06-08-2007, 20:26
|
#6
|
|
İhtiyati tedbire itirazın reddi bir ara kararıdır. Her aşamada bu ara kararının yeniden gözden geçirilmesi, tedbirin kaldırılması ve değiştirilmesi istenebilir. Ayrıca teminat karşılığı da kaldırılması , değiştirilmesi istenebilir. HUMK.nun 107.maddesindeki itirazın dışında ;111. maddesi bu yoldaki başvuruya imkan tanımaktadır.
Alıcı TMK. 1023 maddesindeki korumadan yararlanır. Karşı tarafın alıcı ile satıcı arasında ittifak bulunduğunu, alıcının iddia edilen yolsuzluğu bildiği veya bilmesi gerektiğini ispat etmesi gerekir. Tapuda satış bedelinin düşük gösterilmesi tek başına aleyhe bir delil sayılmaz. ( Satış bedelinin satış tarihindeki emlak vergisi değerinden düşük olması , tapuca bu husus araştırıldığından pek mümkün gözükmemektedir. Bugünkü emlak vergisi değeri yüksekolabilir. ) Gerçek değer keşifle belirlenir. Bunun için kamulaştırmada olduğu gibi emsal satış araması yapılmalı. Diğer subjektif unsurların da araştırılması gerekir. Örneğin alıcı ile satıcının birbirini tanımamaları, komşu arkadaş ayni köyden olma gibi aralarında yakınlık bulunmaması , alıcının ödeme kabiliyetinin bulunması, taşınmazı alması için sebebin bulunması, satıcının satma ihtiyacının olması, taşınmazın sık sık el değiştirmemesi , gibi unsurlar iyiniyetli davranış olarak kabul edilebilir.Bunları tanıklar ifade edeceklerdir.
İhtiyadi tedbir kararının HUMK. 111 md.sine göre yeniden gözden geçirilmesi istenirken, bana göre yeni bir delile dayanmalı. Örneğin tanıklar dinlendikten sonra bu talep yapılmalı. Ne bileyim; bir inşaat mühendisinden inşaatın durmasından doğan günlük veya aylık zararın miktarı hakkında görüş alıp dilekçeye eklenmeli gibi... Yoksa hiçbir delile dayanmadan sadece hukuki gerekçelerle talepte bulunulması halinde büyük bir ihtimalle " durumda bir değişiklik olmadığından istemin reddine " şeklinde karar verilebilir. Talepler yerinde v e zamanında bilinçli yapılmalı. Diye düşünüyorum.
Saygılarımla.
|