01-10-2007, 14:56
|
#3
|
|
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/2952
K. 2004/3851
T. 19.4.2004
• ARACIN TRAFİK SİCİLİNE HACİZ KONULMASI ( Noterde Düzenlenen Sözleşmeyle Satın Alırken Trafik Sicilinde Haciz Kaydı Bulunmadığı - Alıcının İyiniyetle Araç Mülkiyetini Kazandığı/3. Kişinin İstihkak Davası )
• ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN İSTİHKAK DAVASI ( Aracın Trafik Siciline Haciz Konulması/Noterde Düzenlenen Sözleşmeyle Satın Alırken Trafik Sicilinde Haciz Kaydı Bulunmadığı - Alıcının İyiniyetle Araç Mülkiyetini Kazandığı )
• TRAFİK SİCİLİNE HACİZ KONULMASI ( Noterde Düzenlenen Sözleşmeyle Satın Alırken Trafik Sicilinde Haciz Kaydı Bulunmadığı - Alıcının İyiniyetle Araç Mülkiyetini Kazandığı/3. Kişinin İstihkak Davası )
• HACİZ ( 3. Kişinin İstihkak Davası - Noterde Düzenlenen Sözleşmeyle Araç Satın Alırken Trafik Sicilinde Haciz Kaydı Bulunmadığı - Alıcının İyiniyetle Araç Mülkiyetini Kazandığı )
• KARAR BAŞLIĞI ( Davacının Davalı Davalının Davacı Olarak Yazılmış Olmasının Bozmayı Gerektirdiği )
2004/m.96
2918/m.20/d
1086/m.388/2
ÖZET : 1- Davacı trafik siciline haciz konulan aracı 2918 sayılı Yasa'nın 20/d maddesine uygun şekilde noterde düzenlenen sözleşmeyle satın alırken trafik sicilinde haciz kaydı bulunmadığından iyi niyetle araç mülkiyetini kazanmıştır. Trafik siciline tescil kurucu değil açıklayıcı bir idari işlem olduğundan mülkiyetin alıcıya geçmesi için trafik siciline tescil zorunlu değildir.
2- Ayrıca, karar başlığında davacının davalı, davalının davacı olarak yazılmış olması da HUMK'nın 388/2. maddesi uyarınca bozmayı gerektirir.
DAVA VE KARAR : 1- Uyuşmazlık 3. kişinin İİK'nın 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davasıdır.
Dava konusu aracın trafik siciline haciz 09.07.2002 tarihinde konulmuştur. Davacı bu aracı 28.06.2002 tarihinde 2918 sayılı Yasa'nın 20/d maddesine uygun şekilde noterde düzenlenen sözleşmeyle satın alırken trafik sicilinde haciz kaydı bulunmadığından iyiniyetle araç mülkiyetini kazanmıştır. Mülkiyetin alıcıya geçmesi için trafik siciline tescil zorunlu değildir. Çünkü, tescil kurucu ( ihdasi ) değil açıklayıcı ( izhari ) bir idari işlemdir.
Bu durumda davanın kabulü gerekirken, davacının tescil işlemlerini yaptırmadığı gerekçesiyle reddi usul ve yasaya aykırıdır.
2- Bundan başka, karar başlığında davacının davalı, davalının davacı olarak yazılmış olması da HUMK'nın 388/2. maddesi uyarınca bozmayı gerektirir.
O halde, davacı 3. kişi'nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına, 19.04.2004 gününde karar verildi.
|