Mesajı Okuyun
Old 20-09-2007, 13:58   #2
halit pamuk

 
Varsayılan

Aslında sorduğunuz çok önemli ve tartışılması gereken bir konu.

2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunun ek-8. maddesinde

" Vakıfca kurulucak yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar, Devlet yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar gibi düzenlenir ve onların görevlerini yerine getirir. Öğretim elemanlarının nitelikleri Devlet yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanlarının niteliklerinin aynıdır. Devlet yükseköğretim kurumlarında çalışmaları yasaklanmış veya disiplin yoluyla bu kurumlardan çıkarılmış kişiler, vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alamazlar."

Demekte,

Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 12. maddesinde(Hala değişmediyse)

"Tüzel Kişilik Kazanma

MADDE 12. Üniversite veya yüksek teknoloji entitüsü kuruluş kanunun resmi gazetede yayınlandığı tarihte tüzel kişilik kazanır.

Kamu tüzel kişiliğine sahip olan vakıf üniversiteleri ve yüksek teknoloji enstitüleri kendilerine ait mal varlıklarına ve bunlar üzerinde her türlü tasarruf hakkına sahip olup, rektör hariç her düzeydeki yöneticileri ve diğer personelini kendi organlarının kararı ile görevlendirirler.

Vakıf tüzel kişiliğinin herhangi bir şekilde sona ermesi halinde vakıf yükseköğretim kurumunun tüzel kişiliği devam eder."

vakıf üniversitelerin kamu tüzel kişiline haiz oldukları açıkça ifade edilmiştir.


Yani kamu tüzel kişiliğine haiz ve öğretim üyelerinin diğer üniversitelerden farkı olmadığı açıkça belirten kanun hükmünden dolayı diyoruz ki; yapılan sözleşme idare hukuku sözleşmesidir. Bu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda da yetkili yargı merci, idari yargıdır.



ÖRNEK KARAR:

Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
SEKİZİNCİ DAİRE 2003 561 2002 5557 04/02/2003

