Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup ayıplı ifa nedeniyle bedelde indirim yapılarak yükleniciden tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece tahkim şartının geçersiz olması sebebiyle tahkim ilk itirazı reddedilerek, işin esasına girilip taraf delilleri toplandıktan sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak davanın görev yönünden reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmektedir.
(Şerh No: 16707 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 30-11-2017 11:24)

T.C. Sanık müdafiinin itiraz dilekçesinin 12/10/2017 tarih 19.52'de Uyap sisteminden gönderildiği, elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda bittiği ve itirazın süresinde yapıldığı anlaşılmış olması nedeniyle sanık müdafii Av.Onur Güler tarafından yapılan itirazının KABULÜ'ne karar verilmiştir.
(Şerh No: 16706 - Ekleyen: Av.Onur GÜLER - Tarih : 28-11-2017 20:40)

Gayrımenkul üzerine konulan hacizde satış isteme süresi haciz kararının verildiği tarihten başlar
(Şerh No: 16705 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 22-11-2017 17:07)

Borçlunun çalıştığı işyerine yazılan maaş haciz müzekkeresi için cevap verilmemesi halinde tekit amaçlı yeniden müzekkere gönderilmesi hususunda kanunda bir düzenleme bulunmadığı, bir kez gönderilmiş olmasının kanuna göre yeterli olduğu hakkında.
(Şerh No: 16704 - Ekleyen: Av.Yakup AYDIN - Tarih : 22-11-2017 09:40)

Borçlunun çalıştığı işyerine yazılan maaş haciz müzekkeresi için cevap verilmemesi halinde tekit amaçlı yeniden müzekkere gönderilmesi hususunda kanunda bir düzenleme bulunmadığı, bir kez gönderilmiş olmasının kanuna göre yeterli olduğu hakkında.
(Şerh No: 16703 - Ekleyen: Av.Yakup AYDIN - Tarih : 22-11-2017 09:39)

Ödeme emrinin hukuki sonuç doğurabilmesi için öncelikle 55. maddede sayılan bilgileri içermesi gerekmektedir. Dolayısıyla, anılan bilgileri içermeyen işlemlerin, ödeme emri olarak kabul edilmesine olanak bulunmamaktadır.
(Şerh No: 16701 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 17-11-2017 22:42)

Ödeme emirlerinin bu madde uyarınca kanunda yazılı unsurları ihtiva etmesi gerekir. Genellikle takibe konu amme alacağının niteliğinin tayinine yarayacak bu hususların ödeme emriyle borçlunun bilgisine sunulmasıyla amme borçlusu, hangi alacak için takip edildiğini öğrenerek buna karşı kullanabileceği savunma sebeplerine göre mercilere başvurmak veya takibin devamına izin vermek yollarını kullanabilecektir Alacağın niteliği ve yasal dayanağının tayinine imkan verecek gerekli bilgileri taşımayan ö...
(Şerh No: 16702 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 17-11-2017 22:38)

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararına karşı sanık müdafiinin yaptığı itirazı inceleyip reddeden Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi heyetinde yer alan başkan ve üyelerin, görevsizlik kararı ile gelen dosyanın yargılamasına katılmış olmalarında, bir karar veya hükme katılan hakimin yüksek görevli mahkemece bu hükme ilişkin olarak verilecek karar ya da hükme katılma hali de söz konusu değildir.
(Şerh No: 16700 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 03-11-2017 21:40)

Tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı bir hakimin reddinin istenmesi, ilk derece mahkemelerinde sanığın sorgusu başlayıncaya kadar, sonradan ortaya çıkan veya öğrenilen sebeplerle ise ret sebebinin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılması ile sınırlı olduğundan ve sanığın 26.09.2008 tarihinde yapılan sorgusundan sonra 06.03.2009 tarihinde sanık müdafileri tarafından talepte bulunulduğundan, istem süresinden sonra yapılmıştır.
(Şerh No: 16699 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 03-11-2017 21:37)

Bu düzenlemeler ışığında davalı kiracının tacir olduğunun dosyadaki evraklardan anlaşılması ve TBK 325. maddesinin tacirler için ertelenmiş olması karşısında sözleşme serbestisi hükümlerine göre tarafların sözleşmeye uymalarının gerektiği, davalı kiracı tarafından anahtar tesliminin ispatlanamadığı ve dava konusu taşınmazın 01.05.2010 tarihinde tahliye ve teslim edildiği hususunda tarafların mutabık olmadığının anlaşılmasına göre tacir olan davalının dönem sonuna kadar olan kiradan ve sözleşme s...
(Şerh No: 16698 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 02-11-2017 22:02)

Dava dilekçesinde bir ay kadar önce evi terkettiği açıkça ifade edilen ve zabıta araştırmasında o adreste yaşamadığı belirlenen davalıya "aynı zamanda davacının da yerleşim yeri adresi olan adreste" Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatı geçerli ve usulüne uygun saymak olanağı yoktur.
(Şerh No: 16697 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 02-11-2017 12:26)

Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adres olarak kabul edileceğine ve tebligatın burada yapılacağına imkan veren Tebligat Kanununun 10. maddesine 6099 sayılı Yasayla ilave edilen hüküm; bu adresin aynı davada hasım olan diğer tarafın adresi olmaması halinde uygulanabilir.
(Şerh No: 16696 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 02-11-2017 12:23)

Davacı kadın dava dilekçesinde eşinin bir ay önce ortak konutu terkedip gittiğini bildirmiş, davalının adresi olarak da mernis adresine tebligat yapılmasını istemiştir. Dava dilekçesinde "bir ay kadar önce evi terkettiği" açıkça ifade edilen ve zabıta araştırmasında o adreste yaşamadığı belirlenen davalıya "aynı zamanda davacının da yerleşim yeri adresi olan adreste" Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatı geçerli ve usulüne uygun saymak olanağı yoktur. Bu husus gözetilmeden...
(Şerh No: 16695 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 02-11-2017 12:17)

