Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

4721 S.lı Türk Medeni Kanunu - Son Eklenen Şerhler

4721 S.lı Türk Medeni Kanunu - Son Eklenen Şerhler

TMK m.600'e mesnetle açılan vasiyetname hükümlerinin yerine getirilmesi istemini havi eda davasına bakmakla görevli mahkeme, asliye hukuk mahkemesidir.
(Şerh No: 15418 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 26-03-2014 12:56)

 Önerge  [MK. 40] Cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse, şahsen başvuruda bulunarak mahkemece cinsiyet değişikliğine izin verilmesini isteyebilir. Ancak, iznin verilebilmesi için, istem sahibinin on sekiz yaşını doldurmuş bulunması ve transseksüel veya interseks yapıda olması gerekir. Tıbbi yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmi sağlık kurulu raporuyla doğrulanması halinde, mahkemece nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilir.
(Şerh No: 15407 - Ekleyen: Özge YÜCEL - Tarih : 15-03-2014 17:03)

Taşınmazın tapu kaydındaki ihtiyati tedbir şerhlerinin dayanağını yetkili organı, temsilcisi ya da vekili aracılığı ile öğrenebilecek durumda olan davalı şirketin iyi niyetli sayılması olanaksızdır.
(Şerh No: 15391 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 04-03-2014 13:05)

Kardeş ve birlikte inşa ettikleri apartmanın paydaşı olan davacı ve davalı, 22.08.2008'de aralarında yazılı paylaşım senedi düzenlemişlerdir. Davacı, bu paylaşım senedinde kendisine bırakılan dükkanın kiraya verilmek suretiyle; 3 numaralı dairenin ise oğlunu oturtmak suretiyle davalı tarafından haksız olarak işgal edildiğini ileri sürerek, davalıdan ecrimisil talep ve dava etmiştir. Davaya konu 3 numaralı meskende davalının oğlu, davalı babasına teb'an oturduğundan ve davacı ile davalı taşın...
(Şerh No: 15370 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2014 13:42)

Davaya konu elbirliği mülkiyetine tâbi taşınmazların bir kısmı fındık bahçesi, kalan kısımları tarla niteliğindedir. Taşınmazların fındık bahçesi niteliğindeki kısımları için inceleme yapılmadan intifadan men şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle ecrimisil talebinin reddi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi; fındık bahçesi olan kısımlarının haricinde kalan kısımları için de paydaşa gönderilen mektubun tebliği ile intifadan men koşulunun gerçekleştiği kabul edilerek hüküm kurulmalıdır.
(Şerh No: 15376 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2014 13:39)

79/1200 hissesi davacıya, 1121/1200 hissesi davalılara ait olan arsa vasıflı taşınmaz üzerinde 7 katlı 2 bina bulunmaktadır. Dava konusu taşınmazdaki binalar iddia ettikleri gibi davalılar tarafından yapılmışsa davacı, taşınmazın, payı oranında "arsa olarak" getirebileceği ecrimisil bedelini talep edebilir.
(Şerh No: 15374 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2014 13:10)

Davacının, dava dışı kişilerle birlikte paylı mülkiyete tâbi olarak paydaşı olduğu dava konusu taşınmaz, uzun süredir mesken olarak davalı kullanımındadır ve davacı, bu kullanıma ses çıkarmamış ve herhangi bir itiraz da ileri sürmemiş; diğer bir anlatımla kullanıma muvafakat etmiştir. Taraflar arasında BK m.299 (TBK m.379) anlamında sözlü ariyet akdi vardır. Davacı, 24.05.2012 tarihinde davalıya keşide ettiği ihtarname ile bu muvafakati geri almış, yani BK m.304 uyarınca ariyet akdini feshetmişt...
(Şerh No: 15373 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2014 13:10)

1/4 payı davacı, 3/4 payı davalı adına kayıtlı olan arsa vasıflı; üzerinde depo, işyeri ve 3 katlı bina bulunan taşınmazın, 2. katındaki daire davacının, diğer kısımları davalının kullanımındadır. Taraflar arasında, anılan şekilde fiili kullanım biçimi oluşmuş olmakla, davalının 2.kattaki daire dışındaki diğer bölümleri kullanmasının kötüniyete dayalı olduğu söylenemeyeceğinden; davalının, ecrimisilden sorumlu tutulması da mümkün değildir.
(Şerh No: 15372 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2014 13:10)

Kamulaştırmasız el atma sebebiyle tazminat davasında, taşınmazın dava tarihindeki değeri itibariyle bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı bakanlıktan tahsiline karar verildiğine göre; davacılar, kamulaştırmasız el atma sebebiyle tazminat davasının açıldığı dava tarihinden öncesi için davalıdan ecrimisil isteyebilirler. Davacılar, kamulaştırmasız el atma sebebiyle bedel davası açmakla taşınmazın mülkiyetini davalı idareye devretmeye razı oldukları için, sonraki dönem ...
(Şerh No: 15371 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2014 13:10)

Taraflar arasında Mahkemenin 2006/815 esas 2007/403 karar sayılı davacının açtığı boşanma davasında; tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk için aylık 75 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, davacının geliri var olduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği ve kararın bu şekilde temyiz edilmeksizin 17.07.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. O halde mahkemece yoksulluk nafakası yönünden talebin kesin hüküm nedeniyle reddi gerekir.
(Şerh No: 15345 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 05-02-2014 13:20)

Boşanma kararında nafaka talebinin reddine ilişkin yerel mahkeme hükmü kesin hüküm (HUMK. mad. 237) kapsamında değerlendirilmelidir. Kesin hükmün sonuçlarını değiştirecek şekilde delil toplanıp gerekçe oluşturulamaz.
(Şerh No: 15344 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 05-02-2014 13:17)

