Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Boşanma Sebepleri

Yazan : Mustafa Zafer Küçükkurt
Hukuk Fakültesi Öğrencisi

1. BOŞANMA SEBEPLERİ
Boşanma sebepleri TMK161-166 arasında düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler çeşitli açılardan sınıflandırılabilir: Kusura Dayanan-Kusura Dayanmayan; Mutlak-Nisbi; Genel-Özel. Mutlak boşanma sebeplerinde, hakim mutlak boşanma sebebinin varlığında tarafları boşamak zorundadır. Nisbi boşanma sebeplerinde ise, evlilik birliğinin çekilmez hale gelip gelmediği aranır. Genel boşanma sebepleri TMK166’da zikredilen boşanma sebepleri iken, özel boşanma sebepleri TMK161-165 arasında zikredilen boşanma sebepleridir. Boşanma sebepleri konusunun önemi sebebiyle uzun bir şekilde ele alınacaktır.
I. ÖZEL BOŞANMA SEBEPLERİ
A.ZİNA
1.Kavram ve İspat Yükü
Zina, evli bir kişinin eşinden başka bir karşı cins ile isteyerek cinsel münasebette bulunmasıdır. TMK161’de düzen-lenen zina, kusura dayalı, mutlak ve özel bir boşanma sebebidir. Zina, mutlak bir boşanma sebebidir, çünkü hakim zinayı tespit ettiği an tarafları boşamak zorundadır. Zina, özel boşanma sebebidir. Zira, kanunda ayrıca(TMK161) düzenlenmiştir. Zina, kusura dayalı bir boşanma sebebidir, çünkü zina da kişi eşinden başka birisi ile isteyerek cinsel münasebette bulunmaktadır. Tecavüz halinde zinadan söz edilemez. Zinanın boşanma sebebi sayılması için bir defa gerçekleşmesi yeterlidir.Aşağıda eşlerden birinin kendi cinsi ile isteyerek cinsel münasebette bulunmasını(yani eşcinselliği) tartışacağız. Doktrinde bu konuda iki görüş vardır. Baskın görüş eşcinsellik sebebiyle boşanma davası açılacak ise haysiyetsiz hayat sürmeye dayanarak boşanma davası açılmasını savunur. Azınlıktaki görüş ise, eşcinsellik sebebiyle boşanma davası açılacak ise zinaya dayanılarak açılmasını savunmaktadır.
Butlan ile sakat evlilikler de dahi zina mümkündür. Zira, butlan ile sakat evlilik mahkeme kararının kesinleşmesine kadar geçerli bir evlenmenin sonuçlarını doğurur. Eşler, ayrılık kararı alınsa dahi evli oldukları için, bu dönemde de zina mümkündür. Zina sebebiyle boşanma davası açan kişi hakimi zinanın varlığına ikna etmesi gerekir. Zinada çoğu zaman suçüstü mümkün olmadığından bazı davranışlar zinaya karine oluşturabilir. Bu sebeple hakim zinanın var olduğunu saptar ve boşanma kararı verir. Hakim zina yapan eşin ikrarı ile bağlı değildir. İkrar ile davayı kabul aynı şeyler değildir. İkrar ile ikrar eden kişi ben zina yaptım demektedir. Davayı kabul de ise, ben bana karşı açılan boşanma davasını kabul ederek, boşanmak istiyorum demektedir. Dava kabul edilirse zina hükümleri yerine TMK166/3 hükümleri uygulanır.
2.Dava Hakkının Düşmesi
a.Hak düşürücü sürenin geçmesi: TMK161/2’ye göre, Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Yani, bu madde 2 tane hak düşürücü süre öngörmüştür. Bu süreler hak düşürücü süre olduğu için hakim re’sen dikkate almak zorundadır. Birincisi, dava hakkı olan eş zinayı öğrenmesinden itibaren 6 ay içinde boşanma davası açmalıdır. İkincisi, dava hakkı olan eş herhalde 5 yıl içinde dava açmalıdır. Örneğin, A ile evli olan B zina yapmıştır ve A zinayı 4 yıl sonra öğrenmiştir. Bu halde B 6 ay içinde zina sebebiyle boşanma davası açmazsa hak düşürücü süre dolduğu için dava açamaz. Bu örnekte zinanın 6 yıl sonra öğrendiğini varsayarsak hak düşürücü süre geçtiği için A zinaya dayanarak boşanma davası açamaz. TMK166/1’e dayanarak boşanma davası açabilir. Her zina fiilinden itibaren yeni bir hak düşürücü süre ortaya çıkar.
b.Af:TMK161/3’te zinaya af düzenlenmiştir. Af, açık veya örtülü şekilde yapılabilir. Zina fiili gerçekleştikten sonra diğer taraf affetmişse söz konusu zina fiili için dava açamaz. Ancak, affedilen eş başka bir zina fiili gerçekletirmiş ise, diğer eş onu affetmez ise zinaya dayanarak dava açabilir. Zina yapan eşine çocukları yüzünden katlanan diğer eşin evliliği devam ettirmesi fikrimce affı oluşturmamaktadır.