Kararda İhtiyati haciz aşamasında alınması gereken tahsil harcı oranını göstermektedir.
(Şerh No: 16694 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 01-11-2017 19:52)

Borçlu, 2.6.2015 tarihindeki haciz sırasında borcunu iki ay içerisinde ödemezse emekli maaşının tamamının kesilmesine muvafakat etmiş; alacaklının 29.6.2015 tarihli talebine istinaden borçlunun emekli maaşına haciz uygulanmıştır. Borçlunun emekli maaşının kesilmesine dair beyanı karşılıklı edimleri içermeyip, tek taraflı olmakla borçlunun muvafakatinin şarta bağlı olduğundan söz edilemez. Emekli maaşı üzerindeki haczin kaldırılmasına dair şikayetin reddi yerindedir.
(Şerh No: 16693 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 01-11-2017 17:29)

Müşterek mülkiyete konu taşınmazdaki borçluya ait pay satılmış; taşınmazdaki üçüncü kişi paydaşa İİK m.135'e istinaden tahliye emri gönderilmiştir. Paylı mülkiyette satılan payın taşınmazın hangi bölümüne isabet ettiği belli olmayıp, yalnızca taşınmazdaki payın miktarına işaret etmekle; müşterek mülkiyete tabi taşınmazda, 26/214 payın kayden maliki olan şikayetçi paydaş yönünden İİK.'nun 135. maddesi gereğince tahliye talebinde bulunulamayacağı açıktır.
(Şerh No: 16692 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 01-11-2017 17:21)

 Bilgi  [İşK. 92] 7036 S.K. m.14 ile yapılan Değişiklik Gerekçesi
Kanunun 13 üncü maddesiyle 4857 sayılı İş Kanununun 91 inci maddesinde yapılan değişikliğin zorunlu sonucu olarak ve aynı gerekçeye istinaden madde ile, 4857 sayılı Kanunun 92 nci maddesinde de değişiklik yapılmaktadır.
(Şerh No: 16691 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2017 15:47)

 Bilgi  [İşK. 91] 7036 S.K. m.13 ile yapılan Değişiklik Gerekçesi
Tasarıyla kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi alacak ve tazminatları için arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiştir. Madde ile, Çalışma ve İş Kurumu il müdürlükleri personelinin “iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin” kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikayetleri inceleme yetkisi kaldırılmaktadır. İş sözleşmesi devam eden işçiler bakımından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının iş müfettişleri eliyle denetim...
(Şerh No: 16690 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2017 15:45)

 Bilgi  [İşK. EK MADDE 3] Madde Gerekçesi
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun “I. On yıllık zamanaşımı” başlıklı 146 ncı maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. Anılan Kanunun “II. Beş yıllık zamanaşımı” başlıklı 147 nci maddesinde ücret gibi dönemsel edimler için beş yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. 4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinde yer alan “Ücret alacaklarında zamanaşımı süresi beş yıldır.” şeklindeki hüküm de bu düzenlemeyle uyumludur. Feshe bağlı alacaklar...
(Şerh No: 16689 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2017 15:42)

 Bilgi  [İşMK GEÇİCİ MADDE 1] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrası ile, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu gereğince kurulan iş mahkemelerinin Kanun uyarınca kurulmuş iş mahkemeleri olarak kabul edileceği ve maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davaların, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam olunacağı hükme bağlanmaktadır. Kural olarak usul hükümleri derhal yürürlüğe girer. Ancak Kanunla getirilen “dava şartı olarak arabuluculuğa” ilişkin hükümlerin derhal yürürlüğe girecek olması, yargı mercilerinin elinde derdes...
(Şerh No: 16688 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2017 15:18)

 Bilgi  [İşMK 12] Madde Gerekçesi
Madde ile, 4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Üçüncü fıkradan sonra eklenen fıkrayla mahkeme veya özel hakemin, ikinci fıkrada düzenlenen tazminat ile üçüncü fıkrada düzenlenen ücret ve diğer hakları, dava tarihindeki ücreti esas alarak parasal olarak belirleyeceği hüküm altına alınmaktadır. Uygulamada işe iade kararı veren mahkeme boşta geçen süreye ilişkin alacak (ücret ve diğer haklar) ile işe başlatmama tazminatını ay esaslı olarak belirlemektedir. Bunun so...
(Şerh No: 16687 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2017 15:13)

 Bilgi  [İşMK 11] Madde Gerekçesi
Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası ile, işe iade talebiyle açılacak davalar için arabulucuya başvurulmuş olması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 20 nci maddesinde işe iade talebiyle açılacak davalar düzenlendiği için, Tasarıda yapılan düzenlemeye uyum sağlamak amacıyla maddede zorunlu olarak değişiklik yapılmaktadır. İşe iade talebiyle dava açmak için 4857 sayılı Kanunun 20 nci maddesinde öngörülen bir aylık süre, yapılan değişiklik ile arabulucuya başvurma...
(Şerh No: 16686 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2017 15:12)

 Bilgi  [İşMK 10] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrası ile, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun yürürlükten kaldırıldığı belirtilmektedir. Maddenin ikinci fıkrası ile, yürürlükten kaldırılan 5521 sayılı Kanuna yapılan atıfların Kanuna yapılmış sayılacağı hüküm altına alınmaktadır.
(Şerh No: 16685 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2017 15:12)

 Bilgi  [İşMK 9] Madde Gerekçesi
Madde ile, uygulamada herhangi bir tereddüde meydan vermemek amacıyla Kanunda hüküm bulunmayan haller bakımından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa genel bir atıf yapılmaktadır.
(Şerh No: 16684 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2017 15:11)