Önceki boşanmaya ilişkin davada yoksulluk nafakası isteğinin bulunmaması nedeniyle mahkemenin bu konuda olumlu olumsuz karar vermemesi doğaldır (HUMK m.74). Bu hususun temyiz konusu yapılması ve temyiz isteğinin reddi ile hükmün onanması; keza aynı yönündeki karar düzeltme isteğinin reddi, bu isteklerin yerinde bulunmaması anlamında değil, kadının yoksulluk nafakası konusunda isteğinin olmamasındandır. Sonuç olarak ifade etmek gerekir ki; boşanmaya ilişkin davada davalı kadın yoksulluk nafaka...
(Şerh No: 15343 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 05-02-2014 13:13)

Boşanma davasında davacı ( kadın ), nafaka istemediğini beyan etmiş ve bu beyanını imzası ile tevsik etmiştir. Davacının boşanma davasındaki beyanı kendisini bağlar. Boşanma kararı kesinleşmiş olmakla, kesin hüküm nedeniyle davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 15342 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 05-02-2014 13:07)

Terekenin mevcudunun tespiti ve korunmasına yönelik davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir.
(Şerh No: 15340 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 05-02-2014 00:39)

Davacı, terekenin tespiti ile miras payı oranında, mirasçılar arasında paylaştırılmasını talep etmiş; paylaştırma istemi mahkemece reddedilmiştir. Mirasçılardan her biri; sözleşme veya kanun gereğince miras ortaklığını sürdürmekle yükümlü olmadıkça; her zaman mirasın paylaştırılmasını isteyebileceğinden paylaştırma isteminin reddi doğru görülmemiştir.
(Şerh No: 15339 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 05-02-2014 00:39)

Davacının talebi TMK m.589 gereğince terekenin tedbir mahiyetindeki tespiti istemidir. Terekenin tedbiren tespiti talebi bir süreye tâbi olmadan her zaman istenebilir.
(Şerh No: 15338 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 05-02-2014 00:39)

Terekenin tedbiren tesbiti talebi bir süreye tâbi olmadan her zaman istenebilir.
(Şerh No: 15337 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 05-02-2014 00:39)

Vasiyetname 13.03.2005 tarihli celsede açılmış, okunmuş, aynı oturumda mirasçılardan S____'in iptal davası açtığını belirterek itirazı olduğunu ileri sürdüğüne göre; iptal davasının bekletici mesele yapılması ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 15302 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-01-2014 12:21)

Temyize konu dava vasiyetnamenin tenfizi istemlidir. Sulh hukuk hakimince vasiyetnamenin açılmasına karar verilmiş ise de dosyada murise ait veraset belgesi bulunmadığı gibi TMK m.595-596-597 gereği tüm mirasçılara tebligat yapılmadığı da anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında vasiyetnamenin açılması davasının temyize konu davada bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir.
(Şerh No: 15298 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 23-01-2014 17:30)

Vasiyetname usulüne uygun olarak Sulh Hukuk Hakimince açılmadan "vasiyetnamenin iptali, iptalinin mümkün olmaması halinde ise tenkisi" davasının esası hakkında karar verilemez.
(Şerh No: 15297 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 23-01-2014 17:20)

Davacının nafaka istemediğine dair beyanı tedbir ve iştirak nafakaları yönünden geleceğe yönelik sonuç doğurmaz. Bu sebeple davacı kadın ve müşterek çocuk için istem tarihi olan 25.12.2009 tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakası, boşanma hükmünün kesinleşme tarihten itibaren de çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir.
(Şerh No: 15295 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 22-01-2014 11:39)

Zihinsel engeli bulunan 18 yaşını bitiren çocuk için vasisi yardım nafakası talep edebilir.
(Şerh No: 15289 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 21-01-2014 08:52)

Murisi davacı kooperatifin üyesi olan davalının, murisi tarafından ödenmeyen kooperatif aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazı üzerine ikame edilen itirazın iptali davasının mahkemece takibin tüm mirasçılara yöneltilmesi gerekirken sadece davalı hakkında icra takibi yapılmasının iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı gerekçesiyle reddedilmesi; TMK m.641 ve BK m.142 düzenlemeleri ile müteselsil sorumluluk kuralları gereği; doğru görülmemiştir.
(Şerh No: 15264 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-01-2014 17:56)

TMK m.641/1'e göre mirasçılar, tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar. Bu nedenle mirasçılardan biri hakkında takip yapılmasında ve borçlu, mirasçı olmadığını iddia etmediğine göre muristen veraset belgesi almadan takip yapılmasında yasaya aykırılık yoktur.
(Şerh No: 15263 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-01-2014 17:53)

Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshiyle beraber men'i müdahale istemli davada; yüklenicinin temerrüdü sabit olduğuna göre -talep halinde- inşaattan el çektirilmesi de zorunludur. Yüklenicinin iş bedeli ile ilgili dava açmış olması ya da açma hakkının bulunması, TMK m.893/III gereğince kanuni ipotek hakkına haiz olduğundan, el atmanın önlenmesi talebinin reddine neden olmaz.
(Şerh No: 15261 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-01-2014 10:05)

Yüklenici ipoteğinin geçici şerhi de, tescili de dava yoluyla istenebilir. Geçici hukuki koruma olan ihtiyati tedbir, davanın yerine ikâme edilemeyeceğinden ve mahkeme uyuşmazlığın esasını çözümler şekilde ihtiyati tedbir kararı veremeyeceğinden; ihtiyati tedbir yoluyla yüklenici ipoteğinin geçici şerhine ya da tesciline karar verilemez.
(Şerh No: 15260 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-01-2014 10:05)