B.HAYATA KAST, PEK KÖTÜ MUAMELE YA DA ONUR KIRICI DAVRANIŞ
1.Kavram
TMK162, hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış olmak üzere üç farklı boşanma sebebini düzenlemiştir.Buradaki boşanma sebepleri, mutlak, kusura dayalı ve özel boşanma sebebidir. Buradaki boşanma sebepleri mutlaktır, zira hakim bu seb-epleri tespit ettiği an tarafları boşamak zorundadır. Buradaki boşanma sebepleri kusura dayalıdır, zira eşinin hayatına kast eden, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranışta bulunan kişi bilerek ve isteyerek yapmaktadır. Buradaki boşanma sebepleri özel boşanma sebepleridir, zira TMK166’da değil, ayrıca(TMK162)’de düzenlenmiştir.
a)Hayata Kast: Bir kişinin eşini öldürme niyetini bazı fiilerle açıklamasıdır. Hayata kast halinde kullanılan araç önemli değildir. Önemli olan kişinin hayatına kast edilip edilmediğidir. Öldürmeye teşebbüs, intihara teşvik, intihara yardım, eşin ölmesine engel olma imkanı varken bunu yapmaması da hayata kast kapsamındadır. Örneğin, yaralı eşinin hastaneye götürülmesi için ambulans çağırmayan eş onun hayatına kast etmştir. Hatta, hayata kast fiili için plan yapıp sonra bundan vazgeçmesi de hayata kasttır. Kanun kast şartını öngördüğü için kural olarak tam ehliyetsizlerin kast etmesi mümkün değildir. Ancak, ayırt etme gücüne sahip kimse iradi olarak ayırt etme gücünü kaldırmış ise, bu durumda gerçekleştireceği bir fiil ile hayata kast edebilir.
b)Pek Kötü(Fena) Muamele: Pek kötü muamele, diğer eşin vücut bütünlüğü ve sağlığına yönelik saldırıdır. Şiddet uygulamak, eve kapatmak, aç bırakmak vb. davranışlar pek kötü muamele kapsamındadır. Pek kötü muamelenin devamlılığı aranmaz. Pek kötü muamelenin kasten yaplması gerekir.
c)Onur Kırıcı Davranış: Eşlerden birinin diğerinin haksız ve ona hakaret edip, küçük düşürmek amacıyla yaptığı saldırıdır. Bu saldırı her türlü şekilde ortaya çıkabilir. Örnek: Kadının evden atılması, kadının kocasının dükkanında kocasına hakaretler etmesi, kocanın kadının namusuna attığı iftira vb.
2.Dava Hakkının Düşmesi: TMK162/2-3 dava hakkının düşmesini açıklamıştır. Zina bölümünde yapılan açıklamalar buradaki ile aynı olduğundan dolayı, zina bölümündeki açıklamalara bakınız.
C.KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ SUÇ İŞLEME VE HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME
1.Kavram
TMK163 küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme olmak üzere iki tane boşanma sebebini düzenle-miştir. Bu sebepler, kusura dayalı, nisbi ve özel boşanma sebebidir. Bu sebepler kusura dayalı boşanma sebepleridir. Zira, kişi küçük düşürücü suçu işlemeyi ve haysiyetsiz hayat sürmeyi bilerek ve isteyerek yapar. Bu sebepler, özel boşanma sebepleridir. Zira, TMK166’da değil, ayrıca(TMK163) düzenlenmiştir. Bu sebepler,nisbi boşanma sebepleridir. Zira, hakim olayların gerçeklemeşmesinin yanında bu olayların boşanma davasını açan eş için evliliği çekilmez kılıp kılmadığını araştırır. Evlilik birliğini çekilmez kılıyorsa tarafları boşar.
a)Küçük Düşürücü Suç İşleme:Küçük düşürücü suçlar boşanma sebebi olabilir. Bir suçun küçük düşürücü olup olmadığını topluma bakarak anlayabiliriz. Hırsızlık, dolandırıcılık, ırza geçmek vb. buna örnektir. Suçu işleyen eşin mahkum olup olmamasının bir önemi yoktur. Küçük düşürücü suçun evlilikten sonra işlenmesi şarttır. Evlilikten önce işlenen küçük düşürücü suçu eğer diğer eş sonradan öğrendiyse TMK166’ya dayanarak boşanma davası açar veya evli-liğin iptalini ister. Eğer, bu suçun işlendiğini bilerek evlendiyse bu hakları kullanamaz.