 Bilgi  [İşMK 8] Madde Gerekçesi
Madde ile, iş mahkemelerince verilip temyiz edilemeyen, bir başka ifadeyle bölge adliye mahkemelerinde kesinleşen kararlar düzenlenmektedir. Bu kapsamda 4857 sayılı İş Kanununun 20 nci maddesinde düzenlenen fesih bildirimine itiraz (işe iade) davaları ve işveren tarafından toplu iş sözleşmesi veya işyeri düzenlemeleri uyarınca işçiye verilen disiplin cezalarının iptali için açılan davalar sayılmaktadır. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendika...
(Şerh No: 16683 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2017 15:11)

 Bilgi  [İşMK 7] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrası ile, iş mahkemelerinde basit yargılama usulünün uygulanması kabul edilmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 316 ila 322 nci maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulünde cevaba cevap (replik) ve ikinci cevap (düplik) dilekçelerinin bulunmaması, iki duruşma arasının kural olarak bir aydan fazla olamaması gibi yasal düzenlemeler dikkate alındığında davaların daha kısa süre içinde çözümlenme imkanı bulunduğu belirtilmelidir. Maddenin ikinci fıkrası ile, ...
(Şerh No: 16682 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2017 15:10)

 Bilgi  [İşMK 6] Madde Gerekçesi
Madde ile, iş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme belirlenmektedir. Maddenin birinci fıkrası uyarınca, iş mahkemelerinde açılacak davalarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki yetki hükümlerine uygun olarak davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile iş hukukunun genel prensipleri itibarıyla işin yapıldığı yer mahkemesi yetkili mahkeme olarak belirlenmektedir. Düzenleme ile, ayrıca işlemin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili oldu...
(Şerh No: 16681 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2017 15:09)

 Bilgi  [İşMK 5] Madde Gerekçesi
Madde ile, iş mahkemelerinin görev alanı düzenlenmektedir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 inci maddesinde, iş kanunlarına göre işçi sayılan kimseler ile işveren veya işveren vekilleri arasındaki uyuşmazlıklardan kaynaklanan davaların iş mahkemelerinin görev alanına girdiği hükme bağlanmıştır. Maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde yapılan düzenleme ile, iş mahkemelerinin görev alanı genişletilerek 5521 sayılı Kanunda düzenlenen uyuşmazlıkların yanı sıra 6098 sayılı Türk Borçlar Kanu...
(Şerh No: 16680 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2017 15:08)

 Bilgi  [İşMK 4] Madde Gerekçesi
10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunun 64 üncü maddesiyle kabul edilen zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri dışında kalan talepler hakkında dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat zorunluluğuna ilişkin hüküm korunmaktadır. Aynı şekilde, zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebiyle işveren aleyhine açılan davalarda davanın Kuruma r...
(Şerh No: 16679 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2017 15:06)

 Bilgi  [İşMK 3] Madde Gerekçesi
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu uyarınca ihtiyari arabuluculuk kurumu hukuk düzenimizde yer almakla birlikte madde ile, “dava şartı olarak arabuluculuk” kurumu ilk defa hukukumuza girmekte ve maddede yer alan uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabulucuya başvurulması bir zorunluluk olarak öngörülmektedir. Maddenin birinci fıkrası ile, kanuna veya bireysel yahut toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda,...
(Şerh No: 16678 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2017 15:05)

 Bilgi  [İşMK 1] KANUNUN GENEL GEREKÇESİ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının verilerine göre 2016 yılı Aralık ayı itibarıyla 14 milyona yakın işçi ve 1 milyon 750 bine yakın işyerinin bulunduğu ülkemizde işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklar, hem çalışma hayatının hem de yargının gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Bu bağlamda 2017 yılı Mayıs ayı itibarıyla 50’si sosyal güvenlik hukukunda uzman olmak üzere 320 iş mahkemesinde 376 hâkim bu uyuşmazlıkları çözmek için çalışmaktadır. İş mahkemesi kurulmayan yerlerde ise 514 asliy...
(Şerh No: 16675 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2017 15:03)

 Bilgi  [İşMK 2] Madde Gerekçesi
Madde ile, iş mahkemelerinin kurulacağı yerler tabiî hâkim ilkesi dikkate alınarak kanunla belirlenmektedir. 29/3/1984 tarihli ve 2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunda düzenlenen hukuk mahkemelerinin kuruluş usulüne uygun olarak iş mahkemelerinin, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olum...
(Şerh No: 16677 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2017 15:02)

 Bilgi  [İşMK 1] Madde Gerekçesi
Madde ile, Kanunun amacı düzenlenmektedir.
(Şerh No: 16676 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2017 15:01)

Nafaka ara kararı ile ilamlı takip başlatılamaz.4-5 Örnek İcra emrine konu edilemez.
(Şerh No: 16674 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 19-10-2017 14:50)

Ortaklığın giderilmesi davasının konusuz kalması halinde dahi;Paydaşlığın giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan veya kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden, davanın açılmasında tarafların kusuru bulunup bulunmadığının da yargılama giderlerinin yükletilmesi açısından bir önemi bulunmamaktadır. Bu ilkeden hareketle, başka bir hususa bakılmaksızın, yargılama giderlerinin ve yargılama giderleri arasında sayılan vekalet ücretinin, ya...
(Şerh No: 16672 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 08-10-2017 08:40)

Kusursuz olduğu kabul edilerek hakkında beraat hükmü kurulan sanıklar hakkında "suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması" gerekçesine dayanılması, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, Karar verilmesi gerekmektedir.
(Şerh No: 16671 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 06-10-2017 09:28)

Cezaevi yapı harcı ise, özel nitelikte olan 2548 sayılı Kanuna dayanılarak tahsili gereken bir harç çeşidi olup, kanunlarında özel olarak cezaevi yapı harcından muaf olduğu belirtilen kurumlar dışında hiçbir istisna ve muafiyet söz konusu değildir.
(Şerh No: 16669 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 04-10-2017 10:34)

Bu maddeye ilişkin hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere; ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine verilen karara karşı temyiz yoluna başvurulması halinde, başvuru ihtiyati haciz kararının uygulanmasını durdurmaz.
(Şerh No: 16670 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 04-10-2017 10:27)