KADIN, EVLİLİK ÖNCESİ SOYADINI TEK BAŞINA KULLANABİLİR. BU ULUSLARARASI ANTLAŞMALARIN GEREĞİDİR.[AİHS 8.madde ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine Dair Sözleşme 16. madde] Başvuruya konu yargılama kapsamında verilen kararın 4721 sayılı Kanun'un 187. maddesine dayanarak verildiği anlaşılmaktadır. Ancak, yukarıda yer verilen tespitler ışığında, ilgili Kanun hükmünün sözü edilen Sözleşme hükümleri ile çatıştığı görülmektedir. Bu durumda, uyuşmazlığı karara bağlayan derece Mahkem...
(Şerh No: 15256 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 08-01-2014 10:46)

Lehine nafakaya hükmedilen çocuk yönünden, borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekir.
(Şerh No: 15247 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-12-2013 17:39)

Davalının mali sebeplerle dahi olsa bağımsız ev temin etmediği ve evde bulunan annesi ile kızkardeşinin davacıya olan baskılarına engel olmadığı doğramacı olduğu atölyesinin bulunduğu bağımsız eve çıkmamasının maddi olanaklara bağlı olmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte ...
(Şerh No: 15228 - Ekleyen: Derya AKBAY - Tarih : 17-12-2013 16:26)

Fiilen bir başka erkekle yaşayan, geçimi beraber yaşadığı kişi tarafından sağlanan ağır kusurlu davacı kadın yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve manevi tazminata hükmedilemez.
(Şerh No: 15225 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-12-2013 17:40)

Annenin başkasıyla evlenerek Bodrum'da yaşadığı, babanın ise, çocuğun eğitim ve öğretim gördüğü İstanbul'da yerleşmiş bulunduğu, çocuğun babasının yanını tercih ettiği gözetildiğinde; baba yanında kalmasının bedeni fikri ve ahlaki gelişimine engel olacağı yönünden bir delil ve sebep de bulunmamakla, velayetin anneden alınıp, babaya verilmesi uygun olacaktır.
(Şerh No: 15224 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-12-2013 17:29)

Arsa sahibi ile yüklenici arasında akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden yükleniciye tapuda devredilen bağımsız bölümler avans niteliğindedir ve kesinleşmesi inşaatın sözleşmesine, plan ve projesine, ruhsat ve imar mevzuatına uygun şekilde yapılıp teslimine bağlıdır. İnşaat yarım kaldığına göre arsa sahibi, yüklenici üzerindeki tapu kayıtlarının ve tapuya konulan şerhlerin iptalini talep hakkını haizdir.
(Şerh No: 15222 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-12-2013 12:18)

Türk Medeni Kanunu’nun 291. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “...her hâlde doğumdan başlayarak beş yıl...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline.
(Şerh No: 15207 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 10-12-2013 12:28)

Türk Medeni Kanunu’nun 606. maddesindeki “Miras, üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine…bildirildiği tarihten ... başlar.” hükmünün Anayasa’ya aykırı olmadığına.
(Şerh No: 15202 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 10-12-2013 12:05)

Arsa sahiplerinin müteahhide pay geçirimi, kat karşılığı inşaat sözleşmesine mesnetle olmakla; sözleşme arsa sahiplerince haklı olarak geriye etkili feshedildiğinde; müteahhidin borcundan kaynaklı banka ipoteğinin de kaldırılarak taşınmaz, ipoteksiz olarak arsa sahipleri adına tescil edilmelidir.
(Şerh No: 15197 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-12-2013 18:27)

743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 144. maddesinde 3444 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik ve 492 sayılı Harçlar Kanunu çerçevesinde yoksulluk nafakası değerlendirilmiştir. P.S: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m.175/1-c.1'de 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi (3444 S.K.'la değiştirilmiş) m.144/1-c.1 farklılığı olmamakla maddeye eklenmiştir.
(Şerh No: 15068 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-11-2013 12:04)

Davacının birlik görevlerini yerine getirmemesi ve eşini kendi anne babasıyla oturtması tek başına davalının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemez. Davalının kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi bir olayın varlığı da kanıtlanamadığına göre davalının manevi tazminat isteğinin reddi gerekir.
(Şerh No: 15059 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-11-2013 13:52)

HGK; boşanma davasına ilişkin olarak, birleşen davaya yönelik olup, temyiz aşamasında ileri sürülen yeni bir delilin bozma nedeni yapılabileceğine hükmetmiştir. Somut olayda; kocanın temyiz aşamasında verdiği dilekçesine eklediği evrak içeriğine göre, davacı-davalı kadının kolluktaki beyanından bir başka erkekle yaşadığı anlaşılmaktadır. O halde, sadakat yükümlüğünün ihlali sebebiyle taraflar arasındaki ortak hayatı temelinden sarsacak ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede...
(Şerh No: 15058 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-11-2013 13:50)

KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA- HUKUKİ EL ATMA-GÖREV Sonuç olarak, davacının taşınmazının imar planlarında “dere mutlak koruma alanı”nda bırakılması nedeniyle tasarruf hakkının kısıtlanmasının kamulaştırmasız el atma olarak nitelendirilemeyeceği, bunun, idari bir işlem olan imar planlarının zorunlu bir sonucu olduğu ve tasarruf hakkının kısıtlanması sebebiyle doğan zararın ancak "idari yargıda açılacak bir tam yargı davasına" konu edilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Dolayısıyla bakılmakta olan da...
(Şerh No: 15054 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-11-2013 09:40)