b)Haysiyetsiz Hayat Sürme:Hayat sürme kavramından haysiyetsizliğe sebep olan fiilin devamlı olması gerektiği an-laşılmaktadır. Randevuevi işletme, hayat kadınlığı yapmak, kumarbazlık, ayyaşlık, madde bağımlılığı vb. örnekler verile-bilir. Bu fiillerin evlilikten sonra işlenmesi şarttır. Evlilikten önce işlendiyse ve diğer eş bunu bilmiyorsa evliliğinin iptalini isteyebilir. Doktrinde eşlerden birinin eşcinsel hayat sürmesi de bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Bu iki halde diğer eş için evlilik birliğini çekilmez kılmalıdır. TMK163’e dayanılarak açılacak dava süreye tabi değildir. Ancak, boşanma sebebinin öğrenilmesinden yıllar sonra açılacak davayı hakim reddeder. Zira, burada çekilmezlik yoktur.
D.TERK
1.Kavram
TMK164’te düzenlenen terk kusura dayalı, özel ve mutlak boşanma sebebidir. Bu sebeplerin gerekçesi yukarıda detaylı olarak açıklandığından dolayı üzerinde durulmayacaktır. Terk, eşin haksız olarak ortak hayata son vermesidir. Ortak konutta oturup da ev içinde yabancı bir insanmış gibi davranmak terk kapsamına girmez. TMK164’teki şartlar gerçekleşmez ise terkin varlığından söz edemeyiz.
2.Terkin Şartları
a)Eşlerden birinin ortak konutu terk etmelidir:TMK164 bu şartın üç halde gerçekleşeceğini öngörmektedir.
aa)Ortak konutu terk, evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmemek amacıyla olmalıdır. Ortak konuttan ayrılma amacı haklı bir sebebe dayanıyorsa terkten bahsedilemez. Örneğin, iş için bir yere gitme, askere gitme, hastanede yatma.
bb)Terk için haklı sebebin ortadan kalmasına rağmen eşin ortak konuta dönmemesi. Örnek: Askerden gelen eşin, askerliği bitmesine rağmen evine dönmemesi.
cc)Diğer eşi ortak konutu terke zorlama ya da haklı bir sebep olmadan onun ortak konuta dönmesini engelleme. Bu halde konuta terke zorlanan ya da ortak konuta dönmesine engel olunan kişi değil, bu fiileri gerçekleştiren kişi terk etmiş sayılmaktadır.
b)Terk en az altı ay sürmüş olmalıdır. Terk sebebiyle boşanma davasının açılabilmesi için 6 ay geçmesi zorunludur. Bu süre dolmadan terk sebebiyle boşanma davası açılamaz. Bu süre içinde terk eden eş ortak konuta geri dönerse diğer eşin dava hakkı kalmaz. Terk eden eş hakkını kötüye kullanıp diğer eş dava açamasın diye ortak konuta geri dönüyor ise, bu halde terk edilen eş dava açabilir. Dava açmanın üst süresi yoktur, altı ayın dolması ve aşağıdaki c. Başlıklı şartın gerçekleşmesi ile terke dayanılarak boşanma davası açılabilir.
c)Terk eden eşe ihtarda bulunulmasına rağmen eşin dönmemesi gerekir. Boşanma davasının açılabilmesi için terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi için ihtar yapılmış olması ve bu ihtara rağmen eşin ortak konuta dönmemiş olması gerekir. Ayrıca, ihtar metninde dönmemenin sonuçlarının kesinlikle yer alması gerekir. İlan ihtar yoluyla da yapılabilir. İhtar, terkin dördüncü ayından itibaren yapılabilir. Ve ihtar yapıldıktan 2 ay sonra boşanma davası açılabilir. Örneğin, terk edilen A 1 yıl sonra ihtar çekerse, boşanma davasını açabilmek için 2 ay daha beklemek mecburiyetindedir. Burada bahsedilen iki aylık süre ihtarın terk eden eşe tebliğ tarihidir. Terk fiilinden 4 ay geçmeden çekilen ihtar geçersizdir.