Maaş üzerine konulan haciz nedeniyle, her ay maaştan kesilerek gönderilen paraların, icra dosyasına gelmesi ve alacaklı tarafından alınması, icra takip işlemi niteliğinde olmadığından, zamanaşımını kesmez.
(Şerh No: 16668 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 04-10-2017 10:21)

Gayrimenkul hacizleri tapuya şerh verilmek suretiyle tekamül eder. Bu nedenle menkul mallardaki gibi fiili haciz aranmaz.
(Şerh No: 16666 - Ekleyen: Stj.Av.Fatih KABADAYI - Tarih : 02-10-2017 19:56)

İhale tamamlanmadan önce, alacaklı tarafından, satıştan vazgeçildiğine göre, memurlukça, alacaklının talebi doğrultusunda satışın düşürülmesi gerekir
(Şerh No: 16667 - Ekleyen: Stj.Av.Fatih KABADAYI - Tarih : 02-10-2017 11:18)

Çevre temizlik vergisi ihale bedelinden kesilerek ödenemez
(Şerh No: 16665 - Ekleyen: Stj.Av.Fatih KABADAYI - Tarih : 02-10-2017 11:08)

Taşınmazların satış sırasına göre birinin ya da birkaçının satılması alacaklının alacağını tüm eklentileriyle birlikte tatmine yeterli ise artık bundan sonraki diğer taşınmazların icra müdürlüğünce satışının yapılmaması gerekir
(Şerh No: 16664 - Ekleyen: Stj.Av.Fatih KABADAYI - Tarih : 02-10-2017 11:03)

Mahkeme kararında görüldüğü gibi teselsül ilişkisi kurulmadığından hükmedilen vekalet ücreti alacağının bu kişilerden eşit oranda tahsili gerekir.
(Şerh No: 16663 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 29-09-2017 21:12)

Taraflar arasında işe iade kararının kesinleşmesinden itibaren 10 gün içinde işverene başvurulup başvurulmadığı konusunda uyuşmazlık mevcuttur. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21/5. maddesi gereğince işçi kesinleşen mahkeme kararının tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvurmak zorundadır. Aynı madde gereğince "kesinleşme şerhi verilen mahkeme kararının" işçiye tebliği zorunludur. Sadece onama ilamının tebliği kesinleşme şerhli karar tebliğ edilmediğinden geçerli değ...
(Şerh No: 16662 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-09-2017 13:36)

Davacının sınırdaş parseldeki pay satışı nedeniyle ön alım hakkının doğduğunun kabulüne imkan görülmemektedir.
(Şerh No: 16661 - Ekleyen: Av.Serkan BÜTÜN - Tarih : 15-09-2017 21:12)

Davacı, taşınmazının uzun yıllardır kamulaştırılmayarak, mülkiyet hakkının kısıtlanması nedeniyle maddi zararının tazminini talep etmiştir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Ek-1. maddesi ile uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren 5 yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılm...
(Şerh No: 16660 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-09-2017 15:35)

Davacılara ait taşınmazın tamamı imar planında pazar yeri olarak ayrılmıştır; böylece davaya konu taşınmazda idarenin fiili el atması olmasa da imar kısıtlamasına dayalı hukuki el atması söz konusu olup; bu tür iddialara mesnetle ikame olunan davaya bakma görevi idari yargıdadır.
(Şerh No: 16659 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-09-2017 13:37)

Düzenleme tarihi ile vade tarihi arasında 23 yıl gibi bir süre bulunması senedin, kambiyo senedi olma vasfını ortadan kaldırmaz. Bu durumda bonoya karşı ileri sürülecek her türlü iddia ve savunma yazılı delille kanıtlanmalıdır.
(Şerh No: 16658 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-09-2017 12:24)

 Bilgi  [SMK 1] SINAİ MÜLKİYET KANUNUNUN UYGULANMASINA DAİR YÖNETMELİK
SINAİ MÜLKİYET KANUNUNUN UYGULANMASINA DAİR YÖNETMELİK Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 24.04.2017-30047 BAŞLANGIÇ HÜKÜMLERİ Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin hakların belge verilerek korunması ile bu haklarla ilgili diğer işlemlerde uygulanacak usul ve esasları düzenlemektir. (2) Bu Yönetmelik; marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, fayda...
(Şerh No: 16654 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-09-2017 11:23)

Dosya içersinde bulunan ücret bordrolarında davacının imzası bulunmadığı gibi işveren tarafından 4857 sayılı Kanunun kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirerek gerekli belgeleri işçiye teslim ettiğine dair delil de sunmamıştır. Bu nedenle işçinin alacağını belirleyecek veriler elinde bulunduğundan söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle, yaklaşık 6 yıla yakın bir süreye ilişkin TİS artışlarından kaynaklanan alacaklarını belirlemesi davacı işçinin eğitim ve sosyal durumu dikkate alındı...
(Şerh No: 16657 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 07-09-2017 11:03)

Somut uyuşmazlıkta; açılan dava belirsiz alacak davasının türü olan, -kısmi eda külli tespit- davasıdır. Bu tür davalarda zamanaşımı, alacağın tamamı için dava tarihi esas alınarak dikkate alınır. Dolayısıyla ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def’i dikkate alınamaz.
(Şerh No: 16656 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 07-09-2017 10:58)

Dosya içeriğine göre davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili işçinin davalı işveren nezdinde çalıştığı süreyi ve aldığı net ücreti belirterek kıdem tazminatı ile izin ücreti, genel tatil ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarını, dava dilekçesinde belirtilen miktarlarda tahsili için belirsiz alacak davası açmıştır. Alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olmasını ya da belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olmasını aramaktadır. Kısaca davacının y...
(Şerh No: 16655 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 07-09-2017 10:55)

