|
T.C. Danistay
12.Dairesi
Esas: 1995/8553
Karar: 1998/2439
Karar Tarihi: 19.10.1998
ÖZET : Dava, davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemin ... İdare Mahkemesinin ... günlü, .. kararıyla iptal edilmesi üzerine, davacının ... tarihleri arasında açıkta geçen süreye ilişkin mahrum kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte hesaplanarak ödenmesi ve tüm özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Her ne kadar davacı, ilk davasında, görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali ve ... tarihinden geçerli olmak üzere her türlü özlük haklarının iadesine karar verilmesini istemiş olmasına karşın ... İdare Mahkemesinin ... gün ve .... kararı ile sadece dava konusu işlem iptal edilmiş, özlük hakları konusunda bir hüküm kurulmamış ve bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan anılan karar, bu haliyle özlük hakları açısından kesin hüküm niteliği taşımamakta ise de; davacının henüz adaylık süresini tamamlamaması ve memuriyet statüsüne girip girmeyeceğinin kesin olmaması karşısında, asli memurluğa atanmasından önce derece ve kademe gibi özlük haklarının bu aşamada verilmesine olanak bulunmadığından mahkeme kararında, davacının görevden ayrı kaldığı döneme ilişkin mahrum kaldığı tüm özlük haklarının tanınmasına karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
(2709 S. K. m. 125) (4045 S. K. Geç. m. 1)
İstemin Özeti : Dava, davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemin ... İdare Mahkemesinin ... günlü, 1994/536 sayılı kararıyla iptal edilmesi üzerine, davacının ... tarihleri arasında açıkta geçen süreye ilişkin mahrum kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte hesaplanarak ödenmesi ve tüm özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesinin ... günlü, 1994/1656 sayılı kararıyla; T.C Anayasası'nın 125.maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu kuralının yer aldığı, dosyanın incelenmesinden, Fatsa Endüstri Meslek Lisesi öğretmenliğine ilk defa atanarak ... tarihinde göreve başlayan davacının, atama onayının iptali nedeniyle ... tarihinde görevine son verildiği, davacının bu işleme karşı açtığı dava sonucunda, Mahkemenin ... gün ve 1994/536 sayılı kararıyla görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptal edildiği, ilgilinin bu karara dayanılarak aynı yerdeki görevine 8.7.1994 tarihinde yeniden başlatıldığının anlaşıldığı, olayda, davacının görevinden ayrılmasına neden olan davalı idare işleminin hukuka aykırı olduğu hususu yargı kararıyla sabit olduğundan, idarenin hatalı işlemi nedeniyle mağdur olan ilgilinin, özlük haklarındaki kayıplarını ve maddi zararını yukarıda anılan Anayasa hükmü gereği telafi etme yükümlülüğünün doğduğu, bu nedenle davacının görevden ayrı kaldığı, ... tarihi ile ... tarihleri arasında mahrum kaldığı tüm özlük haklarının, bu dönemde normal hizmetine devam etmesi halinde elde edebileceği tutar, miktar ve oranlar üzerinden hesaplanarak mevcut özlük haklarına aynen yansıtılması ve parasal haklarının da, bu dönemde fiilen görevde bulunan emsalleri için ödenen miktarlar esas alınarak hesaplanacak tutar üzerinden tazmini gerektiği gerekçesiyle, davacının açıkta geçirdiği sürelere ilişkin mahrum kaldığı özlük ve parasal haklarının davalı idarece tazminine yönelik davacı isteminin kabulüne, ilgiliye anılan döneme ilişkin parasal haklarının emsalleri esas alınmak suretiyle hesaplanarak, dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idare, davacının stajyer öğretmen iken görevine son verildiğini, mahkemenin 4045 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesini gözönünde bulundurması gerektiğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Karar: İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup, davalı idarece ileri sürülen hususlar kararın, davacının yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Kararın, davacının açıkta kaldığı süreye ilişkin olarak özlük haklarının tanınmasına ilişkin kısmına gelince;
Her ne kadar davacı, ilk davasında, görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali ve ... tarihinden geçerli olmak üzere her türlü özlük haklarının iadesine karar verilmesini istemiş olmasına karşın ... İdare Mahkemesinin ... gün ve 1994/536 sayılı kararı ile sadece dava konusu işlem iptal edilmiş, özlük hakları konusunda bir hüküm kurulmamış ve bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan anılan karar, bu haliyle özlük hakları açısından kesin hüküm niteliği taşımamakta ise de; davacının henüz adaylık süresini tamamlamaması ve memuriyet statüsüne girip girmeyeceğinin kesin olmaması karşısında, asli memurluğa atanmasından önce derece ve kademe gibi özlük haklarının bu aşamada verilmesine olanak bulunmadığından mahkeme kararında, davacının görevden ayrı kaldığı döneme ilişkin mahrum kaldığı tüm özlük haklarının tanınmasına karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, ... İdare Mahkemesinin ... günlü, 1994/1656 sayılı kararının; davacının açıkta geçen sürelere ilişkin parasal haklarının dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine dair kısmı yönünden davalı idarenin temyiz isteminin reddiyle kararın bu kısmının onanmasına, mahkeme kararının davacının özlük haklarının iadesine ilişkin kısmı yönünden ise davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle kararın bu kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3.fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine karar verildi.
(X) AZLIK OYU :
Davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali ve 24.6.1993 tarihinden geçerli olmak üzere her türlü özlük haklarının iadesi istemiyle açtığı ilk davada, İdare Mahkemesinin 10.5.1994 günlü ve 1994/536 karar sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş olup, özlük hakları konusunda herhangi bir hüküm tesis edilmemiştir. Ancak sözkonusu mahkeme kararı temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden, konu ile ilgili kesin bir hüküm bulunması nedeni ile sonradan aynı taleple açılan iş bu davada davanın kabul edilerek tazminata hükmedilmesinde yasalara uyarlık görülmediği, mahkeme kararının tamamen bozulması gerekeceği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
|