09-03-2004, 01:03
|
#55
|
|
sarkaç
odamın ön penceresinde
ay dilini çıkarmış
kızıla çalan renginde
bulut perdeleri arasından
boynunu uzatmış sevgili gibi
tepeleri öpüyor sessizce
hiç umursamıyor kaygıdan uzak
milyarlarca yıldız göz
ona bakıyor oysa
göz kırpıştırarak
ve tepelerde ağaçlar kuşlar kayalar
çiçekler binbir türlü ve karıncalar böcekler
durmuş zaman dinginliğinde yaşamın
farkında bile değiller
kendilerini şevkatle öpen ayın
arka penceresinden odamın
ay görünmüyor her yer karanlık
yine de bazen benden bir adam
bırakıp o güzel ay manzarasını
orada karanlığı seyre dalıyor
işte sarkaç
incecik yaşam ipinin ucunda
çok pencereli bilincin
kendimizde çokladığı biz
ip koptuğunda sarkacın
neresinde olmak isteriz
durmaksızın salınan sarkaç
iki penceresi arasında yaşamın
ve uçlarda sürüklenen benler ve senler
bir an göz göze gelip farklı yönlerden
tam sarılacakken biz olduk diye
birbirini tutamıyor boşlukta
ve boşlukta salınıyor boş ellerimiz
kim bu sarkacın sahibi
onu sallayan kim
merhaba
|