İhtarı noter veya hakim yapabilir. İhtar samimi bir dille kaleme alınmalıdır. Yukarıda anlatılan a, b, c şartları gerçek-leşmeden terke dayanılarak boşanma davası açılamaz. Terk mutlak boşanma sebebi olduğundan bu şartların gerçekleş-mesi ile hakim boşanmaya karar vermek zorundadır. Şartlar gerçekleştikten terk eden eş eve geri dönmesi halinde terk edilen eş hala dava açma hakkına sahiptir.
E.AKIL HASTALIĞI
TMK165’te düzenlenen akıl hastalığı kusura dayanmayan, nisbi ve özel boşanma sebebidir. Kusura dayanmayan bir boşanma sebebidir. Zira, kişinin akıl hastalığına yakalanması konusunda kusuru yoktur. Nisbi boşanma sebebidir. Zira, hakim önündeki olayda akıl hastalığının varlığının yanında bu hastalığın diğer eş için evlilik birliğini çekilmez kılıp kılmadığını araştırır. Akıl hastalığı evlilik birliğini çekilmez kıldıysa, hakim tarafları boşar.
Akıl hastalığına dayanılarak boşanma davası açmanın 3 şartı vardır:a.Akıl hastalığının evlilik sırasında var olması: Akıl hastalığının evlilik sırasında olması gerekir. Akıl hastalığı evlilik öncesinde var ise evlilik mutlak butlan ile sakattır. b.Akıl hastası olan eşin iyileşemeyeceğinin resmi sağlık kurulu tarafından tespit edilmiş olması. c.Akıl hastalığı sebebiyle diğer eş için ortak hayatın çekilmez hale gelmesi. Şartlar davanın açıldığı anda devam ediyorsa bu dava açılabilir; herhangi bir hak düşürücü süre yoktur.
II.BOŞANMANIN GENEL SEBEPLERİ(TMK166)
Özel boşanma sebeplerinde kanun koyucu belirli durumları özel olarak düzenlemiştir. Genel boşanma sebeplerinde ise, önceden belirlenmesi mümkün olmayan birçok olay söz konusudur. Bu olaylar evlilik birliğini temelinden sarmışsa ve bu sebeple eşlerin ortak hayata devam etmeleri beklenmez ise genel boşanma sebebinden söz edilir. Zira, hangi olayın o evliliği temelinden sarsacağı önceden belirlenemez.
Kanun koyucu genel boşanma sebeplerini üçe ayırarak incelemiştir: Buradaki ikinci ve üçüncü halde birinci halin gerçekleştiği varsayılır. 1.Evlilik birliğinin sarsılması (TMK166/1,2) 2. Eşlerin birlikte dava açması ya da bir eşin açtığı davayı diğer eşin kabul etmesi (TMK166/3) 3. Fiili ayrılık (TMK166/4)
A.EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI
1.Genel Olarak
TMK166/1-2’ye göre, ortak hayatı sürdürme eşlerden beklenemeyecek derecede evlilik birliğini temelinden sar-mış ise boşanma davası açılabilir. Bu boşanma sebebinin varlığını hakim takdir edecektir. Başka bir ifade ile genel boşanma sebeplerinin tamamı nisbi boşanma sebebidir. Ayrıca, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayanılarak boşanma davası açılmasında kusur önemli değildir. Kusurun hiç önemi yoktur şeklindeki düşünce yanlıştır. Çünkü, davalı davacının daha kusurlu olduğunu ileri sürerek davayı düşürebilir.
2.Şartlar
a)Evlilik Birliği Temelinden Sarsılmış Olmalıdır: Eşler arasında önemli fikir vb. ayrılıkları söz konusu olmalıdır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması haline çoğu zaman geçimsizlik de denilir. Bazı olaylar geçimsizliğe yol açmamasına rağmen evlilik birliğini temelinden sarsabilir.
b)Evlilik birliğinin temelinden sarsılması en az eşlerden biri için ortak hayatı sürdürmesi beklenmeyecek derecede olmalıdır. Davacı açısından şartların gerçekleşip gerçekleşmediğini hakim takdir eder. Hakim, somut olayda davacının evli kalmasının davacı açısından mümkün olmadığına ikna olursa tarafları boşayacaktır. Bunun için çeşitli ispatların yapılması şarttır. Yapılan ispatlara rağmen davalı eş evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını ispatlarsa hakim tarafları boşamayacaktır. Nelerin boşanmayı gerektirecek derecede evliliği temelinden sarsacağını hakim doktrin ve içtihatlara bakarak karar verecektir. Uygulamadan şu örnekler verilebilir: Kötü muamele, hakaret, ahlaksızlık, evi ihmal vb.
c)Davalının, davacının daha kusurlu oluduğu itirazını ileri sürmemiş ya da ileri sürülen itiraz kabul edilmemiş olma-lıdır. Kanun koyucu burada itiraz kavramını kullansa da burada def’i söz konusudur. Davalının bu def’iyi ileri sürebilmesi için davacıdan daha az kusurlu olması şarttır. Eşit kusur halinde de bu imkandan yararlanılamaz. Eğer, bu hak kötüye kullanılırsa hakim tarafları boşayabilir(TMK166/2, C.2).
