28-07-2007, 03:34
|
#16
|
|
Arkadaşlar;bana göre, imama yönelik eylemde "evrakta sahtecilik" suçunun maddi ve manevi unsurları bulunmuyor. Şöyle ki; her ne kadar bu suçta "özel kast" aranmıyor ise de,söz konusu eylemde "genel suç kastı" bile yoktur. Yani suçun manevi unsuru oluşmamıştır.
Diğer taraftan; maddi unsur yönünden de "evrakta sahtecilik" suçunun oluşmadığı kanısındayım: Sahte olarak düzenlenen bir belgenin, objektif olarak hukuki sonuç doğurmaya müsait olması gerekmektedir. Oysa olayda imam için hazırlanan belge, hukuki bir sonuç doğurmamakta, yalnızca bilgilendirmektedir. Yani ne imam, ne de bir başkası, bu belgeyi kullanarak hak ve menfaat elde edemez.
Bir Yargıtay kararında; sahte olarak düzenlenen bir veraset ilamından söz ediliyor. Bu sahte ilam, mirasçılardan birisini mirasçı göstermemek amacıyla düzenleniyor. Ne var ki ilamın kullanıldığı resmi işlem, aslında ismi ilamdan çıkartılan mirasçı açısından her hangi bir sonuç doğurmuyormuş. Yargıtay bu ilamın sahte belge kabul edilemeyeceğine hükmediyor. Kararın numarasını şimdi bulamadım. Ama karar bu mealde. Gerçi eski TCK zamanında verilmiş ama, iki yasa arasında bu açıdan bir farklılık olmadığını düşünüyorum. Selamlar.
|