 Bilgi  [MK. 305] Gerekçe;Yürürlükteki Kanunun 253 üncü maddesini karşılamaktadır. Maddede, İsviçre Medenî Kanununun 264 üncü maddesi örnek alınmıştır. Madde, henüz ergin olmayanların evlât edinilmelerini, onların evlât edinen tarafından iki yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olmaları koşuluna bağlamaktadır. Böylece, bir kimsenin bakmadığı ve eğitimine hiçbir katkısı olmadığı herhangi bir küçüğü evlât edinmesi engellenmekte ve bir çeşit deneme süresiyle, tarafların birbirlerini tanımalarına da olanak sağlanmaktadı...
(Şerh No: 489 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 08-11-2013 13:08)

KATILMA ALACAĞINDA ZAMANAŞIMI 1 DEĞİL 10 YILDIR: Davacı-davalının katılma alacağına ilişkin ıslahın TMK m. 178 uyarınca bir (1) yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu yönündeki bozma kararına, yerel mahkemece “davanın on (10) yıllık dava zamanaşımı süresine tabi olduğu” şeklindeki gerekçe ile direnmesi, yukarıdaki açıklamalar nedeniyle yerinde olup onanmalıdır.
(Şerh No: 14640 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 06-11-2013 14:52)

Günümüzdeki ağır ekonomik koşullar karşısında, eğitimle çalışmayı bir arada sürdürmenin mümkün olmayacağı bir kural ve karine olarak kabul edilmelidir. Davacının, üniversitede okuma arzusu ve bu amaçla hazırlık kurslarına gitmek istemesi onun en tabii hakkıdır. Davanın açıldığı sırada bir petrol istasyonunda cüzi bir miktar maaşla çalışması geçimini temine yönelik (zorunluluktan doğan) bir çalışmadır. O halde, hiçbir malvarlığı ve geliri bulunmayan, henüz reşit olmuş ve okuma isteğinde olan kız ...
(Şerh No: 169 - Ekleyen: Av.Gülsüm SEZEN - Tarih : 02-11-2013 23:47)

Ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına rağmen eğitimi devam ettiği takdirde kalkmamakta, devam etmektedir. (388/1). Çocuğun MK. 364. maddesi uyarınca ayrıca dava açmasına lüzum yoktur. Bu durumda hiç bir malvarlığı ve geliri bulunmayan davalıya eğitimi sona erinceye kadar davacı babanın bakma yükümlülüğü devam ettiğine göre, mahkemece; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
(Şerh No: 15048 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 02-11-2013 23:43)

Çocuğun ergin olması, iştirak nafakasının kaldırılmasına neden olacaktır. Ancak eğitime devam etme durumu varsa nafaka kaldırılmayarak yardım nafakası olarak devam etmesine karar verilmesi gerekecektir.
(Şerh No: 15047 - Ekleyen: Samet Can OLGAÇ - Tarih : 02-11-2013 23:39)

Çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası çocuğun ergin olmasıyla sona erecektir. Çocuğun ergin olmasına rağmen eğitimine devam etmesi halinde yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Ayrıca çocuk dava tarihi itibariyle ergin olduğundan dava ehliyetine sahiptir. Bu nedenle husumetin çocuğa velayeten anneye yöneltilmesi mümkün değildir.
(Şerh No: 15046 - Ekleyen: Samet Can OLGAÇ - Tarih : 02-11-2013 23:39)

Taşınmazda ölünceye kadar bakma akdine mesnetle oturan paydaş, kötüniyetli zilyet sayılamayacağından, bu kişi aleyhine ecrimisile hükmedilemez.
(Şerh No: 15036 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 26-10-2013 13:27)

Davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Hukuki sebeplerden bir tanesinin diğer hukuki sebebin incelenmesine olanak verir niteliği bulunduğu sürece önem ve lüzum derecesine göre birden fazla hukuki sebep aynı davada inceleme ve araştırma konusu yapılabilir. Temyize konu dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaasına dayalı olarak ikame edilmiştir. Dayanılan nedenlerden birinin ehliyetsizlik olması ve...
(Şerh No: 15033 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 26-10-2013 13:24)

Dava tarihinde çalışan ve eşinden daha fazla gelire sahip olan davacı kadının, 30.5.2011 tarihinde işten çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kadının çalıştığı dönemler yönünden tedbir nafakası koşullarının oluşmadığının kabulü ile; davacı kadın yararına dava tarihinden itibaren değil, işten çıkarıldığı tarihten itibaren tedbir nafakasına karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 15030 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 26-10-2013 13:19)

Nafaka talep etme hakkı saklı tutularak "anlaşmalı boşanma" mümkündür.
(Şerh No: 15015 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 09-10-2013 21:06)

Tarafların boşanmasına ilişkin dava dosyasında nafaka isteminden açıkça vazgeçildiği yönünde bir dilekçe veya tutanağa aktarılmış usulüne uygun feragat bulunmamaktadır. Buna karşın boşanma hükmüne esas alınan protokolün 2. maddesinde "...her iki tarafında nafaka ve tazminat hakları boşanma kararında saklı tutulacaktır..." yönünde sözleşme bulunmaktadır. Yoksulluk nafakası talepli davanın; tarafların boşanmasına ilişkin ilamda, yoksulluk nafakası istenmediği ve böylece nafaka takdirine ye...
(Şerh No: 15014 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 09-10-2013 21:03)

