|
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 1999/12575
K. 1999/16529
T. 2.11.1999
• ÜCRET ALACAĞI ( İşverenin Asgari Ücretin Altında Olmamak Kaydıyla Ücrette İndirim Yapabilmesi )
• KIDEM TAZMİNATI ( İş Akdinin Haksız Feshi Nedeniyle )
1475/m.13
ÖZET : Davacı davalıya ait işyerinde çalıştığı sırada 1992 yılı Haziran ayında işveren tarafından girdi-çıktı işlemi yapıldığını, bu sırada avans niteliğinde ihbar-kıdem tazminatı ödendiğini, ancak daha düşük ücretle çalışmalarını sürdürdüğünü bilahare hizmet akti sona erdiğinde son çalışma süresi nazara alınarak düşürülen ücrete göre tazminatınlarının hesaplanıp ödendiğini iddia ederek Haziran 1992 tarihinden ücretin düşürülmesi sebebi ile eksik ödenen ücret, ikramiye, fazla çalışma ücreti, hafta ve genel tatil çalışma ücreti, yıllık izin ücreti farklarının tahsilini istemiştir.
DAVA : Taraflar arasındaki, ücret, ikramiye, fazla çalışma ve yıllık izin ücreti, hafta ve genel tatil gündelikleri ile kıdem tazminatının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 2.11.1999 salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti.Duruşma günü davalı adına Avukat ile karşı taraf adına Avukat geldiler.Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dosyadaki yazılara,kararın dayandığı delillerle Kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, davacı yararına takdir edilen 65.000.000 TL duruşma avukatlık parası ile aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine 2.11.1999 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
----------------
Davacı davalıya ait işyerinde çalıştığı sırada 1992 yılı Haziran ayında işveren tarafından girdi-çıktı işlemi yapıldığını, bu sırada avans niteliğinde ihbar-kıdem tazminatı ödendiğini, ancak daha düşük ücretle çalışmalarını sürdürdüğünü bilahare hizmet akti sona erdiğinde son çalışma süresi nazara alınarak düşürülen ücrete göre tazminatınlarının hesaplanıp ödendiğini iddia ederek Haziran 1992 tarihinden ücretin düşürülmesi sebebi ile eksik ödenen ücret, ikramiye, fazla çalışma ücreti, hafta ve genel tatil çalışma ücreti, yıllık izin ücreti farklarının tahsilini istemiştir.
Davalı ise 1992 yılında davacının hizmet akdinin İş Yasasının 13. maddesi gereğince sona erdirildiğini ihbar ve kıdem tazminatının ödendiğini ve ibraname alındığını, yeni bir akitle daha az ücretle çalışmalarını sürdürdüğünü yasal haklarının ödendiğini davanın haksız açıldığını savunmuştur.
Mahkemece istekler hüküm altına alınmıştır.
Dosya içeriğinden davacının uzun bir süreden beri çalıştığı işyeri işvereni davalının, ekonomik nedenlerle ya işçi çıkarmak veya daha az ücretle işçi çalıştırmak zorunda olduğunu, kendi istekleri ile işyerinden ayrılan işçilere yasal tazminatlarını ödeyeceğini, bu işçilerden daha az ücretle çalışmak isteyenlerle yeniden akit yapılabileceği hususunda işyerinde duyuru yaptığı, üçyüzün üzerinde işçi çalışan işyerinde yüzden fazla işçinin ve bu arada davacının Haziran-Ağustos 1992 tarihleri döneminde "nakit para ihtiyacım dolayısıyla, kıdem ve ihbar tazminatlarının verilerek, istifanın kabulünü tensiplerinize arz ederim" ifadesini taşıyan dilekçe ile işverene başvurdukları bunun üzerine davacıya ihbar ve kıdem tazminatlarının ödendiği, davacı tarafından davalının ibra edildiği, bu işlemleri müteakip davacının daha az ücretle çalışmalarını sürdürdüğü ikinci dönem çalışması süresince bu yeni ücrete göre yapılan Toplu İş Sözleşmesi zamlarına, ücret, ikramiye, fazla mesai, tatil ve izin ücreti ödemelerine itiraz etmediği, anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklandığı gibi 1992 Haziran ayında davacının verdiği dilekçenin verilmesi için işverenin duyurusu dışında bir eylem olduğu kanıtlanmış değildir.Çok sayıda işçinin çalıştığı işyerinde dilekçe vermiyen tazminatlarını almayan çoğunluk eski ücretle çalışmaları sürdürmüştür.
Bu deliller karşısında işverenin ileride daha az kıdem tazminatı ödemek için kötüniyetli davrandığını kabul etmek mümkün değildir.1992 yılında işlemler tarafların karşılıklı rızaları ile gerçekleşmiştir.
Bu nedenlerle Haziran 1992 tarihinde hizmet akdi sona erdirildiğinin ve daha az ücretle çalışmak üzere yeni bir hizmet akti kurulduğunun kabulü gerekir.Taraflar bu tür davranmakta karşılıklı menfaatlerinin bulunduğunda anlaşmışlardır.Zira işçi toplu para alarak ihtiyaçlarını gidermiş ve işsiz kalmaktan kurtulmuş, işveren de ekonomik dengesini kurarak işyerini kapatmadan daha az ücretlede olsa işçilerini çalıştırabilmiş işyerinde sosyal barış bozulmamıştır.
1475 sayılı Yasanın 60. maddesinde düzenlenen ücretlerde indirim yapılamıyacağı yasağı, işverenin tek taraflı indirim yapamaması ile ilgilidir.Taraflar karşılıklı anlaşarak ve ileriye dönük her zaman asgari ücretin altına inmemek koşuluyla ücrette indirim yapabilirler.Zira işyerinin ekonomik koşulları bunu zorunlu kılabilir ve işçi işsiz kalmamak için bunu kabul edebilir.
İşyerinde Toplu İş Sözleşmeside uygulanmaktadır.Sendikanın da bu uygulamalara karşı çıktığı iddia edilmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle mahalli mahkeme kararının bozulması ve davanın reddi gerektiği görüşünde olduğumdan Daire çoğunluğunun onama kararına katılamıyorum.
|