 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan muzaffererdoğan |
 |
|
|
|
|
|
|
Malvarlığına dahil bir hak var. Bunu istifa ederek paraya çevirebiliyor, kooperatif bu kişiyi çıkararak bu hakkı paraya çevirebiliyor, borçlu hisseyi devredip paraya çevirebiliyor, alacaklı haczedip çeviremiyor?
Bu hakkaniyete uygun mudur?
|
|
 |
|
 |
|
Sayın muzaffererdoğan, mesajımın hiçbir yerinde sonuçların hakkaniyete uygun olduğunu iddia etmedim.Sadece mevcut yasal düzenlemenin buna imkan tanımadığını belirterek, yasal değişiklik ihtiyacının sebeplerini ortaya koymaya çalıştım.
Kısaca tekrar vurgulamak gerekirse, kooperatif ortağının devredebileceği, tasfiye payından, daha geniş bir kavram olan “ortaklıktır.” Bir başka ifadeyle “ortaklık payıdır”. Alacaklının haczedebileceği ise ortaklık payından çok daha dar bir kavram olan, “ortağın faiz ve gelir-gider farklarından hissesine düşen miktar ile kooperatifin dağılmasında ona düşecek paydır.”
Görüldüğü gibi, devredilmesi ve haczedilmesi öngörülen haklar birbirinden farklıdır. Bana göre, hakkaniyete aykırılık da bu farklılıktan kaynaklanmakta, eşitsizlik alacaklıların mağduriyetine sebep olmaktadır. Tasfiye payının, hukuken paraya çevrilebilir nitelikte oluşu da bu eşitsizliği giderememektedir. Zira, tasfiye payı fiilen alıcı bulacak değerde değildir.
 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan muzaffererdoğan |
 |
|
|
|
|
|
|
Burada karşımıza çıkan sorunlardan birisi üyeliğin haczedilip haczedilemeyeceği. Yargıtay bunu kabul etmiyor. Bunu anlarım.
|
|
 |
|
 |
|
İzninizle bir hususu düzeltmek istiyorum. Yargıtay’ın kabul etmediği, “üyeliğin haczi” olmayıp, ortaklık payının haczidir.
“Üyelik haczinin” mümkün olmadığına ilişkin bir karar ekleyecek olursanız, konuyu tekrar gözden geçiririz.
Ortaklık payının haczedilemeyeceğine ilişkin bir karar eklidir.
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/16942
Karar: 2005/20667
Karar Tarihi: 24.10.2005
ÖZET : Koperatif ortağının alacaklıları ancak ortağın faiz ve gelir-gider farklarından hissesine düşen miktar ve kooperatifin dağılmasından ona düşecek payı haczedebilirler. Kooperatif herhangi bir şekilde dağılmadıkça
ortağın ortaklık payının haczi mümkün değildir. İcra Müdürlüğünce yapılan işlemde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
(1163 S. K. m. 19)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 19/son madde hükmüne göre kooperatif ortağının alacaklıları ancak ortağın faiz ve gelir-gider farklarından hissesine düşen miktar ve kooperatifin dağılmasından ona düşecek payı haczedebilirler.
Kooperatif herhangi bir şekilde dağılmadıkça ortağın ortaklık payının haczi mümkün değildir. İcra Müdürlüğünce yapılan işlemde bir usulsüzlük bulunmadığından, Mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.10.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan muzaffererdoğan |
 |
|
|
|
|
|
|
Burada ifadeler önem kazanıyor. Üyelik kişisel bir hak/durumdur. Bu doğru. Peki benim bu üyenin İİK 89 gereğince üyelikten doğan hak ve alacaklarını haczetmeme engel bir durum var mı?
|
|
 |
|
 |
|
İfadelerin önemli olduğuna ilişkin görüşünüze katılıyorum.Zaten, yorum farklılığı, konunun farklı terminolojiyle ifade edilmesinden ve terimlere farklı anlamlar yüklenmesinden kaynaklanmaktadır.
“Üyelik haczi” ve “ortaklık payı haczi” düzeltmesinden sonra, Yargıtay kararında öngörülen terminolojiyi kullanacak olursak, ortaklık payının haczedilemeyeceğini kabul ederken, ortaklık payından doğan hak ve alacakların haczedilebileceğini düşünmek bir çelişki olacaktır.
Saygılarımla.