Ön Mesele: Fiili el atma olmasa da yargı yeri Adli Yargıdır. Esası: İmar planında lise alanı, okul alanı ve yeşil alan (park) yeri olarak ayrılmış yerlere idare tarafından fiilen elatılmamış olsa dahi hukuki elatmanın varlığı kabul edilmiştir. Uzun yıllar programa alınmayan imar planının fiilen hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin...
(Şerh No: 15009 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 07-10-2013 20:09)

Boşanma davasının devamı sırasında ara kararı ile takdir edilen ve tedbir niteliğindeki nafakaya ara kararının verildiği tarihten itibaren kanuni faiz istenebilir.
(Şerh No: 15008 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 06-10-2013 12:35)

A____'ya ait taşınmaz üzerinde yapılan eser sözleşmesi gereği, yüklenici N____tapusuz daireler inşa etmiş, A___kendisine mal edilen bu daireyi daha sonra davalı N____ye ölünceye kadar dairede oturabilme veya dilerse kiraya verebilme şartıyla satmış ve bedelini almıştır.Davacı mirasçı, murisi A____ ile davalı arasında gerçekte böyle bir anlaşma olmadığını ileri sürerek miras hükümlerine dayanmıştır. Mahkemece davacının murisi A___ ile davalı arasında eser sözleşmesinden sonra bir anlaşma yapılmı...
(Şerh No: 14943 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 29-08-2013 18:00)

Dava dilekçesindeki açıklamalar ve hukuki nitelendirmeye göre istek, nizalı taşınmaz üzerinde bulunan davalılara ait seradan bahisle, TMK.981-984. maddelerine dayalı zilyetliğin korunması talebine ilişkindir. Bilindiği üzere YİBK. 09.10.1946 tarih, 1946/6 Esas, 1946/12 sayılı kararında ["…MK.896(TMK.983) madde uyarınca, bir taşınmazda zilyetliği tecavüze uğrayan kimsenin bu hakkının korunması için açacağı davada; şeye malik olduğunu veya zilyetlik hakkını beyana lüzum olmadan sadece zilyetlik...
(Şerh No: 14947 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 29-08-2013 17:48)

Davacılar, davalılardan zilyetlik devir sözleşmesi ile tapuda Hazine adına kayıtlı arazinin bir kısmı üzerindeki zilyetlik haklarını devir aldıklarını,dört yıldır taşınmaz üzerinde zilyet bulunduklarını,davalıların zilyetliklerine tecavüzde bulunduklarını açıklayarak davalıların tecavüzlerinin önlenmesini, çekişmenin giderilmesini ve zilyetlik durumunun tespitini istemişlerdir.Davalılar, taşınmazın kendi zilyetliklerinde bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.M...
(Şerh No: 14946 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 29-08-2013 17:38)

Davacı, dava konusu taşınmazlara davalının elatmasının önlenilmesi ve yasal faizi ile birlikte işgal tazminatı isteminde bulunmuş, Davalı, taşınmazların zilyedliğinde bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuş, Mahkemece, dava konusu parsellerin tapuda Hazine adına kayıtlı bulunduğu, taraflarla ilgisi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa davacının zilyedliği haksız olsa bile malik dışında saldırıda bulunan kişilere karşı TMK. 982 ve 983 . madde...
(Şerh No: 14945 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 29-08-2013 17:32)

Davacı, kendi üzerinde kayıtlı biçerdöveri davalı F____ M____´e satıp teslim ettiği halde parasını alamadığını, ismi geçen davalının muvazaalı olarak yaptığı satışlar neticesi biçerdöveri diğer davalı A____K____D____´e noterden satıp teslim ettiğini bildirerek davalılar adına mevcut tescil belgelerinin iptali ile biçerdöverin kendi adına tescilini talep etmiştir.Davalılardan A____K____D____kendisinin sahiplik belgesi olan F____M____'den noterden yapılan satışla ve iyiniyetli olarak biçerdöveri s...
(Şerh No: 14949 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 29-08-2013 17:25)

[Menkul malın zilyedi onun maliki addolunur.(743 Sayılı MK.898/1)]=[ Taşınırın zilyedi onun maliki sayılır.(4721 Sayılı TMK.985/1)] Evlilikte karı koca menkul mallara birlikte zilyet olduklarına ve herbirinin zilyetliği asli zilyetlik biçiminde tezahür ettiğine göre, bu eşyanın taraflardan hangisine ait olduğu kesin olarak kanıtlanmadığında, sözü edilen mülkiyet karinesine itibar edilerek ihtilaflı eşyanın ortak olduğunun kabulü gerekir.
(Şerh No: 14950 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 29-08-2013 17:19)

Dava dilekçesindeki açıklamalar ve hukuki nitelendirmeye göre istek TMK.981-984. maddelerine dayalı zilyetliğin korunması talebine ilişkindir. O halde, bu davada öncelikle çözüme kavuşturulması gereken husus, davacının somut olayda, davalılara karşı üstün ve korunmaya değer zilyetliğinin bulunup bulunmadığıdır.Bu bağlamda teknik bilirkişinin rapor ve krokisi incelendiğinde, kırmızı renkle gösterilen dava konusu parsel dahilinde bulunan taşınmaz bölümünün 10-15 yıldır davalıların zilyetliğinde bu...
(Şerh No: 14951 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 29-08-2013 10:49)

22.11.2001 günlü, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 319. maddesinde yer alan “…ve her halde evlât edinme işleminin üzerinden beş yıl…” ibaresinin, Anayasa’nın 2., 11., 13. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir. İbare iptal edilmiştir.
(Şerh No: 14965 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 23-08-2013 20:14)

