Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Alacaklı sıfatıyla açılan ortaklığın giderilmesi davası;

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-06-2012, 12:23   #1
Ogms

 
Varsayılan Alacaklı sıfatıyla açılan ortaklığın giderilmesi davası;

Öncelikle tüm meslektaşlarımıza kolay gelsin. Forumda konuyla ilgili bazı yazışmalar olsa da, tam olarak istediğim cevaba ulaşamadım.

Şöyle ki;
Borçluya ait veraset ilamını ve İİK 121. madde uyarınca mahkemeden ortaklığın giderilmesi davası açabilmek için yetki belgesi almış bulunmaktayız.

1-Davamızı açarken, husumeti diğer mirasçılarla birlikte borçluya da yöneltmeli miyiz? Yani davalı olarak dosya borçlusunu da göstermeli miyiz? Aksi durumda ne yapılmalıdır?

2-Davalı borçlunun haklarına halel gelmemesi için TMK madde 648'e göre kayyım atamasını hangi halde istemeliyiz?
Örneğin borçluya tebligat yapılabilse bile kayyım atamasını istemek zorunluluğumuz var mıdır?

İlginiz için şimdiden çok teşekkürler. İyi çalışmalar.
Old 25-06-2012, 12:28   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ogms
Öncelikle tüm meslektaşlarımıza kolay gelsin. Forumda konuyla ilgili bazı yazışmalar olsa da, tam olarak istediğim cevaba ulaşamadım.

Şöyle ki;
Borçluya ait veraset ilamını ve İİK 121. madde uyarınca mahkemeden ortaklığın giderilmesi davası açabilmek için yetki belgesi almış bulunmaktayız.

1-Davamızı açarken, husumeti diğer mirasçılarla birlikte borçluya da yöneltmeli miyiz? Yani davalı olarak dosya borçlusunu da göstermeli miyiz? Aksi durumda ne yapılmalıdır?

2-Davalı borçlunun haklarına halel gelmemesi için TMK madde 648'e göre kayyım atamasını hangi halde istemeliyiz?
Örneğin borçluya tebligat yapılabilse bile kayyım atamasını istemek zorunluluğumuz var mıdır?

İlginiz için şimdiden çok teşekkürler. İyi çalışmalar.

Borçluya da husumet yöneltirseniz, hem davacı hem davalı olmaz mı?

Sorunuz kendi içinde çelişmiyor mu?
Alıntı:
ortaklığın giderilmesi davası açabilmek için yetki belgesi almış bulunmaktayız.

Siz borçu "adına" ve "yetkiyle" dava açacak ve hareket edeceksiniz. O nedenle borçluya husumet yöneltmeyecek, kayyım atanmasını istemeyeceksiniz.
Old 25-06-2012, 12:54   #3
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Borçluya da husumet yöneltirseniz, hem davacı hem davalı olmaz mı?

Sorunuz kendi içinde çelişmiyor mu?


Siz borçu "adına" ve "yetkiyle" dava açacak ve hareket edeceksiniz. O nedenle borçluya husumet yöneltmeyecek, kayyım atanmasını istemeyeceksiniz.

Sayın Ergin'e katılmıyorum. Ortaklığın giderilmesi davasında taraf teşkili sağlanmalıdır. Davada ortaklığın giderilmesini borçlu değil, 3. kişi alacaklı istemektedir. Bu noktada davacı alacaklı 3. kişidir.

Davalılar ise mala ortak olan kişilerdir. Buna borçlu da dahildir.

Kimse dava açmaya zorlanamaz...

