Mesajı Okuyun
Old 23-11-2007, 21:39   #8
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan seam
.Eski eş bu konuda şu ana kadar ne maddi ne de çocuk ile şahsi ilişki kurmak için hiç bir şey yapmadı.(O) 16 yaşında olup babanın herhangi bir katkısı olmakdan yaşamı idame ettirmektedir.Bayan (H)'nın talebi şu:
Ben (O)'nun babasının soyadını taşımasını istemiyorum ve değişimini istiyorum demektedir....
Yasanın cevaz vermediği bir talebi yerine getirmeniz mümkün olmamalıdır.
T.C. YARGITAY
18.Hukuk Dairesi
Esas: 1996/10269
Karar: 1996/11112
Karar Tarihi: 11.12.1996
ÖZET: Babanın soyadı değişikliğine muvafakat vermiş olması ya da soyadını alacağı kişinin (davacının kocası) buna onay vermesi kamu düzeni ile ilgili olan yasa hükmü karşısında sonucu etkilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

(743 S. K. m. 259)
Dava: Dava dilekçesinde oğlu Oğuz’un Solovyev olan soyadının Dedeoğlu olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı Nüfus İdaresi temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Karar: Medeni Kanunun 259. maddesi hükmüne göre, doğru nesepli çocuk babasının ismini taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadını usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe çocuğun da soyadı değişmez. O halde velayete sahip ana dahi bu hakka dayanarak çocuğun soyadının değiştirilmesi davasını açamaz.
Bu konuda babanın soyadı değişikliğine muvafakat vermiş olması ya da soyadını alacağı kişinin (davacının kocası) buna onay vermesi kamu düzeni ile ilgili olan yasa hükmü karşısında sonucu etkilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.12.1996 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************