Davacı,murisinden intikal eden tapusuz gayrimenkuller üzerinde tek mirasçı olması sebebiyle hakkı bulunduğu, ayrıca önceki malikle birlikte 20 yılı aşkın zilyet olduğundan bahisle taşınmazın tapuda adına tescilini istemiştir. Davaya harcını ödeyerek müdahale edenler ise, dava konusu bir kısım taşınmazın, davacının anne babası(murisleri) tarafından kendilerine "ölünceye kadar bakıp gözetmek şartıyla hibe" senediyle bağışlandığını, zilyetliğin devredildiğini açıklayarak davacının açtığı davanın...
(Şerh No: 14942 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 23-08-2013 16:32)

Tarafların boşanma sırasında nihai olarak anlaştıklarını bildirdikleri ve nafaka isteğinden feragat edildiği, davacının bu beyanında açıkça yoksulluk nafakasından sözedilmemiş ise de kendisini bağlayacağı, anlaşmalı boşanmanın kesinleşmesi ile istenebilecek tek nafakanın çocuklar için iştirak nafakası olduğu, somut olayda, davacının boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünden bahisle nafaka isteyemeyeceği.
(Şerh No: 14953 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 22-08-2013 12:30)

Suç tarihinde yürürlükte bulunan MK.894( TMK.981) maddesi uyarınca, zilyet tecavüz fiillerini defetmek hakkına sahiptir.Somut olayda sanığın taşınmazının üzerinde bulunan katılanlara ait trafoyu sökerek taşınmasına yapılan tecavüzü önlemek maksadıyla hareket etmekten ibaret eylemi hukuki niteliktedir.Bu nedenle suç kastı bulunmadığı gerekçesiyle beraati yerine, ihkak-ı hak(yetkili organlar olmadan hakkını zorla alma)suçu kapsamında olduğu kabul edilerek, suç vasfındaki vaki değişiklik gerekçesiy...
(Şerh No: 14944 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 07-08-2013 18:35)

Murisin, davalıyı gerçekte kendi çocuğu olmadığı halde kendi çocuğuymuş gibi nüfusa kaydettirdiği ileri sürülerek açılan davanın kabulü halinde, davalının anasının yanında babasının da değişecek olması, isteğin soybağının reddi olarak nitelendirilmesine imkan vermez. Talep, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir.
(Şerh No: 14934 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-07-2013 09:42)

Çocuğun, ana ve kocanın evlilik birliği içinde doğmasına rağmen, kocanın çocuğu olmayıp ananın evlilik dışı 3. kişi ile ilişkisinden doğduğu iddiasına dayalı dava, nüfus kayıt düzeltim davası değil soybağının reddi ve babalık tespiti davasıdır.
(Şerh No: 14933 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-07-2013 09:42)

Davacı çocuk, ana ve kocanın mirasçılarına soybağının reddi davası açmıştır. Davacı, dava açmakta gecikmesinin haklı sebebe dayandığını ileri sürerek delil listesi sunduğuna göre; tanıkları dinlenip delilleri değerlendirilerek karar verilmelidir.
(Şerh No: 14932 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-07-2013 09:42)

Taraflar arasında evlilik birliğinin hukuken devam ettiği anlaşılmaktadır. Davacı aile konutu şerhinin kaldırılmasını "haklı kılan bir delil" getirememiştir. Eşlerin iki yıl fiilen ayrı yaşamaları "başlı başına" şerhin kaldırılmasını gerektirmez.
(Şerh No: 14931 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 19-07-2013 11:41)

Kadastro tespitiyle hazine adına tapuda tescil edilen taşınmaz hakkında açılan tapu iptal ve tescil davasında, yapılan satışın tapulu taşınmazın harici satışı niteliğinde kabul edilmesi gerektiği, BK.213, TK.26, MK.706. maddesi gereğince hukuken geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Zilyetliği devralan zilyetlikle birlikte dava hakkını da devralmış sayılacağından açmış olduğu davanın dinlenmesi, kadastro tespitine kadar önceki zilyedin haklarına MK.nun 975 ve 999 ma...
(Şerh No: 14930 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 17-07-2013 21:42)

Dava 05.03.2008 tarihli zilyetlik devir sözleşmesine dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil tahsili istemlerine ilişkindir.Davalı, çekişme konusu bağımsız bölümü zilyetliğin devri sözleşmesiyle dava dışı H___B___’dan 28.03.2005 tarihinde satın aldığını, bu yerde de oturmakta olduğunu, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının zilyetliği 05.03.2008 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle kazandığından bahisle elatmanın önlenmesi istemi kabul edilmiş, ecrimisil istemi ise davalı kötüniy...
(Şerh No: 14905 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2013 15:50)

Elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiyle, davacı kiracı tarafından yöneltilen husumet hakkında,Mahkemece elatmanın önlenmesi davasının taşınmazın maliki tarafından açılabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafça temyiz etmiş, karar Dairemizin 19.11.2009 tarihli ilamıyla ve ilamda yazılan nedenlerle bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonucu davanın kabülüne karar verilmiştir. Kiralanan, kiracıya teslim edilmiş ise(kiracı fer’i zilyet durumuna girmişse) ki...
(Şerh No: 14904 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2013 15:47)

Uyuşmazlık konusu taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davalı adına tespit edilmiştir.Davacı miras yoluyla gelen hakka dayanarak ve taşınmazın asil zilyedi olduğunu öne sürerek, tesbitin iptali ile taşınmazın kendisi ve kardeşi adına tescili istemiyle dava açmıştır. Dava konusu taşınmazın, davacı ve mirasçılarınca davalı tarafa ortakçılığa verildiği, davalı tarafın bu nedenle mahsulün bir bölümünü davacı tarafa verdiği, böylece dava konusu taşınmaz üzerinde davacı tarafın as...
(Şerh No: 14914 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2013 10:44)