Somut olayda davacının talebine konu TİS'den kaynaklı alacaklarının miktarı ancak bir yargılama sürecinden ve bilirkişi incelemesinden sonra tam olarak tespit edilebilecektir. Mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu dava konusu alacakların belirli alacaklar olduğu gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş olması bozma nedenidir
(Şerh No: 16653 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 07-09-2017 10:50)

Davacının "fazla çalışma ücreti" ile ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti talepleri belirsiz alacak davasının konusunu oluşturmaktadır. (Davacının alacağının miktar veya değerini belirleyebilmesi için elinde bulunması gerekli bilgi ve belgelere sahip olmaması ve bu belgelere dava açma hazırlığı döneminde ulaşmasının da (gerçekten) mümkün olmaması ve dolayısıyla alacağın miktarının belirlenmesinin karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale geleceği durumla...
(Şerh No: 16652 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 07-09-2017 10:46)

Şahsi münasebet tesisine yönelik giderlerin genel takip giderleri gibi düşünülmesi yerinde olmaz. Borçlunun çocuk teslimine "mani olduğu" iddia ve "ispat edilmeden" şahsi münasebet tesisi ile ilgili yapılan giderler borçludan istenemez.
(Şerh No: 16651 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 25-08-2017 17:11)

Velayet anne veya babada olup da, şayet velayet kendisinde olan eş çocuğa bakmayıp karşı taraf çocuğa bakıyorsa, çocuğa bakan, velayetin nez'i davası açmak zorunda olmadan doğrudan iştirak nafakası talebinde bulunabilir.
(Şerh No: 16650 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 25-08-2017 16:45)

Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında; tamamlanmış yapının fiili durumu ile onaylı projesi arasında aykırılıkların bulunması ya da yapının imara uygun ancak projesiz inşa edilmiş olması gibi kat mülkiyeti kurulmasına engel oluşturan eksikliklerin bulunması halinde, hemen kat mülkiyeti kurulamayacağı sonucuna varılmayarak, bu eksikliklerin giderilip yasal koşullara uygun hale getirilmesi mümkün ise bunun isteyen tarafa tamamlattırılması yoluna gidilmesi gerektiği kabul edilmektedir.
(Şerh No: 16649 - Ekleyen: Av.Can DOĞANEL - Tarih : 22-08-2017 12:46)

Sözleşme iş sahibi idare tarafından, ihale sözleşmesinin 25.maddesi uyarınca ve yüklenicinin kusuruyla haklı olarak feshedilmiş olmakla; iş sahibi idare, kalan işin daha fazla fiyatla yapılması sebebiyle kaçırılan fırsat olarak nitelendirilen menfi zararını talep edebilir. Davacı iş sahibi idare, menfi zararla birlikte ceza kesintileri ve diğer kesintiler de dikkate alınmak suretiyle fesih kesin hesabı sonucu uğradığı zarar ve oluşacak alacağının tahsilini istediğinden mahkemece, uzman teknik ...
(Şerh No: 16648 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 21-08-2017 16:30)

Davacı adına kayıtlı taşınmazın bulunduğu alan; Belediye Meclis kararı ve Bakanlar Kurulu'nun kararı ile kentsel yenileme projesi alanı ilan edilmiş; imzalanan protokol sonrası da projeye başlanmış olup davaya dayanak yapılan protokol ve satış sözleşmesi 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkındaki Kanun uyarınca düzenlendiğinden 6502 S.K. kapsamında bir tüketici işleminden bahsedilemez ve görevli mahkeme asliye hukuk m...
(Şerh No: 16647 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 21-08-2017 14:48)

Somut olayda borçlunun, süresinde yetki itirazında bulunması üzerine icra mahkemesince yetki itirazının kabulüne ve karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş, alacaklı vekili ise HMK m.20'de öngörülen iki haftalık yasal süreden sonra dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesini talep etmiş olmakla; icra mahkemesinin, kamu düzeni ile ilgili olan HMK m.20 uyarınca re'sen takibin açılmamış sayılmasına karar vermesi gerekirken, işin esası...
(Şerh No: 16646 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 21-08-2017 11:43)

Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir. Taraflardan delillerinin sorulması, göstermeleri halinde toplanması, göstermedikleri takdirde de re’sen delil toplanması, bu çerçevede çocuğun üstün yararının ebeveynlerinden hangisinin yanında bulunmak olduğu ve velayet sahibinin değiştirilmesini gerekli kılan bir durumun bulunup bulunmadığı hususunda 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama...
(Şerh No: 16645 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 19-08-2017 15:12)

Velayet davalarının kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınarak, ortak çocuğun velayetinin değiştirilmesini talep eden davacıya bu talebini haklı kılacak vakıa ve olguları bildirme ve bunları kanıtlama, davalıya ise bunların aksini kanıtlama imkanının tanınması gerekir. Duruşma yapılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.
(Şerh No: 16644 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 19-08-2017 15:04)

Çocuğun bedeni ve fikri gelişmesinin tehlikeye düştüğü yönünde ilgili mahkemeye bir başvuru olduğunda, başvuruyu yapan isteğinden feragat etse dahi feragat sebebiyle isteğin reddine karar verilemez.
(Şerh No: 16643 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 19-08-2017 14:46)

 Bilgi  [SMK 7] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında marka korumasının tescil yoluyla elde edileceği düzenlenmiştir. Bununla beraber, tescilsiz marka sahiplerinin hukuki durumunu düzenleyen istisnai hükümler de Kanunda yer almaktadır. Bu istisnalar kapsamında olan bir kişi, marka tescil başvurusuna itiraz ederek tescili önleme ya da tescil edilmiş ise markanın hükümsüzlüğünü isteme hakkına sahip bulunmaktadır. Maddenin ikinci fıkrasında marka tescilinden doğan hakkın kapsamı belirtilmiş, üçüncü fıkrada ise marka sahi...
(Şerh No: 16641 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-08-2017 14:31)