Kolay gelsin...
Old 25-06-2012, 15:57   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Konuyla ilgili karar

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/6349
K. 2006/9442
T. 3.10.2006
• PAYDAŞLIĞIN GİDERİLMESİ ( Dava Açma Hakkının Hakime veya Başka Bir Kişiye Tanınmadığı - Yalnızca Mirasçıya ya da İcra Mahkemesinden İcra İflas Yasası'nın 121. Maddesi Hükmü Uyarınca Ortaklığın Giderilmesi Davasını Açma Yetkisini Alan Alacaklıya Tanındığı )
• DAVA AÇMA HAKKI ( Hakime veya Başka Bir Kişiye Tanınmadığı - Yalnızca Mirasçıya ya da İcra Mahkemesinden İcra İflas Yasası'nın 121. Maddesi Hükmü Uyarınca Ortaklığın Giderilmesi Davasını Açma Yetkisini Alan Alacaklıya Tanındığı )
2004/m.121
4721/m.648
1086/m.428
ÖZET : Uyuşmazlık, yirmialtı adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesine ilişkindir. Dava açma hakkının hakime veya başka bir kişiye tanınmadığına, yalnızca mirasçıya ya da icra mahkemesinden İcra İflas Yasası'nın 121. maddesi hükmü uyarınca ortaklığın giderilmesi davasını açma yetkisini alan alacaklıya tanındığına göre, yasa koyucunun bu davayı sadece atanan kayyımın açacağını kabul ettiğini ileri sürmenin mevcut yasal düzenleme karşısında mümkün olmadığına" karar verilmiştir. Dairemizce de benimsenen bu karara göre davanın kayyım tarafından açılması doğru değildir.

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalılardan Z... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Uyuşmazlık, yirmialtı adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesine ilişkindir.

Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 2168 No'lu parselin satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesine diğer taşınmazlar hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı Z... tarafından satışına karar verilen taşınmaza yönelik temyiz edilmiştir.

Davacı alacaklı kayyımı, elbirliği mülkiyetine tabi dava konusu edilen taşınmazların ortaklarından Z...'nın borcu nedeniyle İcra Tetkik Mercii'nden İcra İflas Yasası'nın 121.maddesine göre alınan yetki belgesine dayanarak ortaklığın giderilmesini istemiştir.

Davalı Z... davayı kabul ettiğini, ortaklığın giderilmesini istediğini beyan etmiş,diğer davalılar duruşmalara katılmamış ve bir beyanda bulunmamışlardır.

Medeni Kanun'un 648. maddesinde "açılmış mirasta bir mirasçının payını devralmış veya haciz ettirmiş olan ya da elinde mirasçıya karşı alınmış borç ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklı sulh hakiminden bu mirasçının yerine paylaşmaya katılmak için bir kayyım atanmasını isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir.

Bu konuda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 3.11.2004 gün ve 2004 6-509 esas 2004/569 karar sayılı ilamında " elbirliği mülkiyetine tabi malda payı bulunan borçludan alacaklı olan kişi, İcra Mahkemesinden alacağı yetkiye dayanarak borçlunun da içinde bulunacağı tüm elbirliği ortaklarına karşı dava açıp bu davayı sonuçlandıracağına, buradaki dava açma hakkının hakime veya başka bir kişiye tanınmadığına, yalnızca mirasçıya ya da icra mahkemesinden İcra İflas Yasası'nın 121. maddesi hükmü uyarınca ortaklığın giderilmesi davasını açma yetkisini alan alacaklıya tanındığına göre, yasa koyucunun bu davayı sadece atanan kayyımın açacağını kabul ettiğini ileri sürmenin mevcut yasal düzenleme karşısında mümkün olmadığına" karar verilmiştir. Dairemizce de benimsenen bu karara göre davanın kayyım tarafından açılması doğru değildir.