Superficie, may be established as an independent right for utmost a hundred year. Superficie, after expiration of three fourths of its time period, may be extended for a new time period of utmost a hundred year at any time by obeying to the procedure specified for its establishment. Commitment made priorly in this respect shall not be binding.
(Şerh No: 14928 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 19:19)

Mortgage, as long as superficie continued, may be recorded at any time and shall not be deleted in sale through way of execution. Provisions concerning establishment of mortgage of structure creditors, shall apply mutatis mutandis.
(Şerh No: 14927 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 19:15)

Owner, for the purpose of putting under assurance deeds indebted in the form of revenue in consideration of superficie, may request from the owner of superficie of that date superficie that has been recorded in real estate registers as immovable for utmost three years' revenue to be mortgaged. If revenue, has not been specified in the form of equal deeds for each year; recording of that legal mortgage, may be requested for the amount which will fall to three years in equal distribution of revenue.
(Şerh No: 14926 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 19:14)

Authority of termination or request of transfer of superficie before its time which has been reserved in contract in favour of owner in case that owner of superficies acted contrary to his or her obligations, is subject to provisions regarding request of transfer before its time.
(Şerh No: 14925 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 19:04)

Owner, may request transfer of superficie provided that he or she pays a proper price for structures which will pass to him or her. Fault of superficie owner, may be taken into consideration as a cause of discount in determination of price. Transfer of superficie to owner, depends upon payment of price or being put under assurance.
(Şerh No: 14924 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 18:19)

If owner of superficie, exceeds limits of his or her powers arising from that right severely or acts contrary to his or her obligations arising from contract to a considerable extent; owner, may request transfer of superficie before its time to him or her with all rights and obligations bound to it.
(Şerh No: 14923 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 18:15)

Agreements concerning amount and calculation way of the price that has been agreed to be paid to superficie owner for structures which come to immovable owner and removal of that worth debt and being transformed to former state of the land, are subject to official form that is required for establishment of superficie and may be annotated to real estate registers.
(Şerh No: 14922 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 18:08)

Owner of immovable, unless agreed otherwise, shall not pay any price to the owner of superficie for structures come to him or her. In case there has been agreed that a proper price to be paid, amount and calculation form of it, is determined. The price that has been agreed to be paid,constitutes assurance of credits which have not been paid yet of creditors which superficie has been mortgaged for them and shall not be paid to superficie owner without their consent. In case the price agreed upon is not paid or not put under assurance, superficie owner or creditor for whom that right mortgaged, so as to be assurance for credit of worth, may request a mortgage to be recorded in the same degree and sequence in place of superficie which has been deleted. That mortgage, shall be recorded within three months starting from termination of superficie.
(Şerh No: 14921 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 18:06)

When superficie ended, structures come to land owner and become component part of land. If independent and continuous superficie has been recorded to real estate registers as immovable, that page is closed when superficie ended. Mortgages on superficie that has been recorded as immovable, all other rights, restrictions and obligations terminate by being the page closed as well. Provisions regarding price are reserved.
(Şerh No: 14920 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 17:58)

If right of habitation gives authority of utilization of the whole or some part of the building; repair and restoration costs required for preservation and ordinary maintenance of the building or some part of it, shall belong to the owner of right of habitation. If owner of right of habitation uses the building or some part of it together with the owner, costs of maintenance and repair shall belong to the owner.
(Şerh No: 14919 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 17:52)

Terms of contract taken place in formal deed about content and scope of superficie concerning especially location, shape, quality, dimensions, purpose of allocation of structure and benefiting from the area on which there is no any structure, are binding for every person.
(Şerh No: 14918 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 17:44)

Owner of an immovable, may establish an easement in favour of third person giving authority to construct a structure or to preserve an existing structure under or on his or her land. Unless agreed otherwise, that right may be transferred and passes to heirs. If superficie is independent and in continuous quality, it may be recorded to real estate registers as immovable upon request of superficie owner. Superficie which has been established for at least thirty years, is in continuous quality.
(Şerh No: 14917 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 17:39)

Tarafların evli oldukları 1992 senesinde koca penil protez taktırmıştır. Tarafların penil protezli birliktelikleri 2001 senesine dek devam etmiş ise de; davacı kadının 2002 senesinde ikame ettiği boşanma davasında yargıtay, kocanın penil protez taktırmış olmasını, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik olarak değerlendirmiştir.
(Şerh No: 14916 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-07-2013 16:43)

Cinsiyet değişikliği kararının kesinleştiği tarihte evlilik kendiliğinden son bulur.
(Şerh No: 14915 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-07-2013 16:01)

Ownership of the things that can be consumed, unless agreed otherwise, passes to usufruct owner; however, usufruct owner becomes liable to pay value of these things that was on that day during returning. Usufruct owner, unless agreed otherwise, may dispose of other immovables freely which their values have been appraised and delivered to him or her; however, in case he or she exercised that authority of him or her, becomes liable to pay appraised values of these things during returning. This payment, may be carried out by means giving things that are the same kind and have the same qualities for equipment of agricultural enterprise, herds, commercial goods or similar things.
(Şerh No: 14908 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 14:50)

Scope of right of habitation, is determined according to the personal needs of right owner in general. Owner of right of habitation, unless specified expressly that the right has been allotted to his or her personality, may dwell in building or a section of it with his or her family and household. The person who has right of habitation on some part of building, may also benefit from the places allotted to use in common.
(Şerh No: 14913 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 14:47)