 Bilgi  [SMK 8] Madde Gerekçesi
Madde ile markanın, tescilli marka olduğu belirtilmeden sözlük, ansiklopedi veya başka başvuru eserlerinde jenerik ad izlenimi verecek şekilde yer alması durumunda, yayımcının, marka sahibinin talebini takip eden ilk baskıda markanın tescilli olduğunu belirtmek ve marka örneğini eklemek suretiyle yanlışlığı düzeltmek yükümlülüğü olduğu düzenlenmiştir. Hükmün amacı, markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin cins ismi, yani jenerik adı haline dönüşmesinin önlenmesidir. 556 sayılı Kanun Hü...
(Şerh No: 16642 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-08-2017 14:25)

 Bilgi  [SMK 6] Madde Gerekçesi
556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede de aynen yer alan bu hüküm AB Marka Direktifinin 8 inci maddesi ile uyumlu olduğundan özüne ilişkin değişikliğe ihtiyaç duyulmamıştır. Maddenin birinci fıkrasında, aynı veya karışıklığa yol açabilecek derecede benzer marka başvurularına itiraz düzenlenmiştir. Hüküm, AB Marka Tüzüğünde de yer almaktadır. Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmadan markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için başvuruda bul...
(Şerh No: 16640 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-08-2017 14:17)

 Bilgi  [SMK 5] Madde Gerekçesi
Markalar, bir teşebbüsün imalatını veya ticaretini yaptığı malları ya da sunduğu hizmetleri, başka teşebbüslerin mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye yarayan işaretlerdir. Markalarda kullanılabilecek işaretlerin seçiminde serbesti olmasına rağmen bazı kısıtlamalar getirilmiştir. Bu maddede, daha çok kamu düzeni ile ilgili olan ve Enstitü tarafından resen incelenen marka başvurusu ret nedenleri yer almaktadır. Maddenin birinci fıkrasının (a) bendi, 4 üncü maddede belirtilen koşulları sağlamayan ...
(Şerh No: 16639 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-08-2017 14:16)

 Bilgi  [SMK 4] Madde Gerekçesi
TRIPs’in 15 inci maddesi ile yeni AB Marka Direktifi ve AB Marka Tüzüğüne uygun olarak madde metni yeniden yazılmıştır. Mevcut düzenlemede yer alan “çizimle görüntülenebilme” koşulu yerine yeni marka türlerinin tesciline de imkan verebilecek şekilde “İşaretin, marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve net olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde Sicilde gösterilebilir olması” koşulu eklenmiştir. Markanın asli işlevi olan ayırt etme koşulu mevcut madde metninde olduğu gibi bu metinde...
(Şerh No: 16638 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-08-2017 14:14)

 Bilgi  [SMK 3] Madde Gerekçesi
Madde ile bu Kanunla sağlanan korumadan yararlanma hakkı olan kişiler belirtilmiştir.
(Şerh No: 16637 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-08-2017 14:14)

 Bilgi  [SMK 2] Madde Gerekçesi
Madde ile bu Kanunda geçen teknik kavramlar ile anlamları konusunda tereddüt oluşabilecek kavramlar tanımlanmıştır.
(Şerh No: 16636 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-08-2017 14:13)

 Bilgi  [SMK 1] Madde Gerekçesi
Madde ile bu Kanunun amaç ve kapsamı belirlenmiştir.
(Şerh No: 16635 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-08-2017 14:12)

İnternet sitesinde; kişilik haklarına saldırı sebebiyle talep olunan manevi tazminat davasında; 5651 sayılı Kanun m.4 uyarınca içerik sağlayanın, salt kullanıma sunmaktan mütevellit kusursuz sorumlulukla sorumlu olduğuna hükmedilmiştir.
(Şerh No: 16634 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-08-2017 13:10)

 Bilgi  [İnternetK. 4] 4.maddenin 3.fıkrasının İptali Gerekçesi
Maddeye 6518 sayılı Kanun'un 87.maddesi ile "İçerik sağlayıcı, Başkanlığın bu Kanun ve diğer kanunlarla verilen görevlerinin ifası kapsamında; talep ettiği bilgileri talep edilen şekilde Başkanlığa teslim eder ve Başkanlıkça bildirilen tedbirleri alır" fıkrası eklenmiştir. Anayasa Mahkemesi, 8.12.2015 T., 2014/87 E. ve 2015/112 K. sayılı kararı ile: “… 159. Anayasa’nın 20.maddesinin ilk fıkrasında, herkesin, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip olduğu, ö...
(Şerh No: 16633 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-08-2017 12:56)

Mal rejimi davalarının özelliği gereği bu tür davalarda kesin yetki kuralı uygulanamaz. Bu nedenle olayda HMK'nın 12. (HUMK'nın 13.) maddesinin uygulama yeri yoktur.
(Şerh No: 16632 - Ekleyen: Av.Can DOĞANEL - Tarih : 15-08-2017 15:00)

Boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davalarında uyuşmazlık Aile Hukukundan kaynaklanmakta olup 4787 sayılı yasa md. 4/1 uyarınca Aile Mahkemesi görevlidir.
(Şerh No: 16631 - Ekleyen: Av.Can DOĞANEL - Tarih : 15-08-2017 09:54)

Davacının iş akdi, davalı işveren tarafından 05/04/2013 tarihinde feshedilmiştir. Davacı bu feshe karşı feshin geçersizliği ve işe iade istemli dava yanında kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti isteminde bulunmuştur. Alacak davası devam ederken davacı işçi tarafından açılan feshin geçersizliği ve işe iade davası, işçi lehine sonuçlanarak 4.12.2014 tarihinde Yargıtay'ca onanmıştır. Davacı, davalı işveren tarafından işe başlatılmamış ve kendisine 06/03/2015 tarihinde işe başlatmama taz...
(Şerh No: 16630 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-08-2017 14:02)

