Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
Haber Ekleyin

Yazan : fbozan50, Tarih : 04-02-2024 12:14
Merhaba meslektaşlarım.Savcılıkta çalışan iki personel silah teslimi için kendi özel araçları ile adlı tıp kurumuna gidip silahları teslim etmişlerdir.Ancak kendi özel araçları ile gitmiş olmalarına rağmen bir taksiciden fatura kestirip bu faturaya istinaden taksiciye verilen paradan KDV dışındaki miktarı taksiciden geri almışlardır.Şikayet üzerine soruşturma açılmış ve bu durum ortaya çıkmıştır.Somut olayda sizce suç oluşmuş mudur? Oluştuysa hangi suç oluşmuştur? Elinde örnek mahkeme kararı olan varsa paylaşabilir mi acaba?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :690, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avukathanım, Tarih : 03-02-2024 17:11
Merhabalar... bir konuda fikirlerinizi rica edeceğim. Alt kira ile ilgili. müvekkil taşınmazını bir ltd.şirkete kiraya veriyor işyeri olarak(tekel bayi ve büfe). Kira sözleşmesi genel ve özel şartlarda da kiralananın devri, alt kira, 3.şahsa devir, şirkete ortak alınamayacağı açıkça hüküm altına alınmış. Kiracı şirket (yetkilisi)ise 3.kişi ile "işletme hakkının devrine" dair sözleşme yapmış. 3.kişi şu anda gerçekte işletmeci ,görünende sgklı işçi olarak kiralayanda bulunmakta. Kendi aralarındaki sözleşmede müvekkilin kiracısı demirbaşları ve kendi adına olan işletme ruhsatını da devretmiş. Yani müvekkilin kiracısı ile devrettiği kişi arasında hasılat/ürün kirası konusu oluşmuş durumda (o kesin bence.) Zira her ay bankadan müvekkile ödenen kiranın neredeyse 3 katını kira bedeli adı altında müvekkilin kiracısına yatırıyormuş. (dekontlar elimde yok ama hangi banka şubesine yattığını biliyorum, mahkemece getirtilir)Kira sözleşmesindeki devir yasağına ve sözleşmeye aykırılık oluştuğunu ve tahliye için harekete geçme şartlarının oluştuğunu düşünüyorum. Ancak emin olamadım, kiracı yine aynı şirket, vergi levhası vs aynı olduğu için farklı düşünmek mümkün müdür? Varsa bu konuda fikirlerinizi öğrenebilir miyim? birebir bir yargıtay kararı bulamadım
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :622, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.3881, Tarih : 02-02-2024 13:28
Merhaba meslektaşlarım, izaleyi şuyu davamızda davalı kadın satış talep ettiğimiz konutlardan birine aile konut şerhi talebinde bulunarak mülkiyet hakkı talep ediyor. Kadının üzerine kayıtlı gayrimenkulların olması talebin reddine sebebiyet verir mi? Bu durumun şartları nelerdir? Biz evin satılmasını istiyoruz ne yapabiliriz. Yardımcı olursanız cok sevinirim
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :707, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.3881, Tarih : 02-02-2024 13:22
Merhaba meslektaşlarım, izaleyi şuyu davamızda davalı kadın satış talep ettiğimiz konutlardan birine aile konut şerhi talebinde bulunarak mülkiyet hakkı talep ediyor. Kadının üzerine kayıtlı gayrimenkulların olması talebin reddine sebebiyet verir mi? Bu durumun şartları nelerdir? Biz evin satılmasını istiyoruz ne yapabiliriz. Yardımcı olursanız cok sevinirim
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :615, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Esra_ky, Tarih : 01-02-2024 13:46
Meslektaşlarım merhaba, müvekkil adayı kendisini bankadan aradığını söyleyen biri tarafından kredi kullandıracağı vaadiyle telefonda bazı işlemler yapmasını söylüyor. Müvekkil yapıyor ancak aynı gün içinde hesabından yüklü bir miktarın eft yapıldığını öğreniyor. Yaşanan olay sonrası kendisini arayan ve paranın geçtiği hesap hakkında suç duyurusu yapılmış 1 yıl kadar önce. Ancak gelinen noktada hesaba bloke konulsa da para çoktan başka hesaplara geçirilmiş. Herhangi bir görüntü kaydı vs yok. Müvekkilin uğradığı zarar için banka sorumlu tutulabilir mi sizce?
Birkaç karar inceledim ancak müşterinin kendi işlemleri nedeniyle yapılan eftlerde bankanın sorumluluğuna gidilemeyeceği ifade edilmişti. Ancak yüksek meblağ söz konusu ve herhangi bir bilgilendirme mesajı da banka tarafından gönderilmemiş. Dosya hala soruşturma aşamasındayken bankayı ne şekilde dahil edebiliriz. Böyle bir olayla müvekkilin zararı için ne yapabiliriz? Haksız fiile dayanarak banka aleyhine dava açabilir miyiz? Önerileriniz için şimdiden teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :645, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : hukukçu077, Tarih : 01-02-2024 12:28
Herkese merhabalar,
Müvekkilimin,yaralama hakaret vb suçlardan ayrı ayrı ceza almış olduğu toplam 10 dosyası var. Toplam cezası müddetnameye göre 10 yıl 41 ay 21 gün hapis cezası.Hak ederek tahliye tarihi; 29/11/2031 koşullu salıverme tarihi ise 13/08/2026 dır.
2020 infaz düzenlemesine göre veya başka bir yasaya göre bu cezaları düşürtebilir miyim veya cezaevinde daha kısa süre kalmasını sağlayabilir miyim?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :554, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avb, Tarih : 31-01-2024 20:43
Merhaba arkadaşlar, müvekkilim 2019 ağustos veya eylül ayında kira sözleşmesini yapmış ancak sözleşmeyi kaybetmiş. Yani 5.yılın dolmasına 7-8 ay var, şu anda kira tespit davası açabilir miyim? Kabul edilir mi? Veya garanti olması açısından kira uyarlama ve kira tespiti terditli talep edebilir miyim? Cevaplarsanız sevinirim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :619, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Gürkan Çalışkan, Tarih : 29-01-2024 19:06
iyi akşamlar.
Birden fazla parsellere ayrılmış ve her parselde birden fazla müstakil yapının bulunduğu, yasanın aradığı komşuluk şartının ve ortak kullanım alanlarının bulunduğu bir sitede toplu yapıya geçiş sağlanmak isteniyor.
1- Birden fazla parsel var ve her parselde birden fazla müstakil yapı var.
2- Kat Mülkiyeti Kanunu'nda getirilen toplu yapıya ilişkin düzenlemelerin öncesinde oluşturulmuş 40 yaşında bir site mevcut.
3- Kanunda ve ilgili yönetmelikte ifade bulan 'blok yapı' yok. Her parselde müstakil birden fazla taşınmaz var. Bazı parsellerde 4, bazı parsellerde 10 müstakil, 2 katlı yapılar var.
4- Her parseldeki bulunan taşınmaz sahipleri kendi yönetim planını oluşturmuş durumda. Her parselin ayrı bir yönetim planı var.
5- Site için ayrı bir 'site yönetimi' de var.

Bu şartlarda toplu yapı yönetim planı oluşturulmak isteniyor.
Sorum şu ;
a) Toplu yapı yönetim planını oluşturmak için nasıl bir süreç izlenmeli ?
b)Karar ve toplantı için nasıl bir çoğunluk sağlanmalı?
c)Site Yönetimi, Toplu Yapı Yönetim Planı'nı nasıl ve hangi şartları karşılayarak yapmalı ?

Çok teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :633, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : norrinradd, Tarih : 29-01-2024 13:56
Meslektaşlarım saygılar herkese iyi çalışmalar dilerim öncelikle. Müvekkil bir şirket ile kira sözleşmesi imzaladı ancak şirketin ortağı saçma bir imza atmış kontrata ve bu şekilde kira ilişkisini 1 yıl sürdürmüşler problem olmadan. 1 yıl sonunda anlaşamamışlar ve kiracı şirketin ortağı gitmiş başka şirket açmış başka yerde. Kiracı olarak görünen bu şirketi ise kapatmadan sadece malvarlığını boşaltmış müvekkil kiraya verene de biz de buradan çıkmıyoruz kira da ödemiyoruz, itiraz edip süreci uzatacağız avukatla demiş. Örnek 13 tahliye emrine karşı da hem borca hem imzaya itiraz etti kira sözleşmesindeki imza şirket yetkilisinin değildir diye çünkü kiracı şirketin yetkilisi değil de ortağı imza atmış, ortağı ise kendi imzasını bence atmamış, attığı imza saçma bir imza gerçekten dediğim gibi. Bu durumda sulh hukukta itirazın iptali açarsam kazanma durumum nedir? Ne yapmalıyım müvekkil aşırı mağdur oldu. Ayrıca güveni kötüye kullanmadan suç duyurusunda da bulunabilir miyiz, devir olgusunu inkar etmesi (imza itirazı) sebebiyle. Teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :624, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Edward Watson, Tarih : 25-01-2024 11:35
Merhaba sayın meslektaşlarım. Açmış olduğumuz muris muvazaası nedenli tapu iptal ve tescil davasında mal kaçıran murisin, anne olduğunu zannederken mahkemeye gönderilen resmi satış senedinde malın baba tarafından yarısının anneye diğer yarısının da gelinine satış suretiyle intikal ettirilmiş olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız. Davalı taraf da ne cevap dilekçelerinde ne de ikinci cevap dilekçelerinde bu hususa değinmediler ve her iki tarafta, (davacı ve davalı taraflar) malın anne tararfından geline satış suretiyle devredildiği varsayımıyla hareket etti. Kısaca davamızda murisin, davacının babası olması gerekirken, davacının annesini muris olarak göstermiş bulunmaktayız. Dinlettiğimiz tanıklarda malın davacının annesi tarafından gelinine satış olarak intikal ettirildiğini de beyan ettiler. Davacı taraf olarak bu aşamada ne yapmamız gerekir. Davayı ıslah etmemize gerek var mıdır?

Not: Davacının anne ve babası vefat etmiştir.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :597, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : bilgin, Tarih : 25-01-2024 11:26
Kiracı Ocak 2024 ayında vefat etti, bir kaç gün sonra ,tanımadığım başka bir şahıs, hesabından kirayı gönderince, hemen iade ettim, çünkü kiracının tek başına çalıştığını biliyorum ,ölen kiracının karısı ve 3 küçük çocuğu dışında mirasçısı yok ,kadının adını ve TC sini nasıl öğrenerek kendisine devam edip etmeyeceği yolunda ihtarname gönderebilirim, fuzulişagil durumundaki şahsı çıkarmak için yaptığım müracaata, kaymakamlık hiçbir araştırma yapmadan olumsuz cevap verdi, işgalci şahıs aleyhine ortak olmadığını tesbit davası mı açayım ne yapabilirim umarım cevabınız benzer durumlara da örnek olur selamlar
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :533, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Ronah, Tarih : 23-01-2024 12:36
Merhaba sayın meslektaşlarım.

Taşınmaz satış vaadine dayalı tapu iptal ve tescil davası açacağım ancak sözleşme borçluları elbirliği mülkiyetinde olduğundan ifa imkansızlığı nedeniyle red geleceği aşikar. Sözleşme borçlularının elbirliği mülkiyetinden paylı mülkiyete nasıl geçirebiliriz, müvekkil 3. kişi satış vaadi alacaklısı.

İİK 121'e göre yetki belgesi istenebilir evet ama bunun için açılmış bir icra takibimiz olması lazım, o da bizde yok. Daha önce bu durumla karşılaşan meslektaşlar yardımcı olabilirse sevinirim. İyi çalışmalar.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :700, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : EKeklik, Tarih : 22-01-2024 17:52
Herkese Merhaba. Karşı taraf 400,000 TL karşılığı bir ev inşaatı taahhüt etti, bu taahhüte uymadı. Ben karşı taraf tacir olduğu için bu tutarın avans faiziyle iadesini isteyeceğim ama o günkü inşaat malzemelerinin değeri bugün ana para+avans faizinden daha fazla. Yani bir munzam zarar söz konusu.
Acaba ben avans faizini karıştırmayıp, o gün 400,000 TL ile alınan malzemelerin bugünkü ücretini mi takipte talep etsem? (firmalardan fiyat alabilirim) yoksa avans faiziyle isteyip, daha sonra munzam zarar davası mı açsam? Munzam zararı belirleyebiliyorsam doğrudan onu istemek daha mantıklı geliyor. Son olarak, sözleşmenin yerine getirilmemesinden dolayı HMK 16 uyarınca alacaklının yerleşim yerinde takip açmayı düşünüyorum. İtiraz gelirse de iptal davasını tüketici mahkemelerinde açmayı düşünüyorum, doğru mu düşünüyorum? Fikri olan herkesin düşüncesini beklerim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :691, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : 2222, Tarih : 22-01-2024 17:21
Merhaba Meslektaşlarım,
Kendisi ve eşi limited şirket ortaklarından ve genel müdür olan eş ile boşanmışlar. Ortaklıktan çıkma davası sonucunda çıkma kararı verildi fakat paylar ile ilgili bir şeye hükmetmedi. Payları %49 ve %51. Müvekkilin payı 49, bu payı devretmek istiyor fakat ayrıca bir davada mı talep edilmeli yoksa bulduğum hükme göre şirkete başvuru ile de oluyor.
Türk Ticaret Kanunu Madde 595/7 uyarınca, hisse devri yapılmasından sonra şirkete yapılan başvurudan itibaren üç ay içerisinde, genel kurul, başvuruyu reddetmediği takdirde hisse devrine onay vermiş sayılmaktadır. Şirkete yapılan başvuru sonrası, hisse devri yapan ortak, şirkete başvuru yaptığını ve yapılan başvuru sonrası şirket tarafından başvurunun üç ay içerisinde reddedilmeyerek onay verilmediğini, mahkemede ileri sürebilecek ve yapılan hisse devrinin ticaret siciline işlenmesine mahkeme aracılığı ile sağlayabilecektir.

Nasıl bir yol izlenmeli yardımcı olabilirseniz sevinirim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :651, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avhanim, Tarih : 22-01-2024 16:31
Saygıdeğer meslektaşlarım merhaba,
Müvekkilin kiracısı kira bedelini her ay düzenli ödemediğinden iki haklı ihtarla kiracıyı tahliye edebilmek için iki ayda iki ayrı icra takibi başlattık. Geçmiş yıllarda yazılı kira sözleşmesi mevcut iken, kira bedelinin %25'ten fazla artmış olması sebebiyle müvekkil alacaklının problem yaşamaması açısından ödeme emrini sözlü kira sözleşmesine bağlı olarak düzenledim ve bu bakımdan yazılı sözleşmede yazmamasına rağmen sözlü olarak her ayın 15'i ödeme yapması kararlaştırılmış kiracıya ayın 15'inden hemen sonra takip başlattım. Kiracı ilk ödeme emrine süresi içerisinde itiraz gerçekleştirmedi. Nasılsa itiraz etmediğinden akdi ve ödemeyi kabul etmiş olacağını düşündüğümden, ikinci icra takibini de ay sonunda değil de ayın 15'inden sonra başlattım.

Bu durumda İİK 269.madde hükmü uygulanır görüşündeyim. Yani tahliye davası açtığımız vakit, kiracı sözlü kira akdinin varlığını ve kira ilişkisini kabul etmiş sayılacağından mahkemede sözlü kira akdine itiraz edemez diye düşünüyorum. Yalnızca aklımı kurcalayan 5 yıl öncesine ait yazılı kira sözleşmesi mevcut olması. Kiracı eğer bu yazılı akdi kaybetmemişse, mahkemeye delil olarak sunabilir.
Bu konuda fikir ayrılığı yaşadığımdan, engin bilgilerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Şimdiden çok teşekkür ederim...
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :651, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.End, Tarih : 22-01-2024 11:10
Meslektaşlarım merhaba, maalesef hepimizin gündeminde kira bedelleri 5 yılı dolmamış kira sözleşmeleri için neler yapabiliriz bunlar var.
Biz halihazırda kira uyarlama davalarına ağırlık vermiş bulunmaktayız. Davaları açtık ancak daha hiçbirinde öninceleme dahi yapılamadı mahkemelerin yoğunluğu nedeni ile.
Mahkemelerin 5 yılı doldurmamış kira sözleşmeleri için kira uyarlama davalarına bakış açısını merak ediyorum. Olumlu-olumsuz tecrübelerinizi aktarabilirseniz sevinirim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :700, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukat077, Tarih : 22-01-2024 10:29
Merhaba meslektaşlarım,
Ürün kiralama hizmetinden kaynaklı olarak kesilen faturadaki KDV alacağına faiz işleyebiliyor muyuz?
Faiz işletmek mümkün ise hangi tür faiz işletebiliriz ?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :566, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : sualpsadak, Tarih : 22-01-2024 10:29
Merhabalar sayın meslektaşlarım,

Kiracı müvekkil tarafından kiraya verene kira sözleşmesinin imzalandığı tarihte noterlikçe düzenlenmiş bir tahliye taahhütnamesi verilmiş. Müvekkil aleyhine tahliye talepli olarak icra takibi başlatıldı, tahliye taahhütnamesinin kira sözleşmesi ile aynı tarihli olması nedeniyle geçersiz olduğunu beyan ederek itiraz ettik. Karşı taraf ise itirazın kaldırılması yoluna gitti ve mahkemece İİK kapsamında dar bir değerlendirme yapılarak itirazın kaldırılması ve tahliye kararı verildi. Benim sorum ise özet olarak şöyle:

1- Tahliye Taahhütnamesinin geçersizliği nedeniyle genel mahkemede menfi tespit davası açılabilir mi?