B.EŞLERİN BOŞANMA HUSUSUNDA ANLAŞMALARI-TMK166/3 (ANLAŞMALI BOŞANMA)
Anlaşmalı boşanma TMK166/3’te düzenlenmiştir. Bu boşanma sebebi genel ve mutlak bir boşanma sebebidir. Bu maddedeki şartlar gerçekleşirse hakim tarafları boşamak zorundadır. Anlaşmalı boşanma halinde eşlerin evliliğinin temelinden sarsıldığına ve eşlerin ortak hayatı devam ettiremeyeceği konusunda bir faraziye vardır.
1. Şartlar
a)Evlilik en az 1 yıl sürmüş olmalıdır.

b)Eşler boşanmak için ya mahkemeye birlikte başvurmalı, ya da bir eşin açtığı boşanma davasını diğer eş kabul etmelidir. Anlaşmalı boşanmada ikrarın hakimi bağlamayacağı kuralı uygulanmaz.

c)Hakim tarafları bizzat dinlemelidir.Bunun amacı tarafların boşanma niyetlerinin hakim tarafından öğrenilmesidir. Davada taraflar yerine avukatları gelirse, hakim tarafları bu şarta uyulmadığı sebebiyle boşamayacaktır. Hakim, tarafları aynı anda dinleyebileceği gibi, farklı anlarda da dinleyebilir. Hakim, açıklanan iradelerin serbestçe açıklanmadığı sonucuna varırsa davayı reddeder.

d)Tarafların yapmış olduğu anlaşmanın hakim tarafından uygun bulunmalıdır. TMK166/3 C.2’ye göre, anlaşmalı boşanma için evliliğin mali sonuçları ve çocukların durumuna ilişkin bir anlaşma yapılmalı ve bu anlaşmayı hakimin uygun bulması şarttır. Hakim anlaşmayı uygun bulmaz ise, tarafların ve çocuğun menfaatine uygun olarak değişiklikler yapar ve tarafların onayına sunar. Taraflar bunu kabul ederse anlaşma geçerli olacaktır. Taraflar hakimin anlaşma üzerinde yaptığı değişikliği kabul etmez ise, hakim davayı reddedecektir. Bu durumda taraflar evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayanarak boşanma davası açabilirler. Hakimin anlaşmalı boşanma davasını reddetmesi, davanın tekrar açılmasına engel teşkil etmez.
C.ORTAK HAYATIN KURULAMAMASI(FİİLİ AYRILIK)
TMK166/4 genel boşanma sebeplerinden birisi olan fiili ayrılık konusunu düzenlemiştir. Kanun koyucu fiilen çözül-müş olan evliliğin zorla sürdürmenin bir anlamı olmadığını düşünerek tarafların diğer şartları da yerine getirmeleri halinde boşanabileceklerini öngörmüştür.
1.Şartlar
a)Daha önce açılmış bir boşanma davasının reddedilmiş olması gerekir.
b)Boşanma talebinin reddi üzerinden üç yıl geçmiş ve bu süre içinde ortak hayat kurulamamış olmalıdır. Red kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıl dolmadıkça TMK166/4’e dayanılarak boşanma davası açılamaz. Bu üç yıllık sürenin kesintisiz olarak devamı şarttır. Eşlerin her birlikte olması hali ortak hayatın kurulduğunu göstermez. Örneğin, ortak konuttan ayrılan eşin ortak konuta dönerek eşyalarını almasında taraflar arasında ortak hayat kurulmamıştır. Üç yıl dolduktan sonra fakat boşanma davasından önce taraflar ortak hayatı kurmuşsa, boşanma davası açılamaz.
c)Eşlerden birisi boşanma davası açmış olmalıdır.
TMK166/4 terk sebebiyle boşanma davası açılmasını engellemez. Terkin şartları gerçekleştirildiyse terke dayanılarak boşanma davası açılabilir.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Boşanma Sebepleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Mustafa Zafer Küçükkurt'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
01-02-2018 - 17:19
(2267 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 1 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 1 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
3977
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 1 gün 21 saat 24 dakika 3 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,75 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 18010, Kelime Sayısı : 2225, Boyut : 17,59 Kb.
* 1 kez yazdırıldı.
* 2 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 2018
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04428697 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.