KARAR METNİ
... ÜNİVERSİTESİNDE PROFESÖR OLARAK GÖREV YAPAN DAVACININ İŞ AKDİNİN FESHİNE İLİŞKİN İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİYLE AÇILAN DAVANIN GÖRÜM VE ÇÖZÜMÜNÜN İDARİ YARGININ GÖREVİNDE OLDUĞU HK.<
Temyiz İsteminde Bulunan : Prof.Dr. ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : ...Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : Davalı idarede profesör olarak görev yapan davacının iş akdinin feshine ilişkin 16.4.2002 günlü ... Üniversitesi Rektörlüğü işleminin iptali istemiyle açılan davada; davacının 2547 sayılı Yükseköğretim Yasasında öngörülen usule uygun bir şekilde atamasının yapılmamış olması, tamamen tarafların serbest iradesine dayalı olarak akdedilen sözleşmenin 9. maddesine göre de ihtilafların çözümünde ...Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun belirlenmiş bulunması karşısında, idari yargı yerince çözümü gereken idari bir işlem veya idari bir sözleşmeden bahsedilemeyeceğinden, uyuşmazlığın çözümünün adli yargı yerlerinin görevine girdiği gerekçesiyle davayı görev yönünden reddeden ... İdare Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti: Dava konusu sözleşmede idareye tek taraflı hiçbir yetki tanımamış olmasının uyuşmazlığın Özel hukuk hükümlerine dayandığını göstereceği, davacının öğretim üyeliği görevinden çıkarılmadığı, sadece iş akdinin feshedildiği öne sürülerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi İbrahim ÖZDEMİR'in Düşüncesi: Uyuşmazlığın çözümü idari yargının görevine girdiğinden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Radiye TİRYAKİ'nin Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü :
Uyuşmazlık, ... Üniversitesinde profesör olarak görev yapan davacının, iş akdinin feshedilmesine ilişkin işlemden doğmuştur.
Anayasanın 130. maddesinin birinci fıkrasında, kamu tüzel kişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversitelerin Devlet tarafından kanunla kurulacağı belirtildikten sonra, 2. fıkrasında, kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabileceğine ilişkin ayrık bir hüküm konulmuştur. Gerçek kişiler ve Devlet'ten başka tüzel kişilere yükseköğretim kurumu kurma olanaksızlığının istisnası olan Vakıflara tanınmış bu ayrıklık; anılan maddenin 10. fıkrasında " Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumlarının, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasa'da belirtilen hükümlere tabidir." kuralına bağlıdır.
Anayasa Mahkemesinin E:1990/2, K:1990/10 sayılı kararında, Anayasadaki bu konuya ilişkin hükümler şöyle açıklanmaktadır; Maddenin birinci fıkrasında sayılan amaçlar ile yasayla kurulma, kamu tüzel kişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip olma, üniversitelerin ülke sathına dengeli bir biçimde yayılmasının gözetilmesi kuralları ve üniversite elemanlarının serbestçe her türlü bilimsel araştırma ve yayında bulunabilmeleri ve bunun sınırı, üniversite yönetim ve denetim organlarının ve öğretim elemanlarının Yükseköğretim Kurulunun veya üniversitelerin yetkili organlarının dışında kalan makamlarca her ne surette olursa olsun görevlerinden uzaklaştırılamayacaklarına ilişkin güvence ile yükseköğretim kurumlarının örgütlenmeleri ve işleyişleri ile ilgili olarak maddenin dokuzuncu fıkrasında sayılan konuların da yasayla düzenlenmesi zorunluluğu olarak gösterilmiştir. Anayasa Mahkemesi, bu ilkelerin, ister Devlet, isterse vakıflar tarafından kurulsun, tüm yükseköğretim kurumlarına yönelik olduğunu, eğitim ve öğretimin her türlü dış etkiden uzak, bilimin gerektirdiği yansız ve baskısız bir ortam içinde yapılmasını sağlayacak biçimde düzenlendiğini belirtmiştir.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa 2880 sayılı Kanun ile eklenen ve vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumları ile ilgili düzenlemeler getiren Ek Madde 2'de, vakıfların, kazanç amacına yönelik olmamak koşuluyla ve mali ve idari hususlar dışında akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden bu kanunda gösterilen usul ve esaslara uymak kaydıyla yükseköğretim kurumları veya bunlara bağlı birimlerden birini veya birden fazlasını kurabilecekleri belirtilmiş, Ek Madde 5'de, vakıf mütevelli heyetinin, yükseköğretim kurumunda görevlendirilecek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin sözleşmelerini yapacağı, atamalarını ve görevden alınmalarını onaylayacağı, aynı Yasadaki Ek Madde 8'de ise, vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumlarındaki akademik organların, Devlet Yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar gibi düzenleneceği ve onların görevlerini yerine getireceği, öğretim elemanlarının niteliklerinin Devlet Yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanlarının nitelikleri ile aynı olacağı kuralı yer almıştır.
Davalı Yeditepe Üniversitesi de anılan mevzuat hükümleri çerçevesinde 2809 sayılı Yükseköğretim Teşkilatı Hakkındaki Yasaya 4142 sayılı Yasa ile eklenen Ek 39. madde ile vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlere tabi olmak üzere kamu tüzel kişiliğine sahip olarak kurulmuştur.
İdari rejime dayalı olarak düzenlenmiş bulunan Türkiye'nin yönetim yapısında, kamu tüzel kişiliği idari yargının görev alanının belirlenmesinde kullanılan ölçütlerden birisidir. Kamu tüzel kişilerinin kuruluş amacı kamu yararı; faaliyet konuları ise kamu hizmetidir.
Dolayısıyla özel hukuk tüzel kişilerine nazaran üstün ve ayrıcalıklı kamu gücüne sahiptirler ve tek taraflı işlemlerle yeni hukuki durum yaratabilirler. Bu nedenle de personeli kamu hukukuna tabidir.
Kanunla kurulma ve kamu tüzel kişiliğine sahip olmanın yanısıra "Bilimsel Özerklik" de Devlet üniversitelerinin yanısıra vakıf üniversitelerinin de tabi olduğu Anayasal ilkelerden birisidir. Üniversitelerde bilimsel özerklik ilkesi benimsenirken güdülen amaç, yükseköğretimin çeşitli siyasal çevre ve baskı grupları ile düşünce kümelerinin etkisinin dışında tutarak, bilimsel amaç, hedefler ve gereksinimlerine bağlı olmalarını sağlamaktır. Bu nedenle de, bilimsel faaliyetin asli unsurları olan yükseköğretim elemanlarının, görevleri, unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri gibi özlük haklarının kanunla düzenleneceği konusunda anayasal teminat altına alınmıştır.
Kamu tüzel kişiliğine ve ayrıcalıklı kamu gücüne sahip olan davalı vakıf üniversitesinin, kamu hizmeti görmek amacıyla, davacı öğretim üyesi ile aralarında yaptığı sözleşme, kamu hukukuna tabi idari hizmet sözleşmesi niteliğindedir. Aksi düşünce, hem "Bilimsel Özerkliğin" sağlanması yolundaki Anayasal hedefe, hem de öğretim elemanlarının "güvenliği" konusunun, 2547 sayılı Yükseköğretim Yasasına tabi olduğu yolundaki anılan yasal düzenlemelere aykırı düşecektir.
Bu durumda, davacının iş akdinin feshine ilişkin işlemin yargısal denetiminin idari yargı yerlerinde yapılması gerektiğinden, uyuşmazlığın çözümünün adli yargının görevinde olduğu gerekçesiyle davayı görev yönünden reddeden İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, ... İdare Mahkemesi kararının bozulmasına 4.2.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.
BŞ/ÖEK