01-04-2004, 00:09
|
#5
|
|
Konuyu ilk okuduğumda, ADALET in ŞANSLA ilgisi ne, bu da nereden çıktı diye düşünmüştüm. Böyle oluncada anket fazla ilgilendirmiyor.
Konu üzerinde biraz düşününce Sayın Hulusi Metin in ADALETLE ŞANS arasında bağlantı kurması bana bir hayli ilginç geldi.
İşin aslı ADALET kavramından neyi anladığımız noktasında düğümleniyor. ADALET sadece hakimlerin ve mahkemelerin bir konu hakkındaki kararlarını, ADALET dağıtmalarınımı içerir, yoksa başka anlamlarıda varmıdır?
Önce mahkemelerin kararları üzerinde duralım isterseniz. Mahkemenin verdiği karar kimin için ADİLDİR? Temyize giderim, o da olmazsa AIHM e giderim diyen için değil herhalde. Davayı kaybeden ekseriyetle ADALETİN yerini bulmadığı ve haksızlığa uğradığı kanısındadır. Buna sebep olarakta çoğu zaman mahkemeyi, savcıyı, karşı tarafı ve avukatını gösterir. Bunların eline düştüğü için kendisini ŞANSSIZ addeder. Hangi hakimin davasına bakacağını öğrendiğinde sevincinden ne yapacağını bilemiyen, "ŞANSIM" varmış diyenleri hepimiz tanırız. Bu tür sevinmelerin veya üzülmelerin tamamen yersiz olduğunu kimse öne süremez zannedersem.
Çoğumuzun bir gün tecelli edeceğine inandığımız, veya inanmadığımız İLAHİ ADALETİ bir yana bırakalım isterseniz. Çoğumuz, tesadüfen veya “şans eseri” bir hastalığa yakalanan veya düşüp ayağını kıran sömürücüler ve çevrelerinde kötü olarak tanınan insanlar için “ilahi ADALET yerini buldu, ettiğini çekiyor” desek bile. “Şans eseri” sosyal ADALETSİZLİĞİN kurbanı olupta sokaklarda sürünenlerin fani dünyada çektiklerine aldırmadan yolumuza devam etsek bile.
Anayasanın temel hakları düzenliyen ve belirli bir hukuk ve ADALET düzeni getiren hükümleri bizim için bir “ŞANSTIR” bence. Bu ŞANSLARI gerçekleştirecek onları günlük hayata geçirecek ŞANSIMIZI/imkanlarımızı kullanırsak “şanslıyız” bence. Bizden ŞANSLI olan ve temel haklarını günlük hayata geçiren ülkeler olduğu gibi bizden daha gerilerde olma ŞANSSIZLIĞINA uğramış olanlarda var.
Belirli zaman süreçlerinin ve belirli ülkelerin kendilerine göre bir ADALET kavramları var. Bu ADALET kavramları küreselleşme sürecinde belirli bir birlik anlayışına yönelmiş olsa bile. Herhangi bir padişahın veya diktarörün ADALETİNE/Adaletsizliğine teslim olmamış olmamız bizim için bir ŞANSTIR diyebilirim.
Almanların bir atasözleri var “herkes kendi mutluluğunun/şansının demircisidir” diye. Herkes kendi şansının demirini dövüp kendi istediği kalıbı verir anlamına geliyor.
Biraz derinlemesine düşündüğümüz zaman herkesin kendi ŞANSININ demircisi olamıyacağını anlamakta zorluk çekmeyiz. Zamanın ve toplumların akışına/gelişmesine belki herbirimiz şu veya bu şekilde bir katkıda bulunabiliriz, bu akışın yönünü değiştirmek hiç birimizin elinde değildir. Saddamların ve Bushların bile.
Böyle oluncada günümüzdeki hukuk devletlerinin temel ilkelerinden birisi olan ADALET kavramının sahiden gerçekleşmesi bir yerde ŞANS işi oluyor. Buna rağmen biz ADALETİN gerçekleşmesi için uğraşalım ve ŞANSA bırakmıyalım derim.
Sayın Hulusi Metin, üçüncü bir şık koymuş olsaydınız ankete katılırdım. Örneğin: "ADALETİN gerçekleşmesi zamana ve duruma bağlıdır" diye. Veya "benim ADALET düşüncemle diğerlerinin ADALET düşüncelerinin aynı olması, bir "ŞANS" işidir diye.
Saygılarımla
|