şu suçta birey önce gelir sınıflandırması bence pek doğru görülmemektedir.Devlete karşı işlenen suçlarda hiçbir delil olmadan sanıkların tutuklu olarak 2-3 yıl yargılandığı ve sonuçta bazılarının beraat ettiği bazılarının ceza aldığı ve sonuçta bunların AİHM tarafından Türkiye'yi tazminata mahkum edildiğini biliyoruz.Bunları önlemek öncelikle siz Hakimlerin görevidir.Suçları ayrıma tutarak bu suçta devlet korunur,şu suçta birey korunur mantığı Ülkeyi daha çok tazminata hükmettirir.
Saygılar...