Eşlerin birbirlerine ve çocuklarına karşı olan bakım, barınma, koruma ve gözetme yükümlülükleri sürekli yinelenen yükümlülüklerden olduğundan; önceden feragat edilmiş olsa bile tedbir nafakası sonradan yeniden istenebilir.
(Şerh No: 16629 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 09-08-2017 10:03)

Sanık ile katılan bitişik arazilerde komşu olup, katılana ait ağacın dallarının sanığa ait bahçeye taştığı ve slaj makinesinin kullanılmasına engel olduğu sabittir. Sanık, uyarıda bulunup taşan dalları kaldırması için katılana uygun bir süre vermediğinden TMK m.740'ta düzenlenen hakkın kullanımından ve dolayısıyla hukuka uygunluk halinin varlığından söz edilemez. Öte yandan eyleminin zorunluluk hali nedeniyle gerçekleştirilmesinden dolayı sanığa ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi...
(Şerh No: 16628 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-08-2017 15:26)

Sanık ile katılan bitişik arazilerde komşu olup katılana ait zeytin ağaçlarının dallarının sanığa ait nar ağaçlarına zarar verdiği ve sanığın uzun süre katılanı bu konuda uyarmasına rağmen katılanın herhangi bir tedbir almadığı anlaşılmakla sanığın beraatine karar verilmelidir.
(Şerh No: 16627 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-08-2017 15:26)

 Bilgi  [CMK. 291] Yürürlük
Maddedeki "yedi" ibaresini "on beş" olarak değiştiren hüküm 7035 sayılı kanunun Geçici 1. maddesi uyarınca yürürlük tarihi olan 5.8.2017 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında uygulanır. "GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Kanunla, 5271 sayılı Kanunun 291 inci maddesi ile 6100 sayılı Kanunun 361 inci maddesinde temyiz sürelerine ilişkin olarak yapılan değişiklikler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanır.
(Şerh No: 16626 - Ekleyen: Av.Can DOĞANEL - Tarih : 08-08-2017 15:23)

 Bilgi  [HMK. 361] Yürürlük
Maddedeki "bir ay" ibaresini "iki hafta" olarak değiştiren hüküm 7035 sayılı kanunun Geçici 1. maddesi uyarınca yürürlük tarihi olan 5.8.2017 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında uygulanır. "GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Kanunla, 5271 sayılı Kanunun 291 inci maddesi ile 6100 sayılı Kanunun 361 inci maddesinde temyiz sürelerine ilişkin olarak yapılan değişiklikler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanır."
(Şerh No: 16625 - Ekleyen: Av.Can DOĞANEL - Tarih : 08-08-2017 15:17)

Sanık aleyhine olan bir delil Mahkemece değerlendirme dışı bırakılıp da SANIK HAKKINDA CEZA DAVASININ DÜŞMESİ KARARI VERİLİRSE, bu hukuka aykırılık nedeniyle KANUN YARARINA BOZMA yoluna (olağanüstü kanun yoluna) BAŞVURULAMAYACAKTIR! Bu durum, CMK md. 314 kapsamında sanık veya hükümlünün aleyhine YARGILAMANIN YENİLENMESİ NEDENLERİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLECEKTİR! Kanun yararına bozma yoluna başvurulduğundan, davanın reddi gerekir.
(Şerh No: 16624 - Ekleyen: Av.Damla DURMUŞ - Tarih : 07-08-2017 17:12)

Yargıtay kararında, 5253 sayılı Kanunun 32/k bendi uyarınca zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin açılan davalarda, 5253 sayılı Yasanın 32/k bendinde öngörülen 15 günlük sürenin HAK DÜŞÜRÜCÜ OLMADIĞINDAN, DERNEK YÖNETİCİLERİNİN KAYIP BELGELERE İLİŞKİN VAKİT KAYBETMEDEN DAVA AÇMASI MAKSADINA İLİŞKİN OLDUĞU BELİRTİLMİŞTİR. Aksi takdirde cezai sonuçlara dair özel düzenlemelerin uygulama alanı bulacağıdır.
(Şerh No: 16620 - Ekleyen: Av.Damla DURMUŞ - Tarih : 07-08-2017 11:31)

Dernek karar defterinin kaybolduğundan bahisle zayi belgesi verilmesi talebi, çekişmesiz yargı işi niteliğinde olup görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.
(Şerh No: 16623 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-08-2017 11:15)

İpoteğin terkini davasının açılacağı görevli mahkeme, ipotek alacaklısı ve borçlusu arasında ipoteğin tesisini sağlayan sözleşmenin niteliğine göre değişmektedir. Sözleşme ticari nitelikte ise ticaret mahkemeleri görevlidir.
(Şerh No: 16621 - Ekleyen: Av.Damla DURMUŞ - Tarih : 07-08-2017 10:55)

Dairemiz; şirket ortağı, borçlu şirket yönünden 3. kişi sayılamayacağından şirket ortağına 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği görüşünde iken, 11.05.2016 tarihinde verilen HGK'nun 2014/12-1078 Esas numaralı içtihadı doğrultusunda ve yukarıda açıklanan olgular karşısında Dairemizin değişen içtihadına göre; şirket ortağı, borçlu şirket bakımından 3. kişi sayılacağından şirket ortağı şikayetçilere 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesinde yasaya uymayan bir yön bulunmayıp mahkemece şikayetin redd...
(Şerh No: 16622 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 04-08-2017 14:10)

Kira sözleşmesinin yenilenmesi durumunda uzama süresi imzalanan son sözleşmenin bitiminden itibaren başlar.
(Şerh No: 16619 - Ekleyen: Av.Can DOĞANEL - Tarih : 02-08-2017 09:33)