Takip alacaklısı A... tarafından açılan bir dava da bulunmadığından mahkemece aktif husumet ehliyeti yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasını inceleyerek yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün ( BOZULMASINA ), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 03.10.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 25-07-2012, 15:32   #6
pısırık ninja

 
Varsayılan

Haciz konulan miras hissesinin bir kısmı elbirliği mülkiyetine (borçlunun da dahil olduğu kısım) , bir kısmı paylı mülkiyete(yabancı kişiler) tabi ise , ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası sadece elbirliği mülkiyetine sahip kişilere karşı mı açılmalıdır?
Old 25-07-2012, 16:04   #7
Ogms

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/1448

K. 2003/1607

T. 18.3.2003

• İZALE-İ ŞUYU DAVASI ( Paylı ve Elbirliği Mülkiyet Hükümlerine Tabi Mallarda Paydaşlar veya Ortaklar Arasındaki Hukuki İlişkiyi Sona Erdirmesi )

• TARAF TEŞKİLİ ( Paylaştırma Davalarında Davanın Tüm Alakadralara Tebliğinin Zorunlu Olması )

• ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ ( Paylaşma Davalarının Toplu Mülkiyetten Ferdi Mülkiyete Geçmeyi Sağlayan İki Taraflı ve Taraflar için Benzer Sonuçlar Doğuran Davalar Olması )

• USULİ İŞLEM ( Usul Yasası Gereğince Paylaşma Davalarında Davanın Tüm Alakadarlara Tebliğinin Zorunlu Olması Nedeniyle Taraf Teşkili Sağlanmadan Davanın Esasına Geçilmemesi )

1086/m.569

ÖZET : Paylaşma davaları, paylı ve elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi mallarda paydaşlar veya ortaklar arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdiren, toplu mülkiyetten ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı ve taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. HUMK.nun 569/2.maddesi uyarınca davanın tüm alakadarlara tebliği gerekir.

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paylaşma davasına dair karar bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava bir adet taşınmazın paylaştırılmasına ilişkindir. Mahkemece satış kararı verilmiş, hükmü davalılardan Mehmet ile paydaş Mehmet Bahri mirasçıları temyiz etmiştir.

Davacı vekili, 173 ada 87 parselin taraflar arasında hisseli olduğunu, ortaklığı rızaen gideremediklerini, taşınmazın aynen taksim, olmazsa satılarak ortaklığının giderilmesini talep etmiştir. Bir kısım davalılar davaya diyecekleri olmadığını bildirmişlerdir.

Paylaşma davaları, paylı ve elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi mallarda paydaşlar veya ortaklar arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdiren, toplu mülkiyetten ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı ve taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. HUMK.nun 569/2.maddesi uyarınca davanın tüm alakadarlara tebliği gerekir.

Olayımızda, dava konusu edilen ve satışına karar verilen 173 ada 87 parselin 5/40 pay sahibi Mehmet Bahri'nin 29.6.1984 tarihinde vefat ettiği geriye mirasçı olarak İffet, Oğuz, Şevket ve Hale'nin kaldığı, adı geçenlere dava dilekçesinin tebliği için çıkarılan davetiyelerin tebliğ edilmeden iade edildiği ve taraf teşkili sağlanmadan davanın sonuçlandırıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece öncelikle bu mirasçılara dava dilekçesinin tebliğ edilmesi böylece taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, bundan yanılgıya düşülerek yazılı şekilde satış kararı verilmesi hatalı olmuştur.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 18.3.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Şahsi kanaatim tüm paydaş ve ortaklara husumetin yöneltilmesi yönündedir. Basitçe düşününce paylı mülkiyet hissedarlarının örneğin önalım hakkına halel gelmemesi için bile davadan haberdar olmaları daha doğru olur.
Old 19-09-2012, 12:56   #8
Matrix

 
Varsayılan

Bazı mahkemeler satış aşamasında, borçlunun hak ve menfaatlerini gözetmek adına kayyım atanmasının zorunlu olduğunu ve bu hususta Yargıtay kararı olduğundan bahisle davacı alacaklıya kayyım atanması için yetki belgesi vermektedirler.Bu hususta bir Yargıtay kararı var mıdır yoksa bilgi eksikliğimi var ? Aydınlatacak olanlara teşekkür ederim..
Old 20-09-2012, 16:59   #9
pısırık ninja

 
Varsayılan

Bu konuda aşağıdaki karar işinize yarar mı?

