Mesajı Okuyun
Old 12-11-2007, 15:36   #2
sumeyra

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım... Aynı davayı ben de açtım. Halen devam ediyor.... Ortaklığın giderilmesi davasında hakim aile konutu özgülenmeye ilişkin ilgili mahkemede dava açmak için süre veriyor. İlgili mahkeme konutun değerine göre sulh ve ya asliye hukuk mahkemesi. Biz değere göre ( konut olduğu için )Asliye hukuk mahkemesinde aile konutunun sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben özgülenmesini, tapuda tescil yapılmasını talep ettik. Ortaklığın giderilmesi davasında mahkeme şimdi diğer davanın sonucunu bekliyor. Diğer dava devam ediyor. Diğer mahkeme de önce aile konutu olup olmadığının tesbitini yapacak daha sonra özgülenme işlemini yapacak. yardımcı olacağını düşündüğüm yargıtay kararları
T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/2338

K. 2004/3194

T. 15.3.2004

• AİLE KONUTUNUN SAĞ KALAN EŞE ÖZGÜLENMESİ ( Davacının Murise Ait Mesken Nitelikli Bağımsız Bölümün Miras Hakkına Mahsuben Mülkiyet Hakkının Tanınmasını Talep Etmesi )

• DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ ( Sulh Hukuk Mahkemesinde Açılan Bir Davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde Açılan Bir Dava İle Aralarında Bağlantı Varsa Birleştirilmesinin Mümkün Olması )

• AİLE KONUTU ( Yerel Mahkemece Dava Konusu Yerin Aile Konutu Olup Olmadığı ile İlgili Aile Mahkemesinin Kararının Beklenmesinin Gerekmesi )

• BEKLETİCİ MESELE ( Yerel Mahkemece Dava Konusu Yerin Aile Konutu Olup Olmadığı ile İlgili Aile Mahkemesinin Kararının Beklenmesinin Gerekmesi )

4721/m.
652

ÖZET : Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan bir dava ile Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan bir dava aralarında bağlantı var ise, bu iki dava Asliye Hukuk Mahkemesinde birleştirilebilir. Somut olayda, mahkemece yapılacak iş bir ara kararı ile birleştirme talebinin reddine karar vermek, dava konusu ( 4 ) nolu bağımsız bölümün aile konutu olup olmadığının tesbiti ile ilgili aile mahkemesinden karar alması için davacıya önel vermek, bu konuyu bekletici sorun yapmak, aile konutu ise Türk medeni Kanununun 652. maddesi hükümlerine uygun inceleme yapıp sonucu uyarınca karar vermekten ibarettir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili 11.08.2003 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin eşinin 12.03.2003 tarihinde vefat ettiğini, muris adına Beyoğlu, 1486 ada, 15 parselde kayıtlı mesken nitelikli ( 4 ) nolu bağımsız bölümün miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkının tanınmasını; davalılara ait 6/8 payın müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Harca esas değer 18.230.362.500 lira olarak gösterilmiştir.
Davalılardan Fatma vekili süresinde yaptığı ilk itiraz ile davanın 6.5.2003 tarihinde açılan B 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/273 esas sayılı ortaklığın giderilmesi dosyası ile birleştirilmesini istemiştir.
Dava, aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi isteğine ilişkindir. ( TMK. Md. 652 )
Mahkemece, davanın B 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası ile birleştirilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.


O halde mahkemece yapılacak iş……………………, dava konusu ( 4 ) nolu bağımsız bölümün aile konutu olup olmadığının tesbiti ile ilgili aile mahkemesinden karar alması için davacıya önel vermek, bu konuyu bekletici sorun yapmak, aile konutu ise Türk medeni Kanununun 652. maddesi hükümlerine uygun inceleme yapıp sonucu uyarınca karar vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden yanlış nitelendirme ile birleştirme kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.


T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2004/3897 K. 2004/4674 T. 13.4.2004

• MURİSTEN KALAN TAŞINMAZIN AİLE KONUTU OLDUĞUNUN TESPİTİ ( SAĞ KALAN EŞİN MİRAS HAKINA MAHSUBEN BİRLİKTE OTURULAN EV ÜZERİNDE KENDİSİNE MÜLKİYET HAKKI TANINMASINI İSTEYEBİLECEĞİ )

• AİLE KONUTU ( EŞLERDEN BİRİNİN ÖLÜMÜ HALİNDE SAĞ KALAN EŞİN MİRAS HAKINA MAHSUBEN BİRLİKTE OTURULAN EV ÜZERİNDE KENDİSİNE MÜLKİYET HAKKI TANINMASINI İSTEYEBİLECEĞİ )

4722/M.17

4721/M.652,240

ÖZET : Davacı dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun belirlenmesini istemiştir. Aile Mahkemesince yapılacak iş tarafların delillerini toplayıp, bu konutun aile konutu olup olmadığını belirlemekten ibarettir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. ( 4722 S.K. md.17 )
Muris Yahya 11.02.2002'de ölmüştür.
Medeni Kanunun 652. maddesi; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa, sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini hükme bağlamıştır.
Davacı dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun belirlenmesini istemiştir. Aile Mahkemesince yapılacak iş tarafların delillerini toplayıp, bu konutun aile konutu olup olmadığını belirlemekten ibarettir. Açıklanan husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. ( MK. Md. 240 )
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, ***ma sebebine göre de diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 13.04.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/4506 K. 2004/5669 T. 3.5.2004
ÖZET :Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1- Evlilik Birliğinin yargılama sırasında da devam ettiği anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
2- Aile konutu ile ilgili taraf delilleri toplanmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
3- Kabule göre de;
Türk Medeni Kanununun 240/1. maddesine göre: "sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır.
Yararlanma hakkı ölüm nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi halinde sağ kalan eşe tanınmış bir hak olduğu halde, bu hakkın boşanan eşe de tanınması usul ve yasaya aykırıdır. ……..

,……………………..
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 03.05.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.