01-07-2007, 11:49
|
#207
|
|
28.06.2007 Perşembe günü saat 16.00'da İstanbul Barosu'nda yaklaşık 30 cmk
avukatı olarak bir araya geldik.
Baro'da buluştuğumuzda yönetim kurulu toplantı halindeydi.
Başkan Kazım Kolcuoğlu yurtdışında bulunduğundan toplantıya Mehmet Durakoğlu
başkanlık yapıyordu. Bir süre bekleyişin ardından Mehmet Durakoğlu görüşme
için yanımıza geldi.
CMK avukatları toplantıda esas olarak baronun cmk sorununda etkili bir tavır
alamadığını dile getirdi. Bunun yanısıra Barolar Birliği'nin cmk
avukatlığına olumsuz bakışının yaşanılan olumsuzluklarda önemli bir paya
sahip olduğu da dile getirildi.
İstanbul Barosu'na yöneltilen eleştirilerin temelinde yasal düzenlemelerle
zayıflatılan müdafilik ve vekillik sisteminin savunulmasında baronun yeterli
etkinlikte bir mücadele vermediği yer aldı. Yasalar, genelgeler ve
yönetmeliklerdeki olumsuzluklara karşı fiili ve meşru bir mücadelenin mümkün
olduğu ancak baronun pasif kaldığı dile getirildi. Boykot eyleminin 18 yaş
altı için uygulanmaması, eylemin erken bitirilmesi, planlanan yürüyüşün
yapılmaması da eleştiriler arasındaydı.
Mehmet Durakoğlu ise görüşmede başta boykot olmak üzere yapılan eylemin tek
sahibinin İstanbul Barosu olmadığını, eylemin 61 ilin barosu ve Barolar
Birliği ile birlikte yapıldığını, eylemin son zamanlarında gerek kimi
baroların gerekse de özellikle İstanbul dışı avukatların eylem kırıcı bir
noktaya geldiklerini ifade etti. Mehmet Durakoğlu İstanbul Barosu'nun Adalet
Bakanlığı ve 5560 sayılı yasanın hazırlanması sürecinde de meclis
komisyonlarıyla yapılan görüşmelerde etkin tavır aldığını, kimi noktalarda
Barolar Birliği ile ters düştüklerini belirterek, baronun ısrarlı ve kimi
anlarda sert biçimde cmk müdafiliğini savunduğunu anlattı.
Bazı bölgelerde müdafi ve vekil ücretlerinin halen ödenmemiş olduğu, bu
yönde girişimlerde bulunulması gerektiği yönündeki beyanlarımıza karşı
Durakoğlu baro olarak ve şahsen İstanbul'daki ilgili savcılarla birlikte
toplantılar yaptıklarını, mal müdürlükleri ve defterdarlıkla ilişkiye
geçtiklerini, gerek ücretlerin ödenmesi, gerekse de masrafların kısılmaması
yönünde ilgilileri ikna ettiklerini belirtti.
Vergi borcu olan avukatların ücretlerinden bu borcun mahsup edildiği ve buna
karşı bir tavır geliştirmemiz gerektiği yönündeki taleplerimize yönelik ise
kesinleşmiş vergi borçlarının mahsup edilmesinin genelgeden kaynaklı olduğu,
kişilerin vergi borcu bulunması ve bu kişilere 1.000.- YTL'den fazla ödeme
yapılması durumunda mal müdürlüklerinin vergi borçlarını alacaklardan mahsup
etmelerinin genelgeden kaynaklı olduğu tarafımıza anlatıldı.
CMK avukatları ise yasa ve genelgelere rağmen mücadelenin koşullarının var
olduğunu, etkin bir mücadele ile yasa ve genelgelere rağmen geri adım
attırılmasının mümkün olduğunu tekrarladı.
Kesinleşmemiş vergi borçlarının bile mahsup edildiği yönündeki
yakınmalarımıza karşılık ise Durakoğlu kendisine mal müdürlüklerince böyle
bir durumun olmadığı yönünde bilgi verildiğini ama konuyu yine araştıracağnı
söyledi.
CMK avukatları olarak en büyük eleştirilerimizden biri ise bölge
toplantılarının kaldırılmasıyla örgütlülüğümüzün dağıtılması ve pasifize
edilmemiz oldu. Baronun yapmış olduğu işlerin kitle ile buluşmayan dar kadro
çalışması olduğu, bugüne kadar yapılan çeşitli kurumlarla görüşme, anlayış
oluşturma, eylem kararları alma gibi etkinliklerin cmk avukatları ile
birlikte gerçekleştirilmiş olması halinde daha güçlü bir karşı çıkışın
mümkün olabileceği belirtilerek baronun cmk avukatlarından kopuk olduğu
çeşitli arkadaşlarca dile getirildi.
Mehmet Durakoğlu da konuşmasında bölge toplantılarının kaldırılmış olmasının
bir hata olduğunu kabul etti. Bu durumun yapılan işin kalitesini
düşürdüğünü, kimi avukatların cmk avukatlığına basit bir çalışma ve ekonomik
bir kaynak olarak baktığını bunun da toplantıların kaldırılmış olmasından
kaynaklandığını Durakoğlu da teslim etti. Durakoğlu adli tatil sonrası Eylül
ayından itibaren toplantıların yeniden zorunlu olacağını belirtti.
Somut konulardan biri de devletin kendi alacağına faiz isterken cmk
ücretlerinin ödenmesinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen hala faiz talep
edilmemesi oldu. Durakoğlu bu konuda baronun öncülük yapabileceğini
söylemesine rağmen somut bir sonuca varamadık.
Mümkün olduğunca objektif olmaya gayret eden haber diliyle yaklaşık bir
buçuk saat süren toplantı bu şekilde geçti.
Eksiklerimize rağmen CMK sistemindeki sorunlara avukatların duyarsız
olmadığı, bazen de fazla sert biçimde İstanbul Barosu'na bir kez daha
anlatılmış oldu. Sorunlar ve çözüm önerileri bir grup cmk avukatı tarafından
dile getirildi.
Örgütlülüğümüzün ve ısrarımızın sürmesi halinde etkili çalışmalar
yapabileceğimiz bence bu görüşmemizle birlikte bir kez daha gösterilmiş
oldu.
Bu yazı cmk avukatları mail grubu üyesi F.Ahmet Tamer tarafından yazılmıştır.
|