Dava; kasten öldürmeye teşebbüs suçuna ilişkindir. Sanıklar hakkında, olay tarihinde katılanları tasarlayarak, yerine getirdiği kamu görevi sebebiyle ve bombalama suretiyle öldürmeye teşebbüs suçundan uygulama yapılırken, kasten öldürme suçundan TCK'nın 61/4. maddesi uyarınca ceza belirlendikten sonra, eylemin daha ağır veya daha az nitelikli halleri uygulandıktan sonra sanık hakkında 3713 Sayılı Kanun'un 5. maddesi uyarınca artırım yapılması, artırım yapılan ceza üzerinden teşebbüs ve takdiri i...
(Şerh No: 16618 - Ekleyen: Av.Servet SARICA - Tarih : 01-08-2017 22:49)

818 sayılı BK'nun 113. (TBK'nun 131/1. maddesi) gereğince asıl borç ifa ile veya herhangi bir suretle sona erdiği takdirde kural olarak kefalet, rehin ve diğer feri haklar da sona erer. Bu kuralın bazı istisnaları vardır. Bunlar; alacaklının asıl borcun ödenmesini kabul ederken işlemiş faizleri talep etmek hakkının saklı tutulduğunun bildirilmiş olması ve durumun özelliğinden faiz hakkının saklı tutulduğunun anlaşılmış olmasıdır.
(Şerh No: 16617 - Ekleyen: Av.Can DOĞANEL - Tarih : 01-08-2017 08:52)

Borçlunun borca ve fer'ilerine itirazı üzerine takip durdurulmuştur. HARİCEN KISMİ ÖDEMEDE BULUNULMASI İTİRAZIN KALDIRILMASI KARARI VERİLMESİNİ SAĞLAMAZ. """İcra dosyasına borçlu tarafından yapılmış bir ödeme olmayıp, alacaklının haricen tahsilde bulunması, borçlunun itirazdan vazgeçtiğine yönelik açık bir kabul beyanı olmadığı müddetçe, itirazdan vazgeçme olarak değerlendirilemez."""
(Şerh No: 16616 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 22-07-2017 22:34)

Islah ile arttırılan kısım için faiz talep edilmese bile dava dilekçesinde mevcut olan faiz talebi kısmi ıslah içinde geçerlidir.
(Şerh No: 16615 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-07-2017 14:24)

Ceza tutanağının bir suretini yırtıp görevlilerin yüzüne fırlatmak şeklindeki kaba ifade ve davranış niteliğindeki eylemlerinin, katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması sebebiyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi doğru olmamıştır.
(Şerh No: 16613 - Ekleyen: Av.Serkan BÜTÜN - Tarih : 08-07-2017 22:42)

Sanığın eylemleri, TCK'nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebilir ise de, hukuki ihtilafa konu olabilecek bir borç ilişkisi ile ilgili konuşmaların, mağdurun özel yaşam alanına ilişkin ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte bulunmadığı gibi, bahse konu konuşmaları içeren CD'yi, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, mağdurun kendisine yönelik te...
(Şerh No: 16612 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 29-06-2017 20:50)

Dosya içerisinde yer alan davacının fotoğraflarından yüzündeki izlerin sabit nitelikte olduğu anlaşılması bakımından, davacının Sosyal Hizmetler Bölümü öğrencisi olup ileride yüzündeki izlerin mesleğe kabulden sonra yapmış olduğu işin sosyal nitelikte insanlarla sürekli iletişim içerisinde olmasını gerekli kıldığı da gözönüne alındığında kişinin yüzündeki yaralanma sonucu oluşan izlerin yalnızca mesleğe kabulde değil kariyer olarak mesleğinde yükselmesinde de etkileri değerlendirilip açıklanan y...
(Şerh No: 16611 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 15-06-2017 21:18)

1983 tarihinden sonra el atıldığı anlaşılan taşınmazlar açısından uzlaşma usulünün uygulanması aranmaz. Bu parseller hakkındaki talep; uzlaşma usulü uygulanmadığından bahisle dava şartı yokluğundan reddedilemez.
(Şerh No: 16610 - Ekleyen: Özkan ERKAN - Tarih : 15-06-2017 14:20)

İİK.nun 78. maddesi gereği, 3. kişiye doğrudan doğruya haciz müzekkeresi gönderilmek suretiyle borçluya ait hak ve alacaklar üzerine haciz konulması halinde, 3. kişi tarafından yapılması gereken borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapmak, yok ise haczedilecek mal ve hak bulunmadığını icra dairesine bildirmektir. İİK.nun 89. maddesinden farklı olarak 3. kişinin doğrudan doğruya İİK.nun 78. maddesine göre istenen haciz nedeniyle anılan işlemlerin dışında herhangi bir sorumluluğu ...
(Şerh No: 16609 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 14-06-2017 12:25)

Temyiz harçlarının eksik yatırılması sebebiyle kesin süreli olarak gönderilen muhtıradaki süre içerinde PTT'den havale edilen tutarın mahkeme veznesine geç ulaşması halinde ilgili tarafın temyiz etmemiş sayılmasına karar verilmesinin Anayasa'nın 36. maddesinde belirtilen adil yargılanma (mahkemeye erişim) hakkının ihlali niteliğinde olduğuna dair.
(Şerh No: 16608 - Ekleyen: Av.İzzet HAMLE - Tarih : 11-06-2017 04:33)

Ödeme taahhütlerinin belirsiz olmaması gerektiği...
(Şerh No: 16607 - Ekleyen: Av.Serkan BÜTÜN - Tarih : 09-06-2017 11:28)

Davacı, davalıdan satın aldığı dairenin 130 m² civarında olduğunun söylendiğini, satım işleminden sonra evin 87 m² olduğunun ortaya çıktığını, gerçekte terasın kapatılarak taşınmaza dahil edilmesi suretiyle genişletildiğini öğrendiğini, bu hali ile aldatıldığını ileri sürerek satış sözleşmesinin hile nedeni ile iptaline, satış bedelinin satış tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dava, Borçlar Kanunu kapsamında satış sözleşmesinden kayn...
(Şerh No: 16606 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 01-06-2017 14:49)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,10403109 saniyede 10 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.