Mesajı Okuyun
Old 25-07-2007, 00:12   #2
hukukbilgisi

 
Varsayılan

Bu karar sanırım sorunuza bir yanıt olacaktır:

"T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/14484
K. 2004/4433
T. 31.3.2004
• ECZANE İŞLETMESİNE İLİŞKİN ADİ ORTAKLIK ( Sözleşmesi Yasanın Emredici Kurallarına Aykırı Olduğundan Butlan Nedeniyle Geçersiz Olduğu Tarafları Bağlamadığı - Eczacı Olmayan Birinin Ortaklık Suretiyle de Olsa Eczane İşletemeyeceği )
• KAR ORTAKLIĞI ( Eczane İşletmesine İlişkin Adi Ortaklık Sözleşmesinin Eczacı Olmayan Kişiye Eczane İşletmesini Sağladığından Yasanın Emredici Hükümlerine Aykırı Olduğu - Eczacı Olmayan Kişi Tarafından Eczane İşletilemeyeceği )
• HUKUKİ NİTELEME ( Maddi Olguları Bildirmenin Tarflara Hukuki Niteleme Yapmanın Hakime Ait Olduğu - Eczane İşletmesine İlişkin Adi Ortaklık Sözleşmesinin Yasanının Emredici Kurallarına Aykırı Olduğundan Butlan Nedeniyle Geçersiz Olduğu )
818/m.18
6197/m.1, 2, 40
6643/m.20, 22
1086/m.76

ÖZET :Taraflar BK.nun 18. ve Anayasanın 48. maddesi gereğince sözleşme serbestisi ve akit yapma muhtariyetine sahiptirler. Yapılan sözleşme kanunun çizdiği sınırlar dışında veya kanun hükümlerine aykırı ise bu gibi sözleşmeler geçersizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat Veysel Esen ile davalı vekili avukat Sevinç Erkılıç'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı ile işyerine ait kira süresini düzenleyen 2. maddeden oluşan bir sözleşme imzaladığını, davalının bilahare sözleşmeye eklemeler yaparak eczanenin ortağı ve alacaklı olarak kendisini gösterdiğini belirterek sözleşmenin butlanının tesbitine, tamamen batıl ilan edilmediği taktirde ortaklığa ilişkin hükümlerin geçersizliğinin tesbitine, bu sözleşmeye dayalı olarak borçlu olmadığının tesbitini talep etmiştir.

Davalı, eczanenin işletilmesi için işletme ortağı olduğunu, kâra ortak olunduğunu, yasaya aykırı bir durumun olmadığını, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.

Mahkemece davanın reddine karar vermiş olup, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar BK.nun 18. ve Anayasanın 48. maddesi gereğince sözleşme serbestisi ve akit yapma muhtariyetine sahiptirler. Yapılan sözleşme kanunun çizdiği sınırlar dışında veya kanun hükümlerine aykırı ise bu gibi sözleşmeler geçersizdir. Davacı eczacı olup davalı, davacı ile kâr ortaklığına ilişkin sözleşme düzenlediğini ve bu sözleşmenin geçerli olduğunu savunmuş, davacı ise açmış olduğu davada sözleşmenin geçersiz olduğundan bahisle borçlu olmadığının tesbitini talep etmiştir. HUMK.nun 76. maddesi gereğince maddi olguları bildirmek taraflara, hukuki niteleme yapmaksa hakime aittir. Sözleşme kurulduğu an kanunların emrettiği buyurucu hükümlere ayrı ise sözleşme yapıldığı tarihte hüküm ifade etmez. Mahkemece Türk Eczacılar Birliği Kanunu, Eczacılar ve Eczaneler hakkında kanun ve Türk Eczacıları Deontoloji Tüzüğü araştırılmamıştır. Oysa Eczacılar ve Eczaneler hakkında kanunun 1. maddesinde eczane açmak eczacılık tekeline tabi tutulmuştur, 2. maddede eczacılık yapabilmek için diğer koşullar yanında temel koşul olarak "Türkiye eczası Mektep veya Fakültelerinden diplomalı olmak" öngörülmüş. Yasanın diğer maddeleri de yer yer ve insicamlı bir şekilde bu ilke korunmuş, 40. madde ile de aksine hareket edenler hakkında cezai müeyyideler getirilmiştir. 6643 sayılı yasanın 20. maddesinde idare heyetinin diğer vazifeleri başlığı altında ( a ) bendinde "kanun haricinde menfaat temin etmek maksadıyla gerek aza ve gerek meslek mensupları ile başka şahıslar arasında gizli anlaşmalar yapılmasına ve muvazaa yoluyla müesseseler kurulmasına mani olmak" 22. maddede yukarıdaki maddenin şumulüne giren fiili ve hareketler nedeniyle meslek mensuplarının müdafaalarının isteneceği belirtilmiştir. Hal böyle olunca yasaların tüm madde metinlerinden yazılış şeklinde ve izlediği amaçtan bakıldığında kamu menfaat ve düzenini amaçladığı ve toplumun sağlığı ile doğrudan ilgili emredici hükümler getirdiği görülmektedir. Eczane işletilmesine ilişkin adi ortaklık sözleşmesinin bizatihi ve muhtevası itibariyle eczacı olmayan bir kişinin eczaneye işletmesini sağladığı ve bunu amaçladığı, 6197 sayılı yasanın kamu düzeni düşüncesiyle koyduğu kuralları değiştirmeyi hedef tuttuğu çok açıktır. Bu durumda sözleşmenin amacı ve tarafların akitte kararlaştırdıkları edimi az yukarıda açıklanan yasanın emredici normlarıyla çatıştığı için hukuka aykırıdır. Hukuka aykırı sözleşmeler butlan nedeniyle geçersizdir, hukuken tarafları bağlamaz ve bir hak ve borç doğurmaz. Mahkemenin belirtilen hukuk kurallarını düşünmeden hukuki tanım ve yorumlarda yanılgıya düşerek yazılı şekilde sözleşmeyi geçerli kabul edip davayı reddetmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 375.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 31.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi."