31-07-2007, 13:31
|
#2
|
|
Benim kannatim, değişen yeni durumlara göre nafaka talebinin değerlendirilmesi gerekeceği yönünde idi, ama anladığım kadarı ile yargıtay farklı görüşte.
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas : 2004/889
Karar : 2004/1319
Tarih : 26.02.2004
ÖZET : Medeni Yasa hükümlerine göre, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan eş yoksulluk nafakası isteyebilir ise de, davacı yönünden kesinleşen daha önceki hüküm yoksulluğa düşmediği yönünde kesin hüküm oluşturmuştur.
(4721 s. MK. m. 175)
KARAR METNİ :
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, taraflar boşanma davasında mali konularda anlaşmışlar ve bu anlaşmayı hakim huzurunda da kabul etmişlerdir. Bu nedenle davacı Beliğa kendisi için nafaka ve tazminat talebinden vazgeçmiş ve bu karar kesinleşmiştir. TMK. nun 175. maddesine göre; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan eş yoksulluk nafakası isteyebilir ise de, davacı yönünden kesinleşen bu hüküm yoksulluğa düşmediği yönünde kesin hüküm oluşturmuştur.
O halde, davacının artık yoksulluk nafakası talebinde bulunamayacağı düşünülmeden talebin bu yönden de kısmen kabulü cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün bu yönden HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak : Corpus
|