Right of habitation, grants authority of utilization from a building or a section of it as a dwelling house. Right of habitation, can not be transferred to someone else and does not pass to heirs. Unless contrary provision existed in the law, provisions regarding usufruct shall apply to the right of habitation as well.
(Şerh No: 14912 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 14:42)

Owner of usufruct, may request him or her to be transferred credit that is subject of right and negotiable instrument within three months following starting of usufruct. Owner of usufruct, in the amount of the value that is in the course of transfer of credit and negotiable instrument, incurs payment of their value toward trasferer and becomes liable to provide assurance additionally unless been renounced. If not there has been renounced of requesting assurance, transfer shall only have legal value after being provided assurance.
(Şerh No: 14911 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 14:37)

Debtor who has not been authorized to pay to either of creditor or usufruct owner, is obliged to pay his debt to both of them jointly or entrust to the place that the judge will determine. Subject of deed performed and especially principal to be paid back, shall be subject to usufruct. Creditor or usufruct owner, may request principal to be deposited to a dependable and yield providing place.
(Şerh No: 14910 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 14:32)

Usufruct right on a credit, grants capacity of acquisition of its yields. It is essential that request of payment towards debtor and dispositions on negotiable instrument must be made jointly by creditor and usufruct owner, notification to be made by debtor so as to pay his or her debt must be directed towards both of them as well. If the credit falls into danger, either of creditor or usufruct owner, may request the other to participate in taking measures which a good administration necessitated.
(Şerh No: 14909 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 14:28)

The person who has usufruct on a forest, may benefit from it within the frame of an operation plan consistent with the provisions of special law. Owner and usufruct owner, may request their own rights to be taken into consideration while operation plan being prepared. If ordinary utilization has been exceeded considerably because of storm, snow, fire, flood, pest attack or for other reasons, forest is operated in such a way that will decrease that loss gradually or operation plan is transformed to the state convenient to the new situation. The price obtained because of excessive utilization, is deposited in a way that will yield interest and allotted to resolve deficiency of productivity.
(Şerh No: 14907 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 14:16)

Owner of usufruct, may not change economical allocation way of the immovable that is subject of usufruct in such a way that it will make harm considerably to the owner; especially neither he or she can transform it to a new form, nor he or she can make a significant alteration on it. Owner of usufruct, provided that informing the owner priorly and not making a significant change in economical allocation way of the immovable, may open stone, limestone, marbel, peat quarries and the like.
(Şerh No: 14906 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 15-07-2013 14:08)

In usufruct of assets, usufruct right owner is obliged to pay interests of debts existing in those assets. However in case situations and conditions justify, usufruct owner may request him or her to be discharged from that obligation. In this case, usufruct right continues on remaining part after payment of debts.
(Şerh No: 14885 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 10-07-2013 10:41)

The person who has usufruct right on an immovable, is obliged to bestow diligence utilization to remain within ordinary limits. Products obtained by exceeding that size, shall belong to the owner.
(Şerh No: 14887 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 10-07-2013 10:37)

In case it has been necessity of a good administration according to local customs, owner of usufruct, is obliged to make the property insured against fire or other dangers in favour of the owner. In this case or in case of usufruct right has been established on an insured property, owner of usufruct, is obliged to pay insurance premiums during continuation of his or her right.
(Şerh No: 14886 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 10-07-2013 10:07)

Ordinary maintenance and operation costs of property subject to usufruct, interests, taxes and duties of debts that constituted assurance of it, shall belong to usufruct right owner during usufruct. If the owner has paid taxes and duties, owner of usufruct right has to indemnify the owner for them according to the principle stated above. All other obligations shall belong to the owner. However, if usufruct owner does not provide the money required in order them to be performed without consideration upon his or her request; the owner, may convert the property subject of usufruct into money partially or wholly in order these obligations to be performed.
(Şerh No: 14884 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 10-07-2013 09:59)

Arsa sahipleri ile müteahhit arasında akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, müteahhidin borcu nedeniyle icradan satışı üzerine; arsa sahiplerince icradan satın alan üçüncü kişiye karşı yöneltilen tapu iptal ve tescil davasında; Tapu kayıtları üzerinde inşaat şerhi yoktur ve dava konusu parseller üzerinde hiçbir inşaat faaliyetine de girişilmemiştir. Bu sebeple icra yoluyla taşınmazı satın alan üçüncü kişinin arsa sahipleri ile müteahhit arasındaki ilişkiyi bildiğinden s...
(Şerh No: 14883 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-07-2013 08:32)

Havale ödeme vasıtası olup, borcun ödendiğini gösterir. Dosya arasında bulunan banka dekontunun incelenmesinde herhangi bir kayıt içermediği görülmektedir. Bu itibarla davacının, dava konusu 1.000.000.000 TL'nı davalıya borç olarak verdiğini yasal delillerle ispatlaması gerekir. İlişkili: [url]http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=14881 [/url]
(Şerh No: 14882 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-07-2013 23:51)

Davacılar murisi ile dava dışı kooperatif arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi (KKİS) akdedilmiştir. İşbu KKİS'ne göre 1260 ada 7 parseldeki binanın 1. kat 6 numaralı dairesinin davacılar murisine bırakılacağı kararlaştırılmışsa da, bu daire sözleşme hükümlerine aykırı olarak yüklenici kooperatif adına tespit ve tescil edilmiştir. Aynî haklar kütüğe tescil ile doğar ise de; tescil sebebe bağlı bir tasarruf işlemi olduğundan sırf tescilin yapılması ayni hakkın doğumu için yeterli değildir ve ...
(Şerh No: 14880 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-07-2013 23:19)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,09201598 saniyede 11 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.