6.HD 2010/9088 E. 2011/57 K.(2004 S. K. m. 121) (4721 S. K. m. 648) (YHGK. 03.11.2004 T. 2004/6-509 E. 2004/568 K.)

Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar; davalılardan Fatma tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Uyuşmazlık, alacaklı tarafından borçlu hakkında yapılan icra takibi nedeni ile davalı borçluya murisinden intikal eden bir adet taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, ortaklığın satılarak giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Fatma vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı alacaklı vekili icra mahkemesinden İ.İ.K. 121. maddesi gereğince aldığı yetkiye dayanarak bu davayı açmıştır. Türk Medeni Kanunu’nun 648. maddesinde <açılmış mirasta bir mirasçının payını devir almış veya haciz ettirmiş olan ya da elinde mirasçıya karşı alınmış borç ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklı sulh hakiminden bu mirasçının yerine paylaşmaya katılmak için bir kayyım atanmasını isteyebilir> hükmüne yer verilmiştir. Bu konuda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03.11.2004 tarih ve 2004/6-509 E. - 2004/568 K. sayılı ilamında <elbirliği halinde mülkiyete tabi malda payı bulunan borçludan alacaklı olan kişi icra mahkemesinden alacağı yetkiye dayanarak borçlunun da içinde bulunacağı tüm el birliği ortaklarına karşı dava açıp bu davayı sonuçlandıracağına; buradaki dava açma hakkının hakime ya da bir başka kişiye tanınmadığına, yalnızca mirasçıya ya da icra mahkemesinden İ.İ.K. 121. maddesi hükmü uyarınca ortaklığın giderilmesi yetkisini alan alacaklıya tanındığına göre yasa koyucunun bu davayı sadece atanan kayyımın açacağını kabul ettiğini ileri sürmenin mevcut yasal düzenleme karşısında mümkün olmadığına> içtihat edilmiştir. Dairemizce de benimsenen bu içtihada göre davanın kayyım tarafından açılmasına gerek olmadığı gibi borçlu ortağa kayyım tayinine de gerek yoktur. Davada, borçlu ortak adına usulüne uygun duruşma gün ve saatini bildirir dava dilekçesi tebliğ edilmeden, borçlu ortağa kayyım atanarak ve dava dilekçesi kayyıma tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır. Bu durumda mahkemece, davalı borçlu ortağa kayyım atanmasına gerek olmadığı göz önüne alınarak, davalı borçlu ortağa usulüne uygun olarak duruşma gün ve saatini bildirir dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kayyım adına tebligat yapılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.01.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 21-09-2012, 09:39   #10
Matrix

 
Varsayılan

Sayın pısırık ninja; Eklediğiniz Yargıtay kararı konusunda herhangi bir tereddütümüz yoktur. Galiba eksik anlattığım ( sorun ) şudur; Ortaklığın giderilmesi davası aşamasında kayyım atanmasına gerek olmamakla birlikte, satış aşamasında borçlu yararına kayyım olması gerektiği bazı mahkemelerce istenmekte bazen de istenilmemektedir.Bu işin doğrusu ne olmalıdır? Bu hususta Yargıtay kararı var mıdır? Demek istemiştim.
Old 30-03-2013, 19:12   #11
avukat_elvan

 
Varsayılan

Merhabalar,alacaklı sıfatı ile ortaklığın giderilmesi davası ikame edebilmek için yetkiyi icra mahkemesinde mi almak lazımdır? zira biz icra müdürlüğünden almıştık, bu haliyle yeterli değil midir?
Old 30-03-2013, 20:55   #12
Matrix

 
Varsayılan

Yetki belgesi ( icra hukuk mahkemesi ) mahkemeden alınmalıdır.
Old 09-06-2013, 20:42   #13
juristbtl

 
Varsayılan

merhaba, ben de aynı şekilde yetki belgesini aldım. fakat dilekçede davayı açarken veraset belgesi eklememiz gerekiyor mu? bu veraset belgesini ne şekilde temin edeceğim?
alacaklının açtığı ortaklığın giderilmesi davasıyla ilgili elinde örnek dilekçe olan varsa ve paylaşırsa sevinirim.
teşekkür ederim.
Old 27-05-2014, 09:44   #14
pallanco

 
Varsayılan

Alacaklıları farklı ve fakat borçluları aynı olan iki icra dosyamdandan da aynı borçlunun aynı gayrimenkul hissesi üzerine hacizler koydurdum. İştirak halinde mülkiyet olduğu için ortaklığın giderilmesi davası açmam gerekecek.

Her iki dosyamda da yetki aldım.

İki alacak için tek bir ortaklığın giderilmesi davası açabilir miyim ? Yoksa ayrı ayrı açıp birleştirtmeli miyim ? Ya da birisi için açacağım dava, diğer bütün hacizler için satış isteme süresini keser mi ?
Old 13-11-2017, 16:19   #15
kamran

 
Varsayılan

Merhaba arkadaşlar bu konuda bir sorum olacak yardımınıza ihtiyacım var; acaba ortaklığın giderilmesi davasında alınan karar gereği satışın yapılabilmesi için hükmün kesinleşmesi gerekir mi? Bir başka söylemle; borçlu adına başlatılan takibimizi devam ettirip hüküm kesinleşmeden satış isteyebilirmiyiz? Yine bir başka anlatımla; icra takibinden sonra açılan ortaklığın giderilmesi davasında verilen hüküm TAŞINMAZIN AYNINA İLİKİN BİR KARARMIDIR? Kesinleşemeden takibi mümkün değilimidir? Şimdiden teşekkür ederim. Herhangi bir içtihat bulamadım..iyi çalışmalar
Old 13-11-2017, 16:21   #16
pallanco

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kamran
Merhaba arkadaşlar bu konuda bir sorum olacak yardımınıza ihtiyacım var; acaba ortaklığın giderilmesi davasında alınan karar gereği satışın yapılabilmesi için hükmün kesinleşmesi gerekir mi? Bir başka söylemle; borçlu adına başlatılan takibimizi devam ettirip hüküm kesinleşmeden satış isteyebilirmiyiz? Yine bir başka anlatımla; icra takibinden sonra açılan ortaklığın giderilmesi davasında verilen hüküm TAŞINMAZIN AYNINA İLİKİN BİR KARARMIDIR? Kesinleşemeden takibi mümkün değilimidir? Şimdiden teşekkür ederim. Herhangi bir içtihat bulamadım..iyi çalışmalar

Ne şekilde ve sıfatla açarsanız açın, ortaklığın giderilmesi davasında verilen satış kararı kesinleşmeden satış dosyası açtırıp satış işlemlerine başlayamazsınız. Kesin bilgi
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ortaklığın Giderilmesi davası mı Taksim Sözleşmesi Uyarınca Tescil Davası mı? condictio_certi Meslektaşların Soruları 1 23-05-2013 10:54
ortaklığın giderilmesi davası av.salih gülgeldi Meslektaşların Soruları 4 07-03-2012 13:46
cebri icra ile satın alınan taşınmaz açılan ortaklığın giderilmesi davasında arsa üzerindeki binadan müvekkile pay verilmemesi Genchukukcu42 Meslektaşların Soruları 2 27-07-2011 09:56
Ortaklığın Giderilmesi Davası - İzale - i Şüyuu Davası - Bu konu ile ilk davam justicewarior Meslektaşların Soruları 7 11-05-2009 11:48
Ortaklığın giderilmesi davası rabia_trl Meslektaşların Soruları 3 14-09-2008 12:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07333207 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.