2- Tahliye kararını teminat yatırmak suretiyle durdurabilir miyiz ve teminat miktarı nasıl hesaplanacaktır ?

Şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :625, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : 2222, Tarih : 21-01-2024 22:40
Merhabalar Meslektaşlarım,

Taraflar aralarında eser sözleşmesi mahiyetinde, inşaat sözleşmesi protokolü imzalamış. Protokole belirli bir arsada villa yapılması konu edilmiş.

Satış bedeli sözleşmeyi imzaladıkları gün ödenmiş. Sözleşmede teslim tarihi belirtilmiş, bu tarihe göre 01.11.2022'de taşınmaz teslim edilecekti. Protokolde satıcı bu tarihe kadar teslim yapamazsa teslime kadar geçecek sürede her ay için villanın bölgedeki emsalleri üzerinden belirlenecek kira rayici kadar kira ödemeyi taahhüt etmiştir.

Fiili olarak taşınmaz teslim edilmiş alıcılara fakat oturulacak halde değil, hala şantiye elektriği veriliyor, anladığım kadarıyla belediyeden yapı kullanım izin belgesi de alınmamış demek oluyor bu. Site halinde, kimse henüz taşınmamış, mobilyalarını falan bırakmışlar ve diğer yaza kadar bu gibi eksikliklerin tamamlanmasını bekliyor herkes.

06.09.2023'de ise müvekkil yükleniciyi sıkıştırarak tapu vermesini istemiş fakat yüklenici de hisseli tapu vermiş bu tarihte. Tapuda sadece müvekkilin payı olan villaya denk gelen metrekare yazılı, hisseli tapu yani görünürde sadece belirli metrekarelik bir arsa tapusu. Kat irtifakı kurulmamış. Ortak alanların yapımı tamamlanmadan yapı kullanım izin belgesi verilmez. Ortak alanlar tamamlanmamış. Havuz, otopark, site girişi, peysaj tamamlanmamış.

Müvekkil ise kira alacağını talep ediyor, şimdi bu uyuşmazlıkta sözleşmeden kaynaklı kira alacağını talep edeceğiz, fakat sorularıma cevap verirseniz sevinirim.

1)hukuken geçerli bir teslim somut olayda var mı?
2)inşaat sözleşmeleri kapsamında işin zamanında teslim edilmemesine ilişkin yüklenicinin sözleşmeden kaynaklı olarak ödenmesi gereken kira bedelin hukuki niteliği ne? (ceza-işart ise ve bu hali ile geçerli bir teslim ise ihtirazi kayıt yok, kira alacağım saklı olacak şekilde taşınmazı teslim alıyorum dememiş müvekkil)
3)aynen ifa+Gecikme tazminatı mı talep edilmeli?
4)teslim geçersiz ise kira alacağı her geçen gün işliyor mu?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :621, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukat077, Tarih : 21-01-2024 18:30
Merhaba meslektaşlarım,
Müvekkilim 2021 tarihinde boşanma davası açmış ve 01/03/2021 tarihinde karşılıklı olarak geri almışlar.
Şimdi tekrardan bir boşanma davası açmış.Bu davayı açarken dava dilekçesinde öncesinde açtığı dava için affettiğim için geri aldım şeklinde beyanda bulunmuştur.
Sorum şu : Yeni açılan dava da önceki davadan kaynaklanan vakıaları da öne sürebilir miyiz?Yoksa Dava dilekçesinde bu şekilde beyanda bulunması bu hakkımızı kaybettirdi mi?
Hakkımızı kaybettik ise de Dava dilekçesini ıslah etsem eski vakıaları öne sürebilmemiz mümkün olur mu?
-Kendi açtığımız dava da öne süremesek dahi tarafımıza açılan karşı dava da cevap dilekçesinde affetmediğimizi öne sürerek önceki dava dosyasına dayanabilir miyiz ?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